Bugün ise bu yaşta bile ıskalamaya devam ettiğim bir konuyu irdelemek istiyorum:
“An”ı yaşamamak!
“Şimdi”yi ıskalamak!
İlkokul mezunu ama zeka seviyesi çok yüksek, eşini evinin direği görmüş ama onunla bütün olmayı yakalayamamış, dolayısı ile biricik yavrusu, tek erkek evladını “çocuğu” olmanın çok ötesinde, bilinç dışının bir yerlerinde “erkeği” olarak da görmüş; isteri krizleri ile yuğrulan bir annenin eseri olarak benim de “nörotik” bir karakter yapısını aşmam mümkün olmadı.
Buna; Balkan Savaşı?nda 6 aylık iken yitirdiği babasının ardında, kendisini hiçbir geliri olmayan ve dahi hayatını ona adayan bir annenin eline teslim etmekten başka çaresi olmayan babamın beni şekillendirme katsayısı eklenince hayatı hep korku, hep endişe, hep beklenti ile yaşayan bir insan olarak da çıktım ortaya.
Nörotik ve endişe dolu!
Nörotik ve hep endişe dolu insanlar ne yaparlar?
Herşeyden önce “an”ı yaşamazlar!
Benim şimdi yaptığım gibi ya geçmişe takılır kalır, ya yarının hesabını kurarlar.
Kah “acaba dün şu şöyle olmasaydı daha mı iyi olurdu?” diye sorarlar.
Kah, “acaba yarın ne olacak?”, diye endişelenirler.
Dünü yaşar, yarını yaşar ama bir türlü bugünü yaşamazlar.
Bir türlü “bugün pazar, bugün ne davam, ne karım, sadece ben varım” diyemezler.
Hep “an”ın içinde yaşar ama tıpkı deryayı bilmeyen balıklar gibi “an”ı bilmezler.
Dünü ve yarını yaşamaktan bir türlü sıra “şimdi”ye gelmez!
Halbuki, insan “zaman”dan kopabilse, kendini zamansızlığın sihrine kaptırabilse, “an”ın muazzam hafifliği içinde kendisi de kuş gibi olacaktır.
Endişeleri, korkuları, umutsuzluğu içinden silebilse; zamanın dışına çıkmak onu mekanın da dışına çıkaracaktır.
Beklentileri de silebilse, zaten beklenenin hiç gelmediğini veya beklenenin hep yanında olduğunu veya beklenenin beklenmeyenden hiçbir farkı olmadığını öğrenecektir.
Adına “hayat” denen; arka sokağı olmayan son durak veya başlangıca kapı açan ilk durakta beklerken ezilip, büzülmeyecektir.
“Anı yaşamak” hesap ederek idrak etmek yerine “an”a kendini teslim ederek idrak etmek ise ben ikincisinin varlığını fark ettim ama bir türlü yaşayamadım.
Hep ya geç vardım, ya da çok erkenden oradaydım.
Kendimi hiç teslim edemedim, hiç bırakamadım.
Hala da, üç aşağı beş yukarı oradayım.
Hayat “an”ların toplamından, “şimdi”nin sürekliliğinden ibaret.
O halde, “an”ı yaşayamazsanız, hayatı da ıskalamış oluyorsunuz.
Geriye endişe küpü, nörotik bir varlık kalıyor.
Siz de, ha babam, endişe küpü mizacınızı çeşitli zeka oyunları ile sis perdesi arkasına gömmeye çalışıyorsunuz.
Bu sefer de daha beter “an”dan kopuyorsunuz.
Zaman, mekan ve yer çekiminden sıyrılmış “an”ın hep içinde yaşayıp, onun çok az tadına varabilmek ıskaladıklarımın en başında gelir.
Keşke “an” içine gark olup eriyebilseydim!
Yazan: Cüneyt ülsever
Kaynak: hürriyet.com.tr
Bende ”an” ı yaşayabildiğimi sanmıyorum. Ya yarını düşünüyorum ya da geçmişi irdeleyip duruyorum. Cidden ”an” ı yaşayamadan yaşamım geçiyormuş. Bunu bir kere daha anladım.
”An” ı yaşayabilmek ne hoştur kim bilir…
Teşekkürler.
anı yaşamak adına yaptığım pek çok şey bana pişmanlık getirdi ya da daha sonradan gereksiz bi şey yapmış olduğum hissine kapıldım.bence eyleme geçmeden önce iki kere düşünmeli,anı yaşıycam diye hayatımızı pismanlıklarla doldurmanın alemi yok!!!
an ı yaşa benim hayat felsefem haline geldi ve gerçektende hiç pişman olmadım
anı yaşamk öle bir tat öle bir lezzettirki,geçmiş geçmiştir,gelecek ise meçhul o zaman biz yaşadığımız andan tat alırız bunun için size tafsiyem,anı yaşam 1-2-3-4- kitaplarını okumanızdır,kitaplar sayın ABDULKADİR DURU bey yazmıştır.
Saygılarımla…
Anda durmayan ölüdür,cemil güzel ifade etmişsin,
AN YAŞAYAN GÜL KOKAR,
KOKUSUZ GÜL NEYE YARAR
Bu anı yaşa kendini bul diye yapılan reklamlar sonucu 8 yılım heba oldu.Bu örgünöz dedikleri a.kadir durunun yazılarını hiç bir alim kabul etmiyor.Dİyanet şirktir diyor…
Arkadaşlar bilmeden tanımadan yazıyorlar galiba…aman dikkaattttt…
Aman dikkat edin.
Bir arkadaşım bu özdenciler yüzünden büyük maddi zarara uğradı.
Özdenciler herşeyi bildiğini zanneden cahiller sürüsüdür.
Çingeneler anını yaşar.
Anı yaşamak… hep yapmak istediğim ama yapadığım şey. daha çok gencim ama bunu yapabileceğimi hiç sanmıyorum. beklentileri silmeyi bende çok isterdim
Anı yaşamak için insanın belli sorunlarını halletmesi, ve bazı dünyevi şeyleri, olayları aşması gerekir.ben bunları aştım demiyorum fakat aşmak için çok uğraşıyorum.hedefim ise anı yaşamak değil, sadece normal biri gibi yaşamak!eğer ömür yeterse belki anı yaşamayı da düşünebilirim:)
Anını yaşamak keyfine göre değil. yaşatandan ayrılmamak bir yaşamak hayale kapılmadan yaşamak
Böyle üstünkörü konuşmaknekadar kolay değilmi tarikatlaraboğulmuş zihniyete gerçek müslümanlıknedir anlatmaya çalışır örgünöz.bende yılardır özdenciyim beşkuruş parama tenezzül etmedi kimse!bizde başkaları gibi aydan aya para toplama çingeneliği olmaz,,kitap alırsan parasını ödersin almazsan zorlamayok ,alamayacak durumdaysan arkadaşların alırlar sana.anı yaşamakçingenelik demiş birisi:)nefesini tut bakalım nekadar tutabiliyorsun,sana nefes al diyen kim?erteleyebilirsen ertele bakalım alma bi denenoluyor ozaman:)anı yaşamak böyle birşeydir heran allah ile olmak,şah damarından yakın olduğunu tefekkür ettiğinde insan ayak ayak üstüne dahi atamıyor.adımını yanlış atmıyor allah alayık olmak için saygısından sevgisinden yanlışa sürüklenmiyor.heran bunu hissetmektir anı yaşamak!kuran ı kerim yaşantısından göstermeyi öğretir örgünözinsanlara,,peygamberin memur tayin edildiğini ,onu örnek almamaız gerektiğini anlatır!asrı saadeti yaşatmak için uğraşır.öyle şeyhçilik bilmemnecilik olmaz bizde hakikate yol alırsın…
“an”ı yaşamak pişmanlık getirmez. “an”ı yaşamak zaten pişman olmamaktır. ayrıca “an”ı yaşamak o an’ı yanlışlarla doldurmak değil; o an’da kalarak alabildiğine zevk almaktır. farklı yorumlar tabiki yanlış anlamalara neden olur.
Yaşatana yaşattığı yerden bağlanıldığında an yaşanır.bunu yaşayanlar bilir.anını yaşa kitabında (abdulkadir duru)çok yönlü açıklanmıştır.
Ekonomide örgünöz:
1-efendimiz emek zeka-zeka emek bileşkesi ölçü imiş..şeref çağı imiş.ne kadar iş okadar para imiş…bunlrın tamamı sahtekar üçkağıtçıdır.insanları yolar…şöyleki…özden gzetesi 2 forma siyah beyaz çıkar fahiş parasatılır.haftalıktır.kemaliye eğinden 1 forma ( ki bu eskiden ayrı bir gazete idi sonra birleştiler.) kitaplar ansklopedi fiyatıdır.hep aynı şeyleri yzar durular…..
ammmmaaa yazdiklarini kendileri bile uygulamazlar–uygulayamazlar…
kendi şirktlerinde gazetede, şifa bağı tesislerinde vb yrlerde emek zeka işlemez…ssk lı bile yapmazlar çalışanlarını.vergi kaçakçılığında şapiyonlar..trilyonluk şirketler bakkal kadar vergi ödemezler….inanmayın bana gidin bakın özden gazetesi vergilerine…
a.kadir duru iyi sorun sağlam cevap alın kitaplarında vergi kaçıranlar için çok ağır ifadeleri vardır ama kendileri vergi yüzsüzüdür.aynı eserlerde bende hanefiyim sorunu varsadiyanete sorun der ama diyanet kendiler için sapıktır der ama onlar bildiklerini okumaya devam ederler…
vel hasıl bu sistem neekonomide ne devlet düzeninde nede psikolojişde hiç bir şekilde uygulanamaz örneği uygulaması yoktur.kur laflarla insanların paralarnıı emeklerini ve evdeki hanımlarını çocukarını ewet evdeki hanim ver çocuklarini kullanırlar.sakın tuzağa düşmeyin…
bakın böyle bir sistem olsa hiç bir prof.doç.dr. yada ilim adamı bunlara katılmazmı…yok…içlerinde aklı başında bir tek bilim adamı yok…dedikleri gibi olsa adam dünyayı sallar be.ama kuru laf..lafta yarışmak zor..anlaşmak zor.beyinler yıkanmış malesef.allh kurtarsın inşallah.allah hidaye versin.
iinanmadan evvel tesbit ile bir dene , kendin tecrübeetmeden bu tamam deme….lafını hatırlatırım özdencilre neyşi denemilerde sonuç almışlar….?
arkadaşlar anını yaşa kendini yaşa , meselesi okuduğum yazılardan anlaşılıyorki anlaşılmamış.anını yaşa derken istediğini yap yarını düşünme geçmişini hiçe say demek değildir.anını yaşa derken bir düşünce metodundan bahsedilir.yani,an da ol kendinde ol , aklın hayale kaymasın , bunu başara bilmek içinde metodlar koyar ortaya,mesela anlayış,taktir gibi etkenler insanın dikkatine bağlıdır,eğer dikkat dağınık olursa anlayışımızda tam randımanlı çalışmaz,bunun içindirki dikkati toplu bulundurmak insanın anlayışını açar.dikkati tolu tutmak içinde işimizde evimizde her ne ile meşkul isek onu en iyi yapmak gayretinde olursak dikkatimizde ona bağlı olarak yerinde olur ve zevkli ve anlayışlı yaşarız.buna anı yaşamak denir.kendini yaşamakda bunun içindedir.halbuki dikkatimiz yerinde olmayınca nerde olur , hayalde yani hayaldeki mevzulara dikkat ederiz,e bitane dikkatimiz olduğuna göre , dikkat hayalde olunca kendimizden ilişkimiz kesilmiş oluyor işte buda bizi sıkar,rahatsız eder ve yaptığımız işlerden zevk alamyız ,zevk alamadışımız gibi başarılı olmakda güçleşir.
Hüseyin Çevik arkadaşım.
Sen hiç bi kere insanların görüşlerine saygı duymayı denedin mi ? Veya bu kadar laf ediyosun buradan hiç bunları hayatında uygulamya koymaya çalıştın mı biz özdenlere dersin kuru laf yapıyosunuz diye arkadaşım insanları yargılayabilmen için kendi doğrularını ortaya koyman lazım hani sen hanefiyim demişin yaptığın bi tane doğru söyle bana ? o kadar laf etmişin yok vergi kaçırıyorlar diye bırak parayı mülkü kardeşim gelelim asıl meseleye biz insanız insan para ne ki gelip geçer dünyada şimdi dersin para olmadan yaşasana diye hadi paran oldu diyelim öteki dünyada paramı kurtaracak seni insanlığın kurtaracak insanlığın asıl mesele insan olmak kimsenin beynini yıkadığımız yok herkesin hür özgür düşüncesi var herkes istediğine inanır veya inanmaz bunu sen belirleyemezsin bize laf edersin bide yorumlarında bile bi hırsa bürünmüşsün müslüman değilmisin müslüman müslümanın kardeşi değilmi ne bu hırs bu kızgınlık asıl hedefimiz insan gibi insan olmak olsun,senin düşüncene saygı duyarım ama asıl mesele insan olmak. Sende herkesinkine saygı duymalısın gitmişin vergi borcu diyosun vergi borcunu araştırama yerine bizim kitapları araştırmayı denesen daha faydalı olur çünkü orda bu yazdıkların ile ilgili bir şey belirtilmiyor dediğin gibi inanmadan evvel tespit ile bir dene kendin tecrübe etmeden bu tamam deme evvel bildiklerin doğrumu bir bak gel muayene edekte kötüyü atak.Kitapları oku tespiti et kardeşim ondan sonra gel yorumunu at ben burdayım.
Bu arada Hüseyin Çevik arkadaşım gerçekten 8 seneni heba etmişin gerçektende yazık olmuş hiçbir şey anlayamamışın.Olsun en azından inanmadan evvel tespit ile bir dene kalmış aklında.Ama onuda malesef tespit edememişin.Hırsa kapılmak yerine birazda kendi özyapına ve öz güdümlerine inmeyi deneseydin çok faydalı olabilirdin.Ancak malesef başkaların dedikleriyle kulaktan doğmalarla hareket etmişin gerçekten 8 senen yazık olmuş.
Anı yaşa… Şaka mı bu ??? Adamın akşam eve götüreceği ekmeğin parası yok… Çoluk çocuk aç bekliyor…
Gel de anı yaşa; bunlar zengin işi..