Aslında burada ne bildiğiniz de çok önemli. Bilgi düzeyiniz çok düşükse, bu kitaptaki sisteme göre öğrenmeye devam etmelisiniz, yaşamaya devam etmelisiniz, daha önce de belirttiğim gibi dil öğreniminde bir son nokta koyma yeri yoktur. Başlamışsınızdır ve artık onu hayatınız boyunca kullanırsınız geliştirirsiniz. Bilginizi geliştirmeye, dilden kopmamaya bakın. Kitap okumaktan hoşlanıyorsanız. Önce çeşitli yayın evlerine ait sadeleştirilmiş kitapları okuyun. Bu kitaplar yayın evinin anlayışına göre aşama, aşama numaralandırılmıştır. Bu kitaplar genelde altı aşama olarak hazırlanmıştır. Önce en düşük aşamayı seçin, bu kitapların toplam kaç kelimeden oluştuğu üzerlerinde belirtilir. Anlayabiliyorsanız bir sonraki aşamaya geçin. Hem kültürünüzü, hem de dilinizi bu şekilde geliştirmiş olursunuz. Bu şekilde bütün İngiliz Edebiyatının klasiklerini okuyabilirsiniz. Daha sonra bu kitapları anlamakta zorlanmıyorsanız, normal kitaplara geçiş yapabilirsiniz. Tabi belirli bir aşamada takılıp kalırsanız, dilinizi geliştirmeye bakın.
Bu bahsettiğim kitapların son seviyesine kadar başarılı bir şekilde okuyabilmeniz için gramere hakimiyetiniz tam olmalı. Fakat ilk seviyelerde aynı şey geçerli değil. Mutlaka bir seviye size hitap ediyordur. En azından 400 kelime içerenleri size göredir. Eğer değilse öğrenme işlemine devam. Kitap okumak sizi sıkıyorsa, bu tarzda hazırlanmış kasetler vardır. Bütün bunlar da sizi sıkıyorsa hayat içerisinde hiç çaba sarf etmeden dilinizi geliştirmek istiyorsanız bu dilin kullanıldığı sektörlerde bir iş bulabilirsiniz, az da olsa konuşmaları anlıyorsanız, televizyon seyredebilirsiniz. Tabi televizyon seyretmek ya da kitap okumak, kaset dinlemek geliştirme faaliyetiniz olmadığı taktirde yalnızca bildiklerinizi unutmamada faydalı olacaktır. Unutmayın daha fazla bilgiye sahip olmak istiyorsanız, çaba sarf etmeniz gerekecek.
İngilizce’yi nekadar zamanda öğrenebilirim?
Dil öğrenmek kesinlikle zaman işidir. Düşündüğünüz gibi üç ay ya da dört ayda dili tamamen öğrenemeyeceksiniz. Oldukça uzun zaman alacak fakat bu oldukça uzun bir zaman bekleyeceksiniz manasına da gelmiyor. Daha önce de söylediğim gibi siz dili kullanmaya başlayın. Bilim adamları yoğun yani hakkı verilmiş bir çalışmayla, bunu iki yılda başarabileceğinizi izah ederler. Hatta birçok İngilizce öğretim setleri hemen hemen bu zamana endekslenmiştir. Maalesef bu zamanı kısaltmanın kolay bir yolu yok. Ama bu kesinlikle tam iki yıl bekleyeceksiniz anlamına gelmiyor. Sakın pes etmeyelim. Dört ay içerisinde inanın bana artık birçok şeyi ifade edebilecek hemen, hemen istediğiniz her cümleyi kurabileceksiniz.
Normal bir İngilizce metni tam anlamıyla anlayarak okumak ya da seri konuşmalar yapmak, karşımızdaki dili kullanan kişiyi seri olarak anlamak zaman alacaktır. Aslında İngilizce’yi öğrenmeye başladığımız an süreç başlamıştır. Kendi çapımızda onu kullanmaya başlamışızdır. Bunu olağan karşılayıp bunu yaşamımıza uydurmalıyız. Dün başlasaydık bugün oldukça yol kat etmiş olacaktık. Peki başlamadık zaman geçmedi mi? Tabi ki geçti. Öyleyse daha fazla kayba tahammülümüz olmamalı. Kendi kendimize devam demeliyiz.
Yurtdışında İngilizce eğitim nasıl? Neler bilmeliyim?
İngilizce’yi öğrenmenin en kolay ve en pahalı yolu tabii ki bu dilin konuşulduğu yere gidip orda kurs almaktır. Kurs almaktır diyorum çünkü belirli bir yaştan sonra bunu yalnız başınıza zaman içerisinde öğrenmeniz çok zordur. Öğrendikleriniz de yalnızca günlük hayatta kullanabileceğiniz birkaç klişe cümleyi geçemeyecektir. İster istemez dil ile aktif olarak ilgilenmeniz gerekmektedir, Amerika’da yıllardır yaşayan hatta bir Amerikalı ile evli bir arkadaşımı size örnek gösterebilirim. Henüz üç yıldır Amerika’da, gittiğinde tek kelime bilmezdi ama artık birkaç kelime biliyor diyebilirim. Yani aslında sizin deyiminizle kendi derdini anlatıyor olmalı. Onunla en son Amerikan Konsolosluğunda karşılaşmıştım. “Şimdi bu adamlara derdimi nasıl anlatacağım.” diye dert yanıyordu. Buradan da anlaşılacağı gibi Amerika’da bir Amerikalı ile üç yıl geçirmek onun dil problemini çözememiş. Tabii onun amacı dil öğrenmek değildi. Sorun da zaten buradan kaynaklanıyor.
Yine Amerika’da iki yıl kalmış bir arkadaşım döndüğünde yalnızca konuşulanları anladığından bahsediyordu. Tabii günlük hayattaki sıradan isteklerini anlatma mahiyetinde pratik İngilizce’ye sahip olmuştu. Bu arkadaşım istikrarlı olmasa da Amerika’da belirli bir dönem kurs almıştı. Ama ilgisizdi o yüzden dil konusunda başarılı olmasını beklemek bizim için hatalı olur. Yine İngiltere’de iki yıl kalmış bir arkadaşım da aşağı yukarı bu durumdaydı. Bu örnekleri Türkiye’de yıllardır kalıpta Türkçe’yi bir tülü öğrenemeyenleri de ekleyerek çoğaltmak mümkündür. Bunların en önemlileri Türkiye 1.Liginde top koşturan sevgili ithal futbolcularımız. Ne kadar berbat bir Türkçe konuştuklarına ya da konuşamadıklarına sanırım birçoğunuz şahit olmuşsunuzdur.
Buradan da anlaşılacağı gibi bu sizin neyi istediğiniz ile doğru orantılı, fakat istemek de tam olarak sorunlarınızı çözmenizde yeterli olmayacaktır. Bunun için faaliyete geçmeniz yani dil üzerinde çalışmanız gerekecektir. Bu yüzden yurtdışına dil öğrenmek için gittiğinizde zamanınızı dili öğrenmek ve uygulamak için kullanmaya bakın, tki yıl içerisinde bir kursa katılarak İngilizce konusunda Amerika’da harikalar yaratabilirsiniz.
Amerika’daki dil kursları genelde güz ve yaz dönemi çalışmaları olarak klişe bir programa sahiptirler. Yaz dönemlerinde yoğunlaştırılmış, yani kısa zamanda çok iş yapmak amacıyla bir program uygulanırken güz ve kış dönemlerinde de normal program uygulanır. Size tavsiyem tabi ki güz ve kış dönemlerinde uygulanan program olacaktır. İklim her zaman önemlidir. Sanırım yaz sıcağında İngilizce öğrenmek işleri zorlaştırır ve bunun birde yoğun olması sizin keyfinizi epey kaçırabilir. Güz programları her zaman size tavsiye edebileceğim tek programdır diyebilirim. Eğer sıkı çalışır bu kitaptaki tavsiyelerimi uygularsanız kısa zamanda ihtiyacınızı cevaplayacaksınız. Altı ya da sekiz ayda akademik düzeyde ders anlayacak kadar kendilerini yetiştirmiş binlerce öğrencinin varlığından haberdar olun.
Onlar yaptıklarına göre sanırım siz de yapabilirsiniz. Biraz çalışma gerektirecek hepsi bu. Tabii bir aylık Amerika seyahatinin minimum size maliyeti sosyal hayat aktivitelerinize göre 1500$ dolardan başlayacaktır. Yurtdışında hem çalışıp hem okumak istiyorsanız bu da mümkün yalnız plansız programsız vizeyi alıp yetersiz bir parayla yola çıkmanızı kesinlikle tavsiye etmem. Hele bir de rahatınıza düşkünseniz bunu hiç yapmayın.
Teknik İngilizce nasıl öğrenilir?
Çok defadır teknik İngilizce denilince başka şeyler düşünüldüğüne tanık olmuşumdur. (Tıpkı gramer denince Kolay İngilizce diye bir şeyin akla gelmesi gibi. Komik değil mi?. Kitap yazı dilidir! Sağır duymaz uydurur misali biri uydurmuş.) Sanki hemen akıllara İngilizce’den başka bir İngilizce’nin var olduğu gelir. Böyle bir şey tabi ki yoktur. İngilizce tektir. İş İngilizcesi, turizm İngilizcesi, sokak İngilizcesi denilince akıllara hemen öğrenebileceğiniz İngilizce’nin başka bir türü gelmesin. Eğer bu türden kesin bir konuya ilgi duyuyorsanız önce İngilizce öğrenmeye başlarsınız daha sonra ihtisas konunuzla ilgilenirseniz. Tekstil işindeyseniz, bu konuda ekstradan bilgi ihtiyacı duyarsınız. Gerçekte de bu böyledir. Bir normal Türkçe konuşursunuz; bir de mühendis olduğunuzu düşünün ya da muhasebeci. Mesela, muhasebeci olarak Türkçe de ihtiyacınız olan ekstra kelimeler vardır.
Gerçek hayatta çoğu kimse bu kelimelerin varlığından bile haberdar değildir. Ama sizin bilmeniz gerekir. Diğer insanlar da Türkçe bildiği halde bunları bilmez, çok da bilmesi gerekmez. İngilizce için de aynıdır. Önce İngilizce’yi temel düzeyde öğrenirsiniz sonra iştigal konunuzla ilgili ekstradan bilmeniz gereken diğer kelimeler vardır. Bu yalnızca kelimeyle sınırlıdır. Dilbilgisinde kesinlikle hiçbir farklılık yoktur. Tek fark konunuzla ilgili ekstra kelimelerden ibarettir. İngilizce’den ayn bir İngilizce yoktur.
Kaynak : Roket İngilizce