Spot: James Dean’in müthiş bir sözü var; sanki hiç ölmeyecekmişçesine hayal kurmak, sanki bugün ölecekmişçesine iyi yaşamak gerek.
İnsanın bu dünyada kaybedeceği en büyük şey nedir? Bu sorunun yanıtı şaşırtıcı bir şekilde sahip olduklarımız değil, sahip olmadıklarımız ve henüz ulaşamadıklarımızdır. İnsanın yaşamı, geçmişten geleceğe doğru uzanan fikir bağları üzerine kuruludur. Bu fikir bağlarını geçmiş yaşamımızdaki sahip olduklarımız tutarken, gelecek ayağını hayallerimiz tutar. İşte hayalimizi kaybettiğimizde fikir ipleri, bağları köprünün kırılan ayağıyla birlikte suya düşerler. Dolayısıyla kaybedeceğimiz en büyük şey, geleceğe ilişkin hayallerimizdir. Geçmişte sahip olduklarımız zaten geçmişte olduklarımızdan kolay kolay kaybedilemezler. Ama gelecek hayallerimiz sayısız değişkene bağlı olduğundan kolayca elimizden kayıp gidebilirler.
En iyi gelecek hayalleri, işlerle ve hizmetlerle ilgili olanlardır. Bir gelecek hayali, özellikle ne kadar fazla bir iş tanımından çok amaç tanımı şeklindeyse daha fazla kendini korur. Bir işin kendisi koşullara bağlı kaybolabilir. Diyelim ki, belirli bir yerde benzin istasyonu açmak istiyoruz. Devlet orayı trafiğe kapalı bir alan haline getirirse birden iş hayalimiz suya düşer. Ama örneğin, ben iş kurmak istiyorum ya da ulaştırma endüstrisinde bir iş yapmak istiyorum diye bir haber kurarsanız daha esnek ve koşullarla kolaylıkla ortadan kalkmayan bir hayal kurmuş olabilirsiniz. Dolayısıyla bir amaç üstüne hayal kurmak, bir iş üstüne hayal kurmaktan daha iyi kabul edilebilir.
Gelecek hayallerinin en çok yıkılma olasılığı olanlar insanlar üzerine kurulu hayallerdir. Örneğin, belirli yeteneklere sahip bir arkadaşınız var. Onu kuracağınız işin başına geçirerek iş yapmayı hedefliyor olabilirsiniz. Ama eğer o kişi, sizinle değil başka bir işyerinde çalışmaya karar verirse, sizin o işi kurabilme imkanınız bir anda ortadan kalkar. Dolayısıyla hayalleri insanlar üstüne değil, amaçlar üstüne inşa etmek gerekir.
Platonik aşk hayallerinin de birçoğu hüsrandır. Evlenme hayali kurulan insanın yaşamı birçok değişkenle örülü olduğunda açığa kavuşmamış bir yaklaşımın gerçekleşebilmesi imkansız gibidir. Bunlar da aniden açığa çıktıklarından altyapıları da oluşmaz ve geçmişte bağları olsa da istisnai haller dışında gelecekte bağları oluşmaz. Dolayısıyla bunların da ipleri köprünün bir ucunda sallanır dururlar.
Hayallerin gerçekleşeceğine ilişkin umutlar, insanın yakıtıdır. Hayali olmayan insanlar hareket edemeden atalet içinde otururlar. Hayali olan insanlar da şaşırtıcı bir şekilde hayali olmayan insanlar gibi otururlar. Hayali olan insanların içinden hayallerini projelendirmiş olanlarsa yerlerinde duramaz; erken kalkarlar, hayallerini gerçekleştirebilmek için bir görüşmeden diğerine koşturur dururlar. Hayal olmadan proje olmayacağına göre, insanın kaybedebileceği en büyük şey hayalleridir. Birisi ana hayalini kaybettiğinde, deyim yerindeyse iki nolu hayaline ya da projesine geçmelidir. Ama yaşamında “B” ve “C” planları olmayanlar, bu durumda ne yapacaklarını bulamazlar.
Yazan : Melih ARAT
Harika bir paylaşım teşekkür…
ümit, kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır, der nietzsche. katlıyorum,hayal dünyasında yaşayanlar, cearetsiz inanlardır bence. sadece hayal kuraralar, oysa hayat gerçek. zaten hayal kurmak gerçekten uzaklaşıp
basite kaçmaktır. bence hayal konusunda ince bir ayrım yapmak lazım. teşikürler…
Hayallari olan insan durdurulamaz desek yerinde olucak sanırım…:)
Nasrettin hoca göle yoğut çalmış ya tutarsa demiş yapamayacağın, ulaşamayacağın vs hayelleri kurma ki hayel kırıklığına uğramıyasın hayel bir başlangıç diyebiliriz