Kendini hayal etmek bir nevi bir iç mimarlık. Dış kabuğun içini yeniden tasarlamak. Gerçekten de kişi ancak kendini bir sanat eseri gibi yeniden şekillendirdiğinde varoluyor. Varoluşçular bu durumu kendinde varolandan ( sadece maddesel özelliklerle tanımlanan) çıkıp kendi için varolan insan diye nitelemekteler. Yani sadece bir beden olarak yaşayan bir organizma olmaktan çıkmak ve kendini yeniden şekillendiren birey olmak.
Yine varoluşçulara göre bu sadece bir gelişim aracı değil kişinin, insanın asli görevi. Beşer ancak kendini keşfedip, yaşamının sorumluluğunu kabul edince birey olabiliyor. Aslında belki bu farklı bir yazının konusu. Gerçekten sorumluluk var mı yok mu, nereye kadar var gibi pek çok açıdan tartışılabilecek ayrı bir konu. Ama bu süreçte kişinin kendini hayal etmesi bu yazının temel konusu.
Her yaratım süreci öncelikle onu hayal etmekle başlıyor. Mimar Sinan’a atfedilen bir hikeyede, Sinan bugünkü Süleymaniye Camii’nin bulunduğu arazide dolaşmaktadır. Kendisine bu külliyenin yapılması talimatı geldikten sonra araziyi keşfetmektedir. En azından dışarıdan bakılınca olan budur. Ancak Mimar Sinan boş arazide dolaşırken onu izleyenlere tuhaf gelen hareketler yapmaktadır. En sonunda bir yerden geçerken oldukça fazla eğilir ve sonra yeniden kalkar. Bu hareketin nedenini sorduklarında orada bir eşik olduğunu ve bu eşiğin de alçak olduğunu söyler. Koca Sinan aslında Sülaymaniye Camii’ni gezmektedir. Bu gezintisini de hayalinde aynen yaşamaktadır. Hikaye doğru mudur bilinmez ama buradaki asıl mesaj bu şahaserlerin sadece plan ve programa dayalı eserler olmadığı, en öncesinde bir vizyonun ürünü olduğuna işaret etmesidir.
Tıpkı Atatürk’ün daha savaş öncesi yıllarda kafasındaki idealleri not etmiş olması ve kurtuluş savaşı sırasında dahi bu vizyona hizmet edecek eylemleri asla ertelememesi gibi. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi de Ankara işgal edilecek diye Meclisi boşaltma toplantıları sırasında öğretmenlerle iki gün geçirmesidir bence. Kendini sürekli geliştiren bir hayalin peşinde sabırla çabalayan tarihe mâl olmuş bir lider olmak için sadece analitik düşünmek yetmemiş olsa gerek.
Kendini hayal etmek de bir eser yaratmanın ilk adımı, belki de ön koşulu. Sırf o hayale ulaşma başarısını göstermeye hizmet etmesi için değil, hatta bu sonuca bel bağlamak belki de listenin sonunda yer alıyor. Ama asıl önemli olan kişiyi birey olma yolunda bir yolculuğa davet etmesi bakımından önemli. Tasavvuf bu yolculuğun sonunu kemale ermek olarak tanımlamış, günümüzde bir vizyona ulaşmak veya ideal ben ile buluşmak diyebiliriz. Adı ne olursa olsun, hangi terimle açıklamak istersek isteyelim çok önemli değil. Bizi yürüttüğü yol önemli olan.
Yönettiğim atölye çalışmalarında katılımclarımı bu hayal dünyasına girmeye teşvik ve davet ediyorum. Bazıları zorlanıyor da bu süreçte ama girince belki de onlarca kişisel gelişim kitabının harekete geçiremediği potansiyel enerjiler eyleme yönelmeye, küçük adımlarla da olsa (ki çok değerli bu küçük diye sıfatlandırdırlan her adım) bir hayale ulaşmaya yardım ediyor.
Bazen de hemen somut (!) veya analitik beyne hitap edecek, kişiyi hiç bir şekilde yaratıcılığa zorlamayan yapılacaklar listeleri bekleyenler olabiliyor. Maalesef elde böyle bir mucize hap veya liste yok. Kendi yaşamımızı şekillendirmek istiyorsak bireysel sorumluluk almak, kendi içimizde bir yolculuğa çıkmak, yüzleşmek ve karar verip seçimler yapmak zorundayız. Ya da bir kitapçıya gidip bir kişisel gelişim kitabı alıp, sonra da o kadar okudum ama bunlar işe yaramıyor diyerek kendimizi kurban başkalarını da suçlu ilan edebiliriz.
Buradaki kastım gündüz düşleri değil elbette. Yani hayal kurmayı, mevcut gerçeklikten kopup, sorumluluk almamak adına sırf geçici tatminler için bir kaçış aktivitesi olarak yapmayı söylemiyorum. Buradaki hayal kurma aktivitesi kişiyi pasifize eden değil tam aksine eyleme geçmeye teşvik ve motive eden ve kişinin aktif olduğu bir süreç. Bu manada hayalperestliği yüceltmemiz gerektiğine inanıyorum.
Kendimize hayal kurmaya sık sık izin verdiğimiz zamanlarınız olsun.
Yazan : Mehmet Gürsoy | Founder Rezonans Eğitim & Koçluk