Ruhumuzla ilgili olaylarda konu her zaman döner dolaşır, bize dayanır. Sorunu çözebilmemiz ise ruhumuzu ne kadar iyi tanıdığımız ve onu ne kadar iyi motive ettiğimize bağlıdır.
Ruhumuz iyi bakılıp özen gösterildikçe büyüyerek pırıl pırıl parlar, etrafına ışık saçar. Ancak ihmal edildiğinde bize yabancılaşıp kuruyan nadide bir çiçek, nazlı bir bebek gibidir.
İlk kez tanışıp kucağımıza aldığımız bir bebek ağlamaya başladığında, onu nasıl susturacağımızı bilemez, bunun için aklımıza gelen her yolu denemek zorunda kalırız. Oysa kucağımızdaki, her gün gördüğümüz ve üzerinde kafa yorup vakit ayırdığımız bir bebek ise işimiz kesinlikle daha kolaydır. Çünkü ortada olağanüstü bir durum yoksa huyuna suyuna aşina olduğumuz bu bebeğin nasıl hoş tutulacağını ve nelerden mutlu olduğunu gayet iyi bildiğimizden, bunları uygular, bebeğin ağlayarak hem kendini hem de bizi üzmesini önlemiş oluruz.
Sorunlarınızla Tanışma Zamanı
Kendini irdelemek, aksayan taraflarına karar vermek ve bunları özgürce kendinle paylaşabilmek cesaret işidir. Ama bu yapılabilmişse başarı kaçınılmazdır. Zaman zaman kendimizi yeteri kadar irdelemediğimize veya adil olmadığımıza dair şüphelerimiz olabilir. Ancak özenle üzerinde durmaya çalıştığımız gibi, şayet birkaç adet küçük aksaklık tespit ettiysek bile, hedefimiz aştığımız yolu azımsamak yerine, ileriye doğru devam etmek olmalı. Şimdi gelin tüm hayatımızda bizimle beraber olan bu narin dostumuza yardımcı olalım ve onun aksadığına inandığımız yönlerini nasıl tamir edebileceğimize şöyle bir bakalım.
Bunun için;
1- Ruhumuzla düzenli olarak, günlük on beş dakikalık buluşmalar gerçekleştirelim. Bunu onu daima yakından tanımak, değişimlerinden haberdar olmak ve yabancılaşmamak adına yapalım. On beş dakikamızı, ruhumuzun motivasyona ihtiyacı olduğu durumlarda başka hiçbir şey düşünmeden, sadece onu mutlu etmeye ayırmak sakınca doğurmayacaktır.
2- Motivasyonumuzun tam olduğuna inandığımız zamanlarda ise, bu süreyi engellerimize çözüm stratejileri üretmek için kullanmak akıllıca bir yaklaşımdır. Öncelikle yapmamız gereken, kararlı olmak, olayların üzerine gitmekten korkmayıp bize engel teşkil ettiğini düşündüğümüz şeyleri oturup somut bir şekilde kağıda dökerek bunlarla ilgili çözüm yollarını düşünmek olacak. Kendimize göre bir önem sıralaması yapmak işimizi kolaylaştıracak.
Bu aşamada önerilerim şunlar:
. Sorunlarımızı çözmek üzere sıralamaları yaparken kolaydan zora doğru gidelim.
. İlerleyen aşamalarda bazı sorunların birkaç denemede çözülemediğini de görebiliriz. Böyle engellerimiz olduğunda ise kendimizi incitmeden, bir başka soruna geçip diğerini farklı bir zamana bırakalım. Merak etmeyelim ve konuya kafamızı verdiğimiz sürece sorunun, çözüm önerisinin gelip bizi bulacağına olan inancımızı kaybetmeyelim. Cevap bize bir şekilde, bir olay veya bir örnekle ama mutlaka ulaşacaktır.
. Çözdüğümüz sorunların üzerini keyifle çizerek kendimizi kutlamayı ve ufak da olsa bir ödülle memnun etmeyi unutmayalım.
3- Ruhumuzu tamir aşamasında bize olumlu etkide bulunacak ve dikkat etmemiz gereken önemli unsurlardan biri de, içinde bulunmak durumunda olduğumuz ortamları (iş, okul, aile) ve bu ortamları oluşturan insanlarla olan ilişkilerimizi iyi incelemektir. İletişimde bulunduğumuz insanlar arasında bize olumsuz yönde etkide bulunduklarına inandığımız kişiler varsa, bunları tespit etmek ve onlarla olan iletişim aşamalarımızı yeniden gözden geçirmek sürecin tamamlanmasında yararımıza olacaktır.
Ruhunuz size aittir. Ona en iyi siz bakarsınız!
Aslına bakarsanız, bu süreç içerisinde bir süre olumsuz elektrik aldığımız insanlardan uzak durmak enerjimizin olumsuz yönde etkilenmesini önler ve tamir sürecimizin hızının artmasını sağlar. Ancak toplum içerisinde yaşadığımızdan ve iletişimimiz devam edeceğinden, bu, kolay uygulanabilecek bir kural değildir. Öte yandan, her ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, bize bu tür olumsuz duyguları bilmeden ve istemeden maalesef en yakınlarımız bile yaşatabilir. Burada önerim, hiç olmazsa tamir sürecinde onların vücut dillerini okumayı bir kenara bırakarak, bize olumsuz şeyler söylediklerini düşündüğümüz anlarda bile onları gülümseyerek karşılamaya özen göstermektir.
Yapılan konuşma bizi eleştiren, tek taraflı bir konuşma şeklinde devam etse dahi onları dinleyip söyledikleri arasındaki olumsuzlukları ayıklamak bizim yararımızadır. Durum her birimize ve olaylara göre farklılık gösterdiğinden, değişken durumlara göre yolumuzu kendimiz bulmamız gerekecektir. Bu yüzden olumsuzluk verebilecek ve ruhumuzu acıtabilecek olgulardan eleştiriyi örnek olarak vermeyi uygun gördüm.
Gördüğünüz gibi, yine biz yaptık, biz inceledik, biz karar aldık. Çünkü ruhumuzla ilgili olaylarda konu her zaman döner dolaşır, bize dayanır. Sorunu çözebilmemiz ise ruhumuzu ne kadar iyi tanıdığımız ve onu ne kadar iyi motive ettiğimize bağlıdır. Lütfen ruhumuzun bize ait olduğunu, hassas yapısını ve onu en fazla yine bizim mutlu veya mutsuz edebileceğimizi unutmayalım.
Yazı için çok teşekkurler
bundan sonra hergun kendımle yuzleşecegim ve nazikce
cozum yollarımı gozden geçirip uygulayacagım
keyifli bi yazıydı paylaşım için teşekkürler.=)