Geçenlerde bir derse katıldım. Katılımcılar gözleri bağlı değişken müzikler eşliğinde özgürce dans ediyor; bedenini, ruhunu, zihnini müziğin ahengine bırakıyordu. Amaç kalıplardan kurtulmak ve öz ile iletişime geçmekti. Kaynak ile huzur içinde dans ederken bir katılımcının çığlıkları ile uyandım. Ağlıyor, bağırıyor ve aralıksız haykırıyordu. Bugüne kadar yüzleşmediği, ifade edemediği her şey şimdi yüzeye çıkmış ve gerçekler canını çok acıtmıştı. Ruhumuza ne kadar çok eziyet ediyoruz diye düşünmekten kendimi alamadım; ancak tüm bu acılardan özgürleşmek adına attığı bu adımla ne kadar güzel bir yolda olduğunu hatırlayıp mutlu oldum.
Kendi yazdığımız bir senaryoda oyunlarımızı oynarken oyuna kendini fazlaca kaptırıp bir dram yaratıyoruz. O dram içerisinde kayboluyoruz. Yıllar önce ben de bu oyunlar içersinde gözyaşları ile sevgi dilenir bir haldeydim.
Tüm bu hallerden sıyrılıp hakikati buluşum, kendini keşfetme yolculuğundan geçti. Ne kadar da çok kalıplar varmış o günlerimi şekillendiren. Hasta isen ilgi görürsün (iptal), ağlarsan insanlar sana acır ve sana el uzatır (iptal), sevgi almanın yolu dramdan geçer (iptal)… Traji komik öğretiler zinciri saymakla bitmez.
Değişim ve dönüşüm sadece bir adım ötenizde aslında. Ya o adımı atıp hayatınıza girecek olan mucizelerin tadını çıkaracaksınız ve bu güne kadar biriktirdiğiniz tüm çöplerden kurtulacaksınız ya da ruhunuzun attığı çığlıkları duymazdan gelip bir dramın başrol oyuncusu olacaksınız.
Hayat seçimlerden ibarettir ve tek bir seçimle senaryoyu tamamen değiştirmek elinizde…
Yazan : Cansel Bahşi