Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim forumu misyonu taşıyan kendinigelistir.com sitesi Özgür Şahin tarafından hayata geçirilip, geliştirilmektedir. © 2024. Tüm hakları saklıdır.

gulumsemek ve gulumseyebilmek
  1. Anasayfa
  2. Başarı Yazıları
  3. Niçin Gülümseyemiyoruz?

Niçin Gülümseyemiyoruz?

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 8 dk okuma süresi
74 0

Bireyin gülümseyememesi ve sabit bir yüz ifadesine sahip olması kendini ifade etmesini zorlaştırır. Peki insanlar neden gülümseyemez? İşte çoğu insanın tahmin bile edemeyeceği o çarpıcı sebepler…

Gülümsemek insanın diğer insanlarla etkileşimini sağlayan en önemli araçlardan biridir. Peki, ya bunu yapamıyorsanız?

13 yaşındaki Kevin Portillo’nun evde her gün gülümseme egzersizleri yapması gerekiyor.

“Yanaklarımı esnetmem gerekiyor. Bunu iki dakika boyunca yapıyorum ve her gün yapmam gerekiyor,” diyor. Bazen çenesi ağrıyor bunları yapmaktan.

Kevin New Jersey’de doğduğunda yüzünün sol tarafında büyük bir damar tümörü vardı. Sol gözünün kapanmasına, burnunun sağa kaymasına neden oluyordu. Uzun süreli tedavi başarılı olmuş, ama insana özgü en önemli şeylerden birini yapamaz hale gelmişti: Gülümsemek.

İnsanın yüzündeki ifadeleri kontrol eden 17 çift kasın yanı sıra ağız etrafında çember şeklinde bir kas bulunuyor.

Gülümsemeyi sağlayan ise ağız kenarından şakağa doğru uzanan minör ve majör iki çift kastır.

Gülümseme bakımından cinsiyetler ve kültürler arasında fark vardır. Genellikle kadınlar daha fazla gülümser. Gülümsemenin iletişimsel bir fonksiyonu vardır; yani tek başımızayken değil, daha çok insan içinde ve onlarla iletişim halindeyken gülümseriz.

Bilim insanları, diğer yüz ifadelerine kıyasla gülümsemenin çok daha kolay tespit edildiğini gözlemliyor; ama bunun nedeni henüz bilinmiyor.

Bir insanın gülümsediğini anlamamız için 10 milisaniyelik bir görüntü yeterli oluyor. İnsanın hayatta kalması için en gerekli şeylerden biri olan korku ifadesini algılamak içinse o görüntünün 250 milisaniye görülmesi gerekiyor.

gulumsemek ve gulumseyebilmekBilim insanları, gülümseme ve kaş çatma gibi yüz ifadelerinin insanlığın dil öncesi döneminden kalma olduğunu söylüyor. İnsanda dil 100 bin yıl kadar önce gelişmeye başlamışken, yüz ifadeleri ilk insanlara kadar dayanıyor olabilir.

Ohio Üniversitesi’nde elektrik ve bilgisayar mühendisliği profesörü ve Bilgisayarlı Biyoloji ve Bilişsel Bilim Laboratuvarı kurucusu Aleix Martinez, “sözlü iletişime geçmeden önce yüzlerimizle iletişim kuruyorduk,” diyor.

2016’da dördü gülümseyen, dördü gülümsemeyen sekiz insan fotoğrafı 44 ayrı kültürde binlerce insana gösterildiğinde, insanların çoğu, gülümseyen yüzleri daha dürüst ve güvenilir bulmuştu.

Farklı kültürlerde gülümseme algısı

İsviçre, Avustralya ve Filipinler gibi bazı ülkelerde bu şekilde düşünenler ile diğerlerinin farkı oldukça büyük iken, Pakistan, Rusya ve Fransa gibi ülkelerde daha azdı. İran, Hindistan ve Zimbabve gibi ülkelerde ise gülümseyenlere ayrı bir güvenilirlik vasfı yüklenmemişti.

Bunun nedeni, yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelerde insanların gülümseyenlere karşı güveninin azalmasına bağlanıyor.

Ayrıca eskiden gülümsemenin dindar ciddiyete yakışmadığı fikri yaygındı. Fransız Devrimi öncesinde yapılan resimlerde, ağız dolusu gülümseme sadece alt sınıflara ait bir özellik olarak algılanıyordu.

Doğu dinlerinde ise gülümseme aydınlanma ile ilişkilendirilir. Buda ve diğer dini kişilikler gülümserken resmedilir. Ama ilk Budist metinlerde de gülümsemeden Batı’daki gibi kaçınılmıştır. İsa’yı hiçbir zaman gülümserken görmezsiniz.

Nedenler farklı

Kevin’in kanser tedavisi başarıyla sonuçlanmış ama yedinci kafa siniri ölmüştü. Beyin kökünden başlayan bu sinir daha sonra yüzde dağılır. Tümörün yanı sıra Moebius sendromu da doğuştan yüz felci nedeniyle gülümseme, kaş çatma veya gözleri sağa sola çevirme imkanı vermez. Bu hastalığa sahip biri “sanki yüzünde bir maskeyle dolaşıyor gibidir”. Zihinsel bir sorunu varmış gibi algılanabilir.

Kevin ise kendi durumunu şöyle ifade ediyor: “Sol tarafımda gülümseyemiyordum, sadece sağ tarafım gülüyordu… İnsanlar niye böyle olduğumu soruyor. Onlara doğuştan böyle olduğumu söylüyorum.”

Doğuştan olmanın yanı sıra daha ileri yaşlarda yüz sinirlerinde viral enfeksiyon nedeniyle oluşabilecek geçici yüz felci durumları da söz konusu olabiliyor. Ayrıca kaza sonucu yüz kaslarının zarar görmesi veya doğuştan yarık damak sorunu da benzer sorunlar doğurabilir.

Gülümsemeyi etkileyen bir diğer rahatsızlık da inmedir. Yüzün bir tarafında sarkma ve yamuk bir gülümseme inmenin belirtilerinden biridir ve acil müdahale gerektirir. (İnmenin diğer belirtileri bir kolda uyuşma veya zayıflık hissi ile konuşma güçlüğüdür.)

Sosyal kabul görmek

Philadelphia Çocuk Hastanesi’nden Tami Konieczny, özellikle gençler açısından gülümseme veya simetrik gülümseyememe sorununun önemli olduğunu, bunun sosyal dünyalarını etkilediğini, sosyal kabul görmelerini zorlaştırdığını belirtiyor.

“İnsanlar sizin yüz ifadenizi okuyamıyorsa sosyal kabul görmek zordur. Gençler bundan çok etkileniyor. Kendi resimleri üzerinde Photoshop’la oynuyor, öyle sosyal medyada paylaşıyorlar.”

Bu sorunun tedavisi ise bir yılı aşkın bir süre içinde birçok estetik ameliyat içerebiliyor. Bazı aileler, bu konuda karar vermek için çocuklarının büyümesini bekliyor. Çocuklar kendi görünümlerinde bir sorun olduğunu anlayacakları 9-10 yaşına geldiklerinde ameliyat olmak istediğini söyleyebiliyor.

Kevin de öyle yapmış, 10 yaşındayken ameliyat olmak istemişti. Bunun uzun ve zorlu bir süreç olduğunu bildiği halde bu kararı almıştı.

Ekim 2015’te plastik cerrah Phuong Nguyen, Kevin’in sağ ayak bileğinden aldığı siniri, yüzünün normal çalışan sağ tarafına yerleştirmiş ve bir yıl boyunca orada büyümesini beklemişti (Sinirler günde yaklaşık bir mm büyüyor).

Sinir yeterince büyüyüp normal fonksiyonunu yerine getirince Ağustos 2016’da ikinci ameliyat yapıldı. Doktor Nguyen, Kevin’in sol kalçasından 12 cm’lik bir kas ile atar ve toplar damar alınıp yüzüne yerleştirdi.

Bir yıl sonra Kevin ağzının sol tarafını hareket ettirebiliyordu artık. Ama bugünkü seviyesine gelmek için çok sayıda fizik tedavisi seansına katılması gerekti.

Fiziksel rehabilitasyon göz ardı edilebiliyor, ama ameliyatın başarısını belirleyen de sonraki bu süreç oluyor aslında.

Kevin artık gülebildiği için kendisini “normal gülen diğer insanlar gibi” hissediyor. Eski utangaçlığının azaldığını ve daha aktif olduğunu söylüyor.

Yazar: Neil Steinberg

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.