Bireylere marka olarak bakılması ve bu şekilde düşünülmesinin öğütleniyor olmasını çok yanlış buluyorum.Kişisel marka danışmanlığı adında yeni ‘meslekler’ icat edildi ve güzel bir kazanç kapısı oldu… ‘Kişisel marka yaratma’ çabası insanı mutsuzluğa sürükleyen ve odak noktası olarak şöhreti ve daha fazla para kazanmayı ön plana atan bir süreçtir. İkisi de elde edilmesi hoş şeyler: şöhret ve yüksek kazanç harikadır, ama marka olmak için elde edildiğinde, kısa vadeli bir yatırım olacağı kaçınılmaz.
Başarılı olmuş kişilere bir bakın. Hangisi ‘kişisel marka olmak’ çabasıyla hayatına yön vermiş?
Bireyleri kişisel marka yaratma çılgınlığına sürüklemek, huzursuzluk ve mutsuzluk yaratmaktan öteye geçmeyecektir. İnsanlar parayla satın alınıp, kullanılıp atılan ürünler değildir.
Hülya Avşar, marka mıdır değil midir sohbetlerinin başını çeken ilk isim bildiğim kadarıyla. Hülya Avşar, kişisel bir marka olmak için hareket etmedi. O, bu mesleğe girdiğinde kişisel marka konusu gündem dahi değildi. Avşar, istediği alanda başarılı olmak için ne gerektiyse onu yaptı. Sanatçı oldu. Fark yaratmayı sevdi, sevdiği işi yapmak için peşinden koşturdu. Hala da öyle yapıyor. Doğru işler yaptığında değeri artan bir sanatçı olarak kariyerine devam ediyor.
Acun Ilıcalı, kişisel marka olmak için yola çıkmadı. En sevdiği iş neyse onun peşinden koştu. Okulu takmadı, hayatı oyuna çevirdi. İş bulmak için MBA yapmak zorunda olduğunu hissedenler gibi ünvanlar peşinde koşmadı. Üç kuruş maaşla çalıştı, yıllar sonra emeklerinin karşılığını aldı. Kendi sevdiği, inandığı, bildiği işleri yapabilmek ve yaptığının en iyisi olmak için çaba harcadı. Oyunlar üzerine showlar hazırlıyor. Kimsenin cesaret edemediği işleri alıyor, fark yaratıyor. Alanında en iyisi olmak için çabalıyor.
İbrahim Betil, Toplum Gönüllüleri Vakfını kurarken marka olmayı değil, topluma fayda sağlamayı hedefliyordu. Yaptığı işte fayda sağladıkça, daha çok tanınır, sevilir, sayılır oldu. Marka olduğunu söyleyen İbrahim Betil değil, onu marka olarak görmek isteyenlerdir. İş dünyasında parmakla gösterilen üst düzey yöneticiler arasındadır, çünkü bir çok profesyonel en üst noktalarda ya kalmayı tercih eder, ya da nihayetinde emekli olup danışmanlık yaparak hayatını devam ettirir. Betil, Türkiye’de nadir üst düzey yöneticinin tercih ettiği bir işe gönül verdi. Hedefi marka olmak değildir. Değerini yükselten, gönülden yaptığı işleri başarıyla yerine getirmesidir.
Steve Jobs, marka olmak için değil, hayatına nasıl yön vereceğine karar verebilmek için katıldığı tipografi dersine gönlünü kaptırdığı ve aldığı ilhamla bugünün Apple fontlarını ortaya çıkararak hedefini bir yerde bulmuş oldu. O, tutkulu olduğu işlerin peşinden koştu. Amacı kişisel marka yaratmak değil, inandığı, tutkuyla bağlandığı konularda hayatı güzelleştirmek oldu. Lütfen bu konuşmasını izleyin.
Örnekleri siz çoğaltın.
Görüyoruz ki, marka olma kaygısı marka olamayanlarda var. Kişisel marka yaratmayı öğretmek isteyen danışmanlarda var.
Başarı elde etmiş insanlardaysa yola çıkarken ‚marka olmalıyım’ kaygısı yok.
Onlarda, tutkuyla bağlı oldukları işleri yapmak pahasına verdikleri çaba, göze aldıkları risk, risk almak için gereken cesaret ve başarma isteğiyle birleşmiş azim var.
Eğer değer yaratan bir insan olmayı hedeflerseniz, hayatta istediğiniz başarı neyse onu yakalar ve yakalarken de tatmin duygusu duyarsınız. Tutkunuz her neyse, onu gerçekleştirmek için giriştiğiniz çabalar, kendinize ve etrafınıza artan değer katacaktır.
Kaynak : Fatmanur ERDOĞAN / kariyeryolculugu.com
Kişisel marka endişe ve ölüm korkusu yaşamaktandan başka bir şey değildir. bunu herkes söylemez çünkü iyi para var işin içinde o yüzden sizi tebrik ediyorum