Bugün bir duygumuz hakkında düşüncelerimi yazmak istiyorum. Bu yazıyı yazmadan önce şöyle bir internette dolaştım. Bazı bilimsel yazıları okudum. Psikolojideki korku kelimesini araştırdım. Ama şunu ifade etmek istiyorum ben doktor değilim. Onun için yazılarıma bilimsel olarak bakmak doğru olmaz. Ben yaşanan günlük hayatın içindeki duyguları irdeliyorum. Sadece duygularımı ve yaşadıklarımdan çıkarttığım sonuçları yazıyorum. Gerçi ben bu yazıların bilimsel olmadığını savunuyorum ama bir mail aldım. İsmini açıklayamayacağım bir Profesör yazılarımdan etkilendiğini ifade etmiş ve şöyle yazmış;
”Makalelerinizi okudum makale diyorum çünkü bence yazdıklarınız bilimsel yazılar ve çok etkilendim”
Bir bilim adamının bu yazılarımı bilimsel kabul etmesi beni oldukça yüreklendirdi. Ama ben yine de bilimsel olduğu konusunda iddialı değilim.
İnternette yaptığım araştırmada insanların korku çeşitlerinin ne kadar çok olduğunu gördüm.
– Başarısızlıktan, sevilmemekten, önemsenmemekten, ölümden, hastalıktan, kaybetmekten, kontrol edemediği her türlü etkiden, kontrol edilmekten, terk edilmekten, sakat kalmaktan, aldatılmaktan, zayıf görünmekten, anlaşılamamaktan, aşağılanmaktan, kavgadan, tehdit gibi algıladığı her şeyden ve herkesten, düzenin bozulmasından, elindeki değerleri kaybetmekten, aklını kaçırmaktan, parasızlıktan, sahip olduğu mal varlığını yitirmekten, düşmanlardan, Zarar görmekten, düşmekten, uçaktan, hayvanlardan, yüksekten, yalnızlıktan, karanlıktan, işsiz kalmaktan, hırsızdan, psikopat insanlardan, doğal afetlerden.
Bütün bunlar tek tek yazı konusu olabilir. Ama benim bugünkü konum kaybetme korkusu. Bu bile kendi içinde, sınırsız konulara ayrılabilir. Sadece sevdiğini kaybetme korkusu demek istiyorum. Bazı insanlara karşı kendimizi bağımlı hissederiz. Bu sevgilimiz olabilir. Ya da arkadaşımız olabilir. Kendimizi o kişiyle öylesine özdeştiririz ki sanki onsuz asla yaşayamayız. Sanki hayatımızda o olmazsa sorunların altından kalkamayız, sanki o olmazsa sevinçleri bu kadar güzel yaşayamayız, sanki o olmazsa kendimizi yarım hissederiz, sanki o olmazsa sinemaya gidemeyiz, sanki olmazsa alışverişlerimize karar veremeyiz, sanki o olmazsa toplum içinde kendimizi iyi ifade edemeyiz. Aslında işin bu boyutu bağımlılıktır. Kurtulmak isteriz ama bir türlü başaramayız. Oturup bir düşünsek onun bana katkısı nedir? Hangi noktada kendimi ona bağımlı hissediyorum? Neleri ben tek başıma yapamam? Hele karşımızdaki kişi bu bağımlılığımızı hissederse bizi daha da bağımlı hale getirebilir. Bütün bunlardan kurtulmak için kendimizi iyi tanımamız gerekli. Ondan vazgeçemememizin altında yatan korkular nelerdir? Belki de yalnızlık korkusudur. Belki de kendine güven korkusudur. Bunları bilince bu korkulardan kurtulmak daha kolaydır. Bu korkuların üstüne gidince diğerine olan bağımlılığınızın ortadan kalktığını göreceksiniz.
Bence bir tane güzel korku var. Korkunun da güzeli olur mu diyeceksiniz. Bence var. Bağımlılık derecesinde olmayan kaybetme korkusu. Sevdiklerimizi kaybetme korkusu. Ama bu ölümle ilgili değil. Onun sevgisini kaybetme korkusu. Eğer bu duyguyu yüreğimizde hissetmezsek sevdiğimizin değeri kalmaz. Bizi birbirimize bağlayan en büyük his kaybetme korkusudur. Bu duygunun dışa vurumu da SEVGİ’dir.
Buradaki korku onsuz yaşayamama korkusu değil. Sadece birlikte olmaktan keyif almak. Birine aşık olduğumuzda onu kaybetmemek için onun hoşuna giden her şeyi yapmak ve onu mutlu etmek isteriz. Bu kaybetmek korkusu ona verdiğimiz değeri gösterir. Sürekli onu düşünür ve onunla birlikte olma yollarını ararız. Onun sevgisine ihtiyacımız vardır. Bu kaybetme korkusunu yendiğimiz zaman ona olan ilgimiz azalmıştır artık. Eskisi kadar onu kaybetmekten korkmuyoruz demektir. Yani hayatımızdan bir yıldız kaymıştır. Belki de korkunun içinden geçmişizdir. Bakın Sezen Aksu’nun da kaybetme korkusu için yazdığı sözler;
SENSİZİM
Sensizim senden uzakta
Seni düşünüyorum
Seni özlüyorum
Ve özlemeyi çok seviyorum
Sensizim senden uzakta
Seni özlüyorum
Seni seviyorum
Seni sevmeyi çok seviyorum
Seninleyim sana dokunuyor
Seni hissediyorum
Ve hissetmeyi çok seviyorum
Bir gün seni kaybedeceğim
Duygusu sarıyor benliğimi korkuyorum
Ve bu korkuyu çok seviyorum
* * *
Ben de sevdiklerimi kaybetme korkusunu çok seviyorum. Yüreğimizden bu korkunun kaybolmaması dileğiyle.
Yazan : Tulay BİLİN
Her zaman ki gibi, sayin tulay bilin’in diger yazilari gibi bu yazisi (makalesi) da cok guzel:)…
Bende cok korkuyorum sevdiklerimi kaybetmekten.. onlarin sevgisini kaybetmekten..
cok güzel bir paylasimdi.. :-)
tesekkürler özgür’cüm..
Mükkemmel bir paylaşım çok tşkler
Yüreğinize sağlık!!!
Teşekkürler paylaşım için… konu çok güzel….
işte ben onun sınırını ayarlayamadım yani bağımlılık oldu artık…kahretsin ki…neden blmiyorum…keşke sadece kaybetme korkusu olsaydı yaşadığım….bağımlılık değil…
Yazılarınızı devamlı takip ediyorum ve bu makalenizde gerçekten mükemmeldi. kendimi buldum diyebilirim. benimki bağımlılık değilmiş öğrendim. sadece onun sevgisini kaybetmekten korkuyorum. teşekkürler…
Korkusuz olmak insana sevgiyi kaybettirdiğini öğrettiğiniz için teşekkürler.. sayın tulay bilin
çok çok güzel bir makale olmuş tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum bu kadar hayatın içinden bir konuyu aydınlattığınız için.
Sevdıklermı hep kaybetmekten korktum,ama onlar bunu farkettıkce kacmaya basladılar.nasılsa tülay hep orda bıraktıgım yerde benı bekliyor olcak düşncesini çizdim onların kafasında .bana yarar diil zarar sagladı hep.ama tabi herkes için aynı sey gecerlı diil.sadece benım karsıma cıkanlar adam gbı adam diillerdi.ne sevgılı de ne dostlukda.!yazı qüzel ama teşekkurler adaşım ;)
Emeginize sağlık aydınlattıığınız için teşekkür ediyorum…
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin.
bu yazıyı okuyunca uzun zamandır okumadığımı ve aslında kalbimin varlığını bile unuttuğumu anladım.hatırlattığınız için çok teşekkür ediyorum.Bundan sonra daima kullanacağım.yüreğinize sağlık.