Aslında bu sorunun cevabını açıkça bilenler ya da hissedenler, uygulama yapanlar lidere dönüşüyorlar. Liderliğin klasik tanımının içinde, izleyicileri harekete geçirmek vardır. İnsanlar, ne için harekete geçerler. Son zamanda bu soruya verilen bir cevap var. O kadar çok yazıldı ki, artık siz okurlar da biliyor olsanız gerek. İnsanlar, bir vizyon için harekete geçiyorlar. Peki, öyleyse bir vizyon bildirgesi yazan her şirket, niçin çalışanlarını harekete geçiremiyor. Bu sorunun, aynı anda geçerli iki cevabı var: Birincisi, oluşturulan vizyon, vizyon değil; ikincisi de vizyon, insanların ulaşmak istediği vizyon değil.
Duygu
İngilizce´de duygu anlamına gelen “emotion? kelimesinin üstünde biraz durursak, motivasyon kavramını daha iyi anlayabiliriz. ?Emotion? kelimesinin ikinci bölümündeki ?motion? hareket anlamına gelir; ?e? ön eki ise, uzaklığı ifade eder; diğer bir deyişle ?emotion? duygudan uzak demektir. Aslına bakarsanız, hareket duygudan uzak değildir. Hareket ya da eylem, iki duygu arasındadır. İnsanlar, hedeflere ulaşmak için değil, belirli bir duyguyu yaşamak için harekete geçerler. Nasuh Mahruki´yi Everest Tepesi´ne çıkaran bir hedefi olması değildi; Nasuh´u onca zorluğa katlandıran şey, Everest´in tepesine çıktığı zaman yaşayacağı duyguydu. İnsanları harekete geçiren, para kazanma duygusu gibi görünür; aslında insanları harekete geçiren, kazandıkları parayı harcarken yaşayacakları duygudur. Bir erkeğin, bir kadına kur yapmasının nedeni, o kadını elde etmeyi amaçlaması değil, onunla birlikte olduğu zaman yaşayacağı duygudur. Yemek yerkenki amaç, karın doyurmak değil, lezzet duygusuna ya da tokluk duygusuna erişmektir. Liderlerin verdikleri ya da ortaya çıkmasını sağladıkları vizyon, insanların harekete geçmesini sağlamaz. İnsanları harekete geçiren söz konusu vizyona katılma duygusudur; o vizyonu gerçekleştirme sırasında yaşanan mücadelenin duygusudur. O vizyona ulaştıktan sonra yaşanacak duygudur. Başarmanın duygusu, motive edici (harekete geçirici) olmaktan öte, baştan çıkarıcıdır. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Basitçe özetlersek, insanı harekete geçiren (motive eden) şey, hedefler değil, duygulardır.
Rakamlar ve Duygular
Rakamlar ve duygular, bir bütünün iki yarısıdır. ?69? gibi duran Yin and Yang gibidir. Sayısal hedefler ve tanımlamalar, aslına bakarsanız, insan için anlamsızdır. Duygular, rakamlara anlam kazandıran renklerdir. Bir satış hedefi tek başına anlamsızdır; ancak satış hedefi başarma duygusuyla birlikte hayal edilirse anlam kazanır. İnsan doğduğu andan itibaren otuzlu yaşlarına gelinceye kadar, otuz bin kez yemek yer. Otuz bin kez yemek yemiş olmak, insan için bir anlam ifade etmez; fakat insanda duygu yaratmış tek bir yemek bile anlam ifade eder. Tek başına duygu da rakam olmadan bir şey ifade etmez. Rakamlar, gerçekliği yansıtır. Duygunun ortaya çıkabilmesi için, nicel olarak anlamda oluşum gerçekleşmesi gerekir.
Duyguların arasındaki hareket
İnsanlar, belirli bir duyguya erişmek için harekete geçerler; duygudan önce hareket gelir. Bununla birlikte hareketten önce de duygu gelir. Hareketi başlatan, daha önce yaşanmış ya da arzu edilmiş bir duygu farkındalığıdır. Örneğin, bir erkekle birlikte olmak için eyleme geçen bir kadının kafasında, eyleme geçmeden önce, mutlaka bir duygu vardır. Daha önce yaşamadığı ve yaşamak istediği bir duygu ya da daha önce yaşanmış ve tekrarlanması istenen bir duygu. Hangisi olursa olsun, fark etmez. Hareketin öncülü de duygudur, hareketin ardıcı da… Hatta, duygular, belirli bir hedefe ulaşırken de kural aynı kalmak üzere (hareket iki duygu aşamasının arasındadır, ister büyük olsun, ister küçük) alt süreçlerde de duygu ortaya çıkabilir. Örneğin, işinizle ilgili arabayla bir yere giderken, birisi sizi durdurup geciktirirse, kavga edebilirsiniz. Kavga bir eylemdir; kavganın önünde bir duygu ve kavganın sonunda bir duygu vardır.
İnsanları harekete geçirmek
Her insanı harekete geçirecek duygu farklıdır. Kimisini maçta gol atarken yaşayacağı duygu harekete geçirir; kimisini çocuğuyla oynamanın duygusu, kimisini kitlelere hitap etmenin duygusu harekete geçirir. Herkesi harekete geçiren farklıysa, soru şu: Hitap ettiğim kitleyi harekete geçirebilmek için, bu insanların ulaşmak istediği duygu nedir?
Acaba hangi duygu bu yazıyı kaleme alma eylemime neden oldu?
Evet. Her insanı harekete geçirecek olaylar farklıdır.
Yazınızı okuduğumda aklıma reklamcılık sektörü geldi. İnsanları harekete geçiren şeyleri gerçekten çok iyi biliyorlar ve aynı reklamla olabildiğince çok kesime (aslında olabildiğince çok istek ve amaca) hitap ediyorlar.
ewet aslındaa bi bakıma doğru denilebilir :/
EVET ŞÖYLE DURUP DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE NE KADAR DA MUAZZAM GÖRÜNÜYOR DEĞİL Mİ?LAKİN BU BİRAZ YAVAN DEĞİL Mİ?YANİ EPEY OPTİMİST BİR YAKLAŞIM.:)BÖYLE DÜŞÜNDÜĞÜME BAKIP ASLINDA BU ŞEKİLDE BİR RUH HALİNE SAHİP OLDUĞUM ANLAŞILMASIN.FAKAT HAKİKATEN ÇOK MASUMCA,BELKİ KENDİ İDEALLERİ VE GAYELERİ İÇİN İNSANLARIN BU AHVAL ÜZERE OLMALARI GAYET ANLAŞILIRDIR VE TAM DA BU YAZIDA BELİRTİLDİĞİ GİBİ ESAS AMAÇ YAHUT (NASUH MAHRUKİ NİN Kİ GİBİ)BİLİNÇALTI FARKLIDIR,(GAYRİ İHTİYARİ YAPILAN),LAKİN YİNEDE BUNUN ALTINA,ARDINA SIĞINIP YAPILMAK İSTENEN GAYRİ MEŞRU DURUMLAR AKLIMI ZORLAYINCA:)PAYLAŞMAK İSTEDİM!!!
BU ARADA YAZININ AMACININ DAHA FARKLI BİR GAYESİ OLDUĞUNUN DA FARKINDAYIM.:)LAKİN ÇOK YÖNLÜ İNSAN HAFSALASI İŞTE!!!!!!İFŞA ETMEK BORÇ GİBİ GELDİ:)
Amaçlarımız ve sonuçlarımız yaşayacağımız duygunun tadına varabilmekle bağlantılıdır.sebep sonuç ilişkisi duygularımızda düşüncelerimizde gizlidir.her insanı harekete geçirecek deneyimler sebepler farklıdır.
Hakikaten çok beğendim devamını bekliyorum aradığımı buldum ayrıca teşekkür ederim sağolun.