Mükemmeliyetçilik hayatı çoğu zaman daha da zorlaştıran bir kavram. Hele bunu iş dünyasında istiyorsak işler daha da işin içinden çıkılmaz hale gelebiliyor. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki mükemmelliyetçilik ve iş hayatı bir arada olsun istendiğinde uzun vadede hayal kırıklığı ve motivasyon düşüklüğü gözlemleniyor. Harvard Business Review editörleri, “Mükemmel iş gerçekten var mı? Kişinin başarılı olması sadece mükemmeliyetçi olmaktan mı geçiyor?” gibi soruları masaya yatırıyor.
Pek çok insan kariyerinde istediği yönde ilerleyemiyor. Kendini Geliştirme noktasında eksik kalıyor ve gün geçtikçe motivasyonunu kaybediyor. Harvard Business Review tarafından yapılan araştırmaya göre bunun en büyük nedeni genellikle adayların beklentilerinin çok yüksek olması, yani “mükemmel” bir işe sahip olmak istemeleri. Bu beklenti her seferinde kişiyi yanılgıya uğratıyor, performansı düşürüyor ve ilginin giderek azalmasına neden oluyor. Araştırmada “mükemmel iş” konusuna eğiliyor ve iş dünyasında dört dörtlük bir işin var olup olmadığına odaklanıyor.
Mükemmeliyetçilik kişiyi sınırlıyor
Araştırma sonucunda İK uzmanları ve psikologlara da danıştıkları araştırmalarında mükemmeliyetçiliğin iş hayatında kişiyi sınırladığı sonucuna ulaşılıyor. Buna göre aday, beraber çalışacağı ekip arkadaşları, yöneticileri ve işi hakkında yüksek beklentilere ve kesin yargılara sahip olduğunda kendi gelişimini de kısıtlamış oluyor. [highlight]Sürprizlere açık olmayan, her zaman sorunsuz bir iş ortamı bekleyen, uyum sağlamayı reddeden, sürekli yaptığı işi sorgulayan kişi aslında kendi kariyer sürecini de baltalamış oluyor[/highlight]. İş hayatında kişinin ne istediğini daha iyi anlamasına yardımcı olan en önemli şeyler, sorunlarla karşılaşıldığında geliştirilen çözüm becerileri ve şikayet yerine işi geliştirme inancıyla çalışmak. Uzmanlar bu noktada, “Acaba yanlış işte mi çalışıyorum?”, “Başka ne tür bir iş yaparsam sorun çözümü benim için yük olmaktan çıkar?” gibi sorulara cevaplar aramanın adaya yol gösterebileceğini belirtiyor.
Hep ya da Hiç
Uzmanlar, mükemmel bir iş beklentisinin arkasında aslında “hep” ve “hiç” algısının yattığını vurguluyor. Buna göre adayın bu algıyla iş yaşantısına uyum sağlaması çok zor. Çünkü hayatın her alanında olduğu gibi iş dünyasında da hiçbir şey çok doğru ve eksiksiz değil. Aksine, kariyer yolunun engebeleri kişiyi törpülüyor, yeteneklerinin ve insan ilişkilerinin gelişmesine neden oluyor.
Uyum, iş tatmini ve Para
Uzmanlara göre elbette bu üçlüyü bir arada hayal etmek son derece doğal. Adaylar işten tam bir tatmin almayı, maddi manevi mutlu olmayı ve her şeyin bir anda mükemmel olmasını istiyor. [highlight]Oysa kimse elinden gelenin en iyisine sahip olabileceği noktaya hemen ulaşamıyor[/highlight]. Uzmanlara göre burada yapılan en önemli hata adayın iş aramadan önce kendisine uygun işi araştırma noktasına gereken önemi vermemesi. Yeni mezun adaylar haklı olarak hemen bir iş sahibi olmak ve para kazanmak istiyor. Oysa hiçbir süreç sorunsuz ilerlemiyor. İyi bir araştırma, mükemmel olmasa da pek çok açıdan faydaları olan bir iş sahibi olmayı sağlamada alınabilecek en önemli aksiyon.
Hayaller vs. Gerçekler
İş dünyası sıfırdan yükselen CEO’ların, hayallerinin peşinden giderek isteklerine ulaşan çalışanların, tüm zorluklara rağmen kendi işini kuran girişimcilerin hikayeleriyle dolu. Uzmanlar bu noktada elbette kişinin hayallerini gerçekleştirebileceğine dair inancını asla kaybetmemesini, ancak bunu mükemmeliyetçiliği ve mükemmel işi bekleme takıntısını bir kenara bırakarak yapmasını öneriyor. [highlight]Özellikle başarının, başarısızlık olmadan gelmediğini hatırlatıyorlar.[/highlight] Bu noktada mükemmel iş beklentisini yıkabilmenin en önemli yolu söz konusu alanda çalışan kişilere işlerin nasıl gittiğini sormaktan geçiyor. Mevcut çalışanın bahsedeceği zorluk ve başarı hikayeleri, adayın olaylara daha gerçekçi bakmasını ve mükemmeliyetçiliğin getirdiği stresten uzak durmasını sağlıyor.
HBR araştırmacılarına göre hayat nasıl mükemmel değilse, mükemmel iş diye bir şey de yok. Önemli olan adayın kendini yeni deneyimlere, yeni insanlara ve hata yapma olasılıklarına açarak sürekli öğrenmesi. Öğrenme süreci, mükemmel işe olmasa da, gerçekçi bir mutluluğa ulaşmada en garanti yol.
Yazar: Çiğdem Çalık