Sağlıklı iletişim kurmak sadece özel hayatımızda değil iş hayatımızın da en önemli parçalarından biri. Çünkü aile hayatında kuracağınız iyi iletişimin ardından huzur, sevgi, şefkat gelmesinin yanında iş hayatındaki iyi iletişim size tolerans sağladığı aşikâr.
Çalışma ortamında kurulacak olan iş ilişkisi duygusal iletişimden öte resmiyet taşır ve hedef işin yürütülmesine yöneliktir.
İş hayatındaki iyi bir iletişim neticesinde :
- Herkes ne yapması gerektiğini bilir,
- Herkes amacının ne olduğunu bilir,
- Kaynaklar, doğru zamanda doğru yerdedir,
- İşin yapılması için, tüm bilgilere ulaşılabilir,
- Sorunlar, kurum içinde çözülebilir.
Doğru iletişim kurmak için, öncelikle birey kendini tanımalı, kendi tutum ve davranışlarını bilmelidir. Pozitif yaklaşımı tercih etmeli, ön yargılardan uzak durmalı, dürüst olmalıdır. Sağlıklı bir iletişim kurmak adına doğru tercihlerde bulunmalı, örtülü mesajlar vermek yerine açık ve net olmalıdır. Doğru zamanda doğru kişiye kendini doğru bir şekilde ifade etmelidir.
Bütün bunların sağlanıp sağlanmadığının test edebileceği bir çalışma, Amerikalı psikologlar Joseph Luft ve Harry Ingrham tarafından 1950’li yıllarda geliştirilmiştir. “Johari Penceresi” adı verilen çalışma kişinin iletişimde ne kadar açık, net, kendisini ifade edebilme gücü olduğunu yansıtan bir çalışmadır. Model, bireyin kendini başkalarına açmaya, tanıtmaya, anlatmaya ne kadar istekli olduğu ile ilgilidir. Bu isteğe bağlı olarak bireyin kendini nasıl tanıdığıyla başkalarının söz konusu bireyi nasıl tanıdığı arasındaki farkları ortaya koyar.
50 soruyla hangi alana ait olduğunuzu tespit edebileceğiniz bu testte kişiliğinizle ilgili ifadeleri tamamen, epeyce, çok az açıklıyor veya hiç açıklamıyor diye değerlendirilmeniz isteniyor. Sorulara “Hakkımdaki eleştirileri dinlerim”, “Fikir ve görüşlerimi hemen açıklarım”, “Konuşmalarımda ses tonumu rahatça kullanırım” vb. örnek olarak gösterebiliriz.
Sorular tamamlandıktan sonra verilen cevaplar farklı oranlarla ağırlıklandırılarak bir koordinat hesaplanıyor ve bu koordinat yardımıyla çerçevemiz dörde bölünüp aşağıdaki gibi adlandırılıyor.
Grafiğe göre, açık alanın genişliği, kişinin kendisi hakkında bildiklerinin ve diğerleri tarafından bilinen özelliklerinin çok olduğunu gösterir. Açık alanı geniş olan bireylerin bilinçli, ilişkilerinde açık, duygusal zekaları ve özgüvenleri yüksek, paylaşımcı ve iyi bir takım insanı oldukları söylenir.
Kör alanı geniş bireyler ise, kendisinin bilmediği fakat diğerleri tarafından bilinen özelliklere sahiptir. Kör alanı geniş olan bireyler, açık alanı geniş olanların aksine, şüpheci, benmerkezci, tek yönlü iletişimi tercih eden, savunmacı ve eleştirilere kapalıdır. Bu tipteki yöneticiler baskın, otoriter ve hiyerarşik yapıyı benimsemiş yapıdadırlar.
Saklı, gizli alanı geniş olanlar, kişi tarafından bilinen ancak diğerleri tarafından bilinmeyen özellikleri olan kişilerdir. Yani kişinin paylaşmak istemediği ve bilinçli olarak gizlemek istediği bilgileri vardır. Risk almamak, bilinmeyenle baş edememek, hakkını arayamamak, kendine odaklı, özgüveni eksik, paylaşıma kapalı olmak, iletişim kurmakta zorluk çekmek bu alanın başlıca özelliklerindendir.
Son olarak; bilinmeyen alan kişinin hem kendisi hem de başkaları tarafından bilinmeyen özelliklerini içeren alandır. Bu alanı geniş olan bireylerin ise ne yapacaklarını kestirmenin güç olduğu iddia ediliyor. Kuralcı ve mesafeli olmalarının yanı sıra, birer kapalı kutu olduklarından ve çatışmadan kaçındıklarından çevresi tarafından tanınmaz.
İletişimi güçlü, kendisini ve prensiplerini olduğu gibi yansıtan kişiler, açık alanı geniş olan kişilerdir. Bu alanı genişletmek için yapılması gereken şey “SORMAK” ve “ANLATMAK” dır.
Farklı karakterlerle farklı problemlerin daha hızlı çözülebildiği görüşünden hareketle, bu test işverenin çalışanlarını seçerken ve takım kurarken çok fazla yararlanacağı bir testtir. Keza bir yöneticinin, çalışan gözünden nasıl kişi olduğunu anlamak açısından da büyük önem taşır. Bu nedenlerle, gerek işveren, yönetici gerekse bir takım/ekip çalışanı iseniz iyi bir iletişim için percerenizi açın ve kendinizi aşın!
Yazan : Birsen Aktuğan | Ekonomist, Profesyonel Koç