Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim forumu misyonu taşıyan kendinigelistir.com sitesi Özgür Şahin tarafından hayata geçirilip, geliştirilmektedir. © 2024. Tüm hakları saklıdır.

blank
  1. Anasayfa
  2. Bir de bunlar var!
  3. Her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden!

Her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden!

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 6 dk okuma süresi
28 2

Hayatın içinde fiziken ve ruhen kalarak yaşamak, bir sanattır. Kendisiyle barışık ve bedenini seven, şükretmeyi bilen insanların yaşam boyunca karşılarına çıkan karadelikleri ustalıkla kapatttıklarına şahit olmuşuzdur. Hiç düşündünüz mü yaşamımıza kök salan karadeliklerin sayısını? Hüzün, kahır, sorun, problem, acı, beddua, dert, kin, kıskançlık, eleştiri, hırs, şehvet gibi duygularla bu karadeliklerin derinliklerini arttırmak yerine; haz, keyif, aydınlık, huzur, hoşgörü, teslimiyet, şükran, af, yardım, dua gibi pozitif duygu ve düşüncelerle bu delikleri doldurmak daha faydalı bir seçim olmaz mı?

Olayla olay olmak yerine olanı olduğu gibi kabul edebilen, sukunet halini koruyabilen, affedebilme yetisine sahip, şükran hissiyle dolu, teslimiyetle yaradana sığınabilen bir insan olarak doğru kanalda yer alabilmek insanı huzura götürür, keyif almasını sağlar hayattan…

Yaşamı değiştirebilecek güce sahip birkaç taktikle böylesi pozitif, huzur dolu yol için adım atmak mümkün.

Mesala;

– Düzenli olarak vücut egzersizleri yapın.

– Her gün bir dakikanızı minnettar olduğunuz ya da yanınızda olmadığı halde olsa çok iyi olurdu diye inandığınız birisini düşünerek geçirin. Bunu yaparken yüzünüze yayılan gülümsemeyi farkedin.

– İşinizi şansa bırakmayın. Üzerinize düşeni yapın, şans size eşlik ederse ne ala.

– Güneş batar hava kararırken, aydınlık ve karanlık arasındaki o enfes geçişe şahit olun fırsat buldukça.

– “Daha fazlası daha iyidir” diye düşünmekten ve mükemmel olma çabasından vazgeçin.

– Nereye giderseniz siz oradasınız! An’ı ve bulunduğunuz yeri yaşamayı seçin.

– Eleştiren, yargılayan, negatif enerji yüklü insanlardan uzak durun. Kendimizde böyle olursak bizdende uzak durmak isteyeceklerini unutmayın.

– “Bu da geçer” deyişini iyi anlayın!

– Tüm cevapları bilmek için uğraşmayın, bazen bazı şeyleri bilmemek bilmekten daha hayırlıdır.

– Hayal kurun ve kendinizinde muhakkak birisinin hayallerinin içinde yer aldığını unutmayın.

– “Sen bilirsin deyince kavga çıkmazmış” unutmayın.

– Sonsuz yaşamın ve yaradanın gizli sırlarının içimizde olduğunu farkedin.

– İnsanları bazen kendi haline bırakmanın en iyi ilaç olduğunu unutmayın.

– Zaman zaman normal saatinizden 15 dakika erken uyanmayı deneyerek doğayı gözlemleyin. Her şeyin birbiriyle ilintili ve muazzam bir ahenkte olduğunu farkettiğinizde, 15 dakikanın size neler kazandırdığınıda görmüş olacaksınız.

– Yeryüzünün tavanı, direksiz yükselen semaya yani göğe sık sık bakmayı alışkanlık haline getirirseniz, Zâriyât/47’de “Ve göğü kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz.” yazdığı gibi evrenin sürekli genişlediğini ve sonsuz olduğunu hissedebilirsiniz. Bu da yaradanın kudretine tekrar tekrar aşık olmamızı sağlar.

– Negatif durumların pozitif taraflarını bulun. Evrende her şey zıttıyla, şer hayırla birliktedir.

– Yavaşlayın, an’ın keyfini çıkartın. Bir tane daha yok şu an’dan, her an yeganedir tektir.

– Tüm hislerinizin değişebileceği gerçeğini kabul edin. Her an her şey olabilir!

– Arada sessizliği ve kayıtsız kalmayı deneyimleyin. Kendinizi güvende hissedebileceğiniz karanlık bir ortamda, anne karnında kıvrılıp yatan bir bebek pozisyonunda 20 dakika yatın. Gözlerinizi açtığınızda hissettiklerinize şaşıracaksınız.

– Stresli olmaktan ve stres yaratan insanlardan şikayet etmeyin. Stres, yönetebilindiğinde çoğu zaman faydalı bir şeydir. Gevşemeyi öğrenerek stresin olası zararlı etkilerinden korunabilirsiniz.

– Sevmeden evlenmenin, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir şey olduğunu unutmayın. Sevmek içinde tutkuyuda barındırmalı, sıkı arkadaşlığıda.

– “İçini kaz, içinde iyilik pınarı var. Sen sonsuza dek kazarsan o da sonsuza dek akacaktır.” diyen Marcus Aurelius’a kulak vermek gerek! İyi yürekli olmayı seçin. Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir.

– Sizden daha az şanslı insanlar için ara ara bir şeyler yapın. Yetiştirme yurdu ziyareti, görme özürlülere kitap okumak gibi.

– Merhamete ve şefkate en çok ihtiyacınız olduğu anlarda bile siz merhametli olmaktan vazgeçmeyin.

– Sadece kişisel zenginlik, şan, şöhret için değil bütün’ün hayrına olacak zenginlikler içinde çaba göstermek gerek. “Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.” Hoş bir ses ve iz bırakın bu hayata yaptıklarınızla…

– “Telefonumla resmini çekip kaydettim ama ben hala Sokağından geçerken, pencerenden bakmanı istiyorum.” dizelerinde olduğu gibi yanyana, yüzyüze olmanın hazzını ve dokunmanın heyecanını yaşamayı seçin sanal ortamlardaki teknolojik ilişkiler yerine.

Suküneti ve hareketi dengede tutarak, hayata hem katkıda bulunup hemde ondan istifade edebilmek dileğimle, sevgiler.

Yazan : Hülya Konar / hPozitif

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar

2 Yorum

  1. blank
    gülşah - -

    Yazının tamamını okuduğumda ağzımdan çıkan tek kelime ‘harika’ oldu.Pozitif düşünce konu olarak pek ilgimi çekmez çünkü zaten bende var olan bir şey:) çok şükür…Yazıyı okuma meragımı başlığa borçluyum: Cahit Sıtkı Tarancı’nın lisede hocamın ezberlettiği şiirinden alıntı…İnanç dolu samimi bir paylaşım,sıkılmadan merakla okudum ve bir takım mesajları hafızama kaydettim…teşekkürler Hülya Konar

  2. blank
    ayzıt - -

    Hülya Konar hanımefendiye sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Yazısının her satırında bir kez daha kendimi bularak zaman zaman insana dair olan düşüşlerimde hep bu önerileri hatırlayıp doğruya yönlenmekten mutluluk duyacağım.

    Bir parağrafa da yorum yapmak isterim;
    – Eleştiren, yargılayan, negatif enerji yüklü insanlardan uzak durun. Kendimizde böyle olursak bizdende uzak durmak isteyeceklerini unutmayın.

    Doğru olmakla beraber birazda bencilce bir yöntem olduğunu kabul edelim. Böyle olmak yerine ara sırada olsa kendini beğenmiş, egoları yüksek, hep kendilerini düşünen ve tarif ettiğiniz gibi negatif enerji yüklü insanlardan olumsuz etkilenmemeyi de öğrenmeliyiz. Sanırım biz bunu öğrenirken onlarda bizi öğreneceklerdir. Dar pencerelerden baktığımız sürece gelişemeyiz bence.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.