Elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı düşünün. Düşünün ki gerçekten kendinizi vererek hatta üstün gayret sarf edip çalıştınız ama bu işin sonuçlarından faydalananlar (iş hayatında üstleriniz ya da özel hayatınızda sevdikleriniz) bu çabanız hakkında hiçbir şey söylemiyorlar. Sanki yaptıklarınızı kimse fark etmiyor hissine kapılıyorsunuz. Kendinizi nasıl hissederdiniz? Yaptığımız iş, ister büyük ister küçük ister önemli isterse önemsiz olsun, hepimiz sarf ettiğimiz çabanın görülmesini, fark edilmesini isteriz.
Çoğu durumda insan, yaptığı işi kendisi değerlendiremez. Ne kadar başarılı olduğunu bilemez; başkalarının görüşüne muhtaçtır.
Geri bildirimde bulunmak, işi yapan insanı dikkate almak, onun emeğine saygı duymak, ona değer vermek demektir. Geri bildirimde bulunmak insan ilişkilerinin tutkalıdır.
Geri bildirim, sadece insanın yaptığı işi daha iyi öğrenmesini sağlamaz, aynı zamanda kendisini tanımasına da yardım eder; kendisinden daha emin olmasının, insanlarla daha sağlam bağlar kurmasının yolunu açar. Doğru geri bildirim insanın olgunlaşmasına katkıda bulunur.
İnsan kaynakları alanında bütün ölçme ve değerlendirme yöntemleri, geri bildirim üzerine kuruludur. Bütün ölçme ve değerlendirme çalışmalarında, “İş arkadaşınızın, çalışanınızın performansı hakkında ne düşünüyorsunuz?” gibi sorular sorulur. Ancak özellikle bizim insanımız bu sorulara açık ve net cevap vermekten çekinir. Bu nedenle bizim kültürümüzde açık ve şeffaf geri bildirim üzerine dayalı sistemler iyi çalışmaz. Toplum olarak, öz güvenimiz düşük olduğu için, dolaylı anlatımda bulunmayı, ima etmeyi tercih ederiz. Biz insanların yüzüne karşı eksiklerini söylemeyi, kaba ve küstah bir davranış olarak görürüz.
Biz geri bildirimi, başarıyı destekleyen bir yöntem olarak değil, bir tür tehdit hatta hakaret olarak algılarız. Yöneticiler çalışanlara yapıcı, bilgilendirici, geliştirici geri bildirimde bulunmakta zorlanırlar. Çalışanlar da çekindikleri için yöneticilerine geri bildirimde bulunamazlar.
Aile içinde, arkadaşlar arasında da aynı durum geçerlidir. Profesyonel ilişkilerimiz de dahil olmak üzere, bütün ilişkilerimizde fazlasıyla duygusal davrandığımız için, geri bildimleri kişiliğimize yapılmış bir saldırı olarak algılarız. Geri bildirimlere tepki duyup savunmaya geçeriz. Bu nedenle kibarca yapılan doğru geri bildirimleri bile sağlıklı değerlendiremeyiz.
Peki doğru ve iyi bir geribildirim nasıl yapılır?
Geri bildirim uzun söylevler, genellemeler, yergiler ya da göğe çıkarmalarla yapılmaz. Geri bildirim, “ablalık-abilik” yaparak nasihat vermek de değildir.
Geri bildirim, somut bir olay ya da konu üzerinden yapılır. Geri bildirim kısa ve net olmalı; bir gruba değil, bir kişiye yönelmelidir. Mümkünse somut veri ve tarafsız gözlemle desteklemesi gerekir.
Eğer bu şekilde yapılırsa geri bildirim, kişinin farkındalığını yükseltir; neyi, nasıl daha iyi yapabileceğini anlatır.
Etkili bir geri bildirim, herkes için mükemmel bir gelişim aracıdır. Doğru zamanda, doğru bir tonla yapılan, içi dolu, tarafsız bir geri bildirim, değişim ve dönüşüm sağlar.
John Wooden, UCLA basketbol takımı 88 kere üst üste maç kazanarak, on defa şampiyon yapan efsanevi bir koçtur. Koçun başarısı üzerine araştırma yapan Prof. Ronald Gallimore ve Prof. Roland Tharp, bu başarıyı koçun geri bildirim konusundaki ustalığıyla açıklamışlardı.
“Westwood Büyücüsü” olarak ünlenen Koç Wooden’ın yaptığı en önemli şey, her oyuncuya, kısa, kolay anlaşılır, yerinde ve tam zamanında geri bildirimler vermekti. Koç Wooden, “Bir zafiyeti ya da tatsız bir gerçeği dile getirmekten kaçınmamak gerekir; ama aynı zamanda öğrencinize, bunu çözebilmesi için yardım etmek gerekir.” demişti.
Geri bildirimde bulunmak son derece etkili bir liderlik yönetimidir. Her liderin yönettiği insanlara bu alanda örnek olması gerekir.
Ben geri bildirimde bulunmak, teşekkür etmek, takdir etmek gibi davranışların daha ilkokul çağında öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Geri bildirim almak da vermek de hepimizin öğrenmesi gereken bir davranış.
Ben bu davranışın sadece profesyonel hayatta değil özel hayatımıza da olumlu katkıda bulunacağına inanıyorum.
Bu blogda tam beş yıldır yazıyorum. İlk yazdığım günden beri, her yazı sonrasında, kimin okuduğunu, kimin beğendiğini, kimin beğenmediğini ve bunların nedenlerini merak ediyorum. Hem de çok merak ediyorum. Yazdıklarım hakkında geri bildirimler yapıldığında çok seviniyorum. Olumlu ya da olumsuz hiçbir tepki almadığım zaman üzülüyorum. İyi bir şeyler yaptığımı söyleyenlere minnettar oluyorum.
Bir insan bir işi kırk yıldır yapıyor bile olsa, başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmek ister. İyi veya kötü yanlarını bilmek, kendini geliştirmek ister.
Herkes geri bildirime muhtaçtır ama belki de daha da önemlisi, herkes geri bildirimi hak eder.
Yazan : Temel Aksoy
Çok güzel yazmışssınız ellerinizine sağlık
Sağlıklı iletişimin temel kurallarından birisine değinmişsiniz. Bende farkındalık yaratan bir yazı. Teşekkürler.
yazınızı çok beğendiğimi ve fikren desteklediğimi belirtmek istedim. geri bildirimde çok eksik olduğumu anladım. yapmam gerekenler konusunda listeme yeni bire madde eklendi diyebilirim. ellerinize fikirlerinize sağlık
kişişel gelişimin önemli temel taşlarından birine deginmişsiniz Teşekkürler
herkes başarılı olabilmem için kendimi geliştirmem gerektiğini söylüyor ama bunu nasıl yapabileceğim konusunda yardımcı olmuyorlar veya onların söylediklerini ben yanlış anlıyorum yazı için teşekkürler çok faydalı ve herkesin okuması gereken bir yazı olmuş. ben kişisel gelişim hakkında daha da bilgilenmek istiyorum bu yüzden önerebileceğiniz bir kitap veya kitabınız varsa alıp okumayı çok isterim…
Çok teşekkürler. başarılı bir analiz..
çok güzel bir yazı. Teşekkürler
Yeni tanıştığım bir kavramdı. sizin sayenizde bilgi seviyemi artırdığımı düşünüyorum. Teşekkürler…