Nasreddin Hoca karısıyla bir yaz gecesi damda yatarken, artık ne olduysa olmuş, damdan aşağı düşüvermiş.
Gürültü patırtı derken, Hoca’nın başına toplanmışlar. İçlerinden biri:
– Hocam, hâlin nicedir; ne yapalım, deyince:
– Tez, demiş, bana bir damdan düşen getirin. Hâlimden ancak o anlar!
Benim değişim ve dönüşüm yolculuğum da sorularla başladığı için biraz Nasrettin hoca misali düşünebiliriz.
39 yaşımda 40’a doğru giderken hayatımı hiç sorgulamadan yaşadığımı fark ettim. Lise derken üniversite, derken iş, derken evlilik sonra çocuk… Ben sabah işe akşam eve gidip gelirken 39 yaşıma gelmişim 40 kapısında bekliyor buldum kendimi. 40 yaş ise benim zihnimde “hayatın bittiği, unun elenip eleğin duvara asıldığı” yaştı. Bu dönemde çok korktum ve ilk kez “ben ne yapıyorum? ” dedim…
Yapmak istediklerim bu mu, yapabileceğim başka bir iş yok mu? olamaz mı? hayat bundan mı ibaret? Beni ne mutlu eder? Gibi hiç sormadığım soruları sordum 6-7 ay sürecinde.
Sorularımın cevapları yaptığım iş yerine, yaşadığım hayata ait değildi. Ve film koptu… Gemiler yakıldı, limanlardan ayrıldım..
Aslında en kritik sorum şu oldu “devam edersem 10 yıl sonra pişman olur muyum?” oldu ve şuna karar verdim : Ne yapacağımı bilmiyordum ama ne yapmayacağımı biliyordum.
Bu beni çok netleştirdi. Sonra arkası geldi ve bugüne ulaştım. 10 yıl sonraki cevabım şu “hayır pişman olmadım” ve eğer denemeseydim denemediğim için pişman olacağımdan da eminim.
Bu nedenle soruların gücünü kullanmak benim gibi hayatını sorgulamadan yaşamakta olup, bir şeylerin ters gittiğini hisseden ama halının altına süpüren, bir şeylerin eksik olduğunu düşünüp ne olduğunu bilmeyenler için bir adım olsun istedim ve ”[highlight]DEĞİŞİM SORULARLA BAŞLAR[/highlight]” dedim.
Herkesin gemileri yakıp, limanları terk etmesi gerekmiyor benimki gibi elbette, benim cevaplarımın geldiği noktalar daha radikal oldu belki, belki bu kadar geç kalmasaydım böyle de olmazdı bilemiyorum, bilemeyeceğimde. Bildiğim ise soruların bana yeni bir hayat verdiği.
Sorular her hayatımızın hangi alanı olursa olsun çok işe yarıyor…
Konunun yani içeriğin hiç önemi yok ona doğru soruyu sormak çok önemli.
Bu atölyede kendi gündemimizi kendimizin karşısına koyup masaya yatırıp, olabildiğince ilerleme kaydediyoruz.
Çalışma sonunda büyük ya da küçük mutlaka bir çözüm, bir biliş, farklı bir bakış açısı, farklı bir düşünce ya da duygu ile gidilmesini amaçlıyorum ve oluyor.
- Emekli olmak üzereyim ve ne yapacağımı bir türlü kestiremiyorum, kafam karışık…
- Hayatıma giren insanlarla hep aynı sorunları yaşıyorum ve bir şeyler ters…
- Çalışmakta olduğum işimde hoşnutsuzum ama ne yapacağımı bilmiyorum.
- Çocuklarımla olan ilişkilerim istediğim gibi değil ve bunun değişmesini çok istiyorum.
- Özel hayatımda bir türlü mutlu ve huzurlu olamıyorum.
- Gibi gündemleriniz olabilir ve tüm bunlar için bu çalışmadan yararlanabilirsiniz.
Çünkü konu ne olursa olsun cevaplar sizde ve bunu bulmak için soruların gücünü sizin kullanmanızı istiyorum.
Benim için çok geç olmuştu, belki birileri için daha erken olmasına katkım olur?
DEĞİŞİM SORULARLA BAŞLAR için ihtiyacımız olan;
Cesaret ve açıklık, sakin ve güvenli bir zihin ile geçecek 3 saatte anda ve çalışmanın içinde olmak.
Kendinizle 3 saatlik bir randevu aslında. Bunu yapmak ya da boş vermek…
Seçim tam da burada sizde..
Yazan : Şapka Danışmanlık