Bazılarımız ısrarla özel ders almaktan kaçınırken bazılarımızda yalnızca özel ders almayı tercih edebilirler. Grup çalışmasından farklı olarak burada odak noktası her zaman siz olacaksınız. İlgi tamamen sizin üzerinizde olacak. Ders tamamen sizin öğrenme kapasitenize endeksli olarak devam edecek. Tercih sizin. Tek öğrenci siz olduğunuz için öğrenim süresi normalden daha kısa olacaktır. Genelde kurslarda belirli bir program takip edilir. Ve bu programdan dışarı çıkılmamaya çalışılır. Yani bazen haftalarca kursa gidip de yeni hiçbir şey öğrenmediğinizi, olduğunuz yerde saydığınızı hissedebilirsiniz. Genelde bu bütün kurslar İçin geçerlidir. Kasıtlı olarak zaman geçirmek için basit bir konu etrafında saatlerinizi alırlar. Amaç sadece size sundukları dört ya da beş ay gibi bir süreyi doldurmak, sonra sizden yeni bir dört ay istemektir. Hazır bu konuya değinmişken size bazı kursların kullandığı birkaç ayda İngilizce öğretebilecekleri vaadine kesinlikle itibar etmemenizi şiddetle tavsiye ederim. Dahi de olsanız bu kesinlikle zaman alacaktır. Dil öğrenimi hangi dil olursa olsun mutlaka belirli bir süreç ister. Beynin bilgileri önce teorik olarak elde etmesi sonra onu harekete geçirmesi, defalarca pratik etmesi gerekir. Bunun için de gerçekten zaman gerekir. Birkaç ayda İngilizce vadeden kurslardan kesinlikle uzak durmanızı tavsiye ederim. Özel öğretmeninizin sizi hep aynı konu etrafında döndürdüğünü de fark edebilirsiniz.
Genelde kursta ya da özel öğretimde uygulanan teknikte belirli kitaplar takip edilir ve bu kitaplar harfi harfine roman gibi okutulmaya çalışılır. Öğrenci de doğal olarak sıkılır. Birkaç ayda ancak yeni konulara geçilir. Ve ayrıca kurslardaki bir diğer dezavantaj ise kursiyer arkadaşlarınızın sizin kadar istekli olamayacağıdır. Genelde hangi kursa giderseniz gidin hiçbir kursun sonu gelmez. Öğrenciler sizin istediğiniz kalitede olmaz, bazıları anlamaz sürekli soru sorar aynı yerde sayıklarsınız, bazıları sadece canı sıkıldığı için gelir, kimi spor için gelir ve tabi böyle bir ortamda sizin İngilizce öğrenmeniz de zorlaşır. Birkaç hafta sonra çoğu kursta öğrencilerin teker teker kursu bıraktığını fark edersiniz. Ya da geçen ders derse gelmeyen bir öğrenci geçen dersle ilgili sürekli sorular sorar. Kursa gidip de gerçekten başarılı olanların sayısı aslında çok azdır. Tabi bu sektörde bunlara dikkat eden bazı kursları da göz ardı etmemek lazım.
Kurslarda bir de “kur” bilmecesi vardır. Öğrencinin kafasını karıştırırlar. Şu kitabı görüyoruz iki kur sürüyor ya da şu kadar ayda şu kadar kur ders göreceksiniz gibi çeşitli bilmeceler vardır. Genelde bu her kursun kendi prensiplerine göre tayin edilir. Söylemek istediğim bu kurlarla ilgilenmemeniz gerektiği. İkinci ya da beşinci kurda olmanız sizin için ne anlama gelecektir? Önemli olan ne kadar zamanda ne öğreneceğinizdir. Özel ders ortamında bunların olmasını engellersiniz. Tabi kendi oluşturduğunuz gurupta da bunların olmasını engelleyebilirsiniz. Yalnız ders almaya kararlıysanız öğretmeninizi bu konuda gözlemlemeyi ihmal etmeyin. Birkaç arkadaş grup olup öğretmen tutuyorsanız burada da aynı şeyi göz ardı etmeyin. Fakat yola çıkacağınız arkadaşlarınızı iyi seçin.
Yaşım geçti, İngilizce öğrenebilir miyim?
Hepimizin bildiği yaygın bir atasözü vardır: “Ağaç yaş iken eğilir.” Fakat bunun dil öğreniminde o kadarda fazla geçerli bir atasözü olarak kullanmamız ne derece doğru olur bilemem. Dil öğrenimde aslında belirli bir yaş idealdir ama daha küçük yaşlarda dilin suni ortamlarda özellikle küçük yaştaki çocuklara öğretilmesi yetişkinlerden daha zor olur. İlkokula giden bir çocukla bir lise talebesini kıyasladığımızda, lise talebelerinin bu konuda daha meyilli olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en büyük nedeni çocukların öğrendikleri şeyin ne olduğunu bilememeleridir.
Lisede bu yalnızca bir derstir. Öğrenci bunu sadece ders olarak algılar. Yani yaptıkları şeyin bilincinde değildirler. Avantajları genç olmaları, öğrenime açık olmalarıdır. Aynı zamanda bilinçsizlik diye büyük bir dezavantajları da var. İngilizce’yi yalnızca bir ders olarak gördüklerinden dolayı, öğrenme becerisine sahip oldukları halde bunu beceremezler. Sonuç olarak bugün maalesef normal bir devlet lisesinden mezun olan bir öğrenci ortaokul ile birlikte toplam altı yıl İngilizce dersi gördüğü halde tek bir cümle dahi kuramaz. Belki siz de o öğrencilerden birisinizdir! Kaldı ki yabancı dil eğitimi çok iyi olan özel okullardan mezun olanların bile çoğu yetersiz düzeyde İngilizce bilmektedirler. Bunun başlıca nedeni bu konuda bilinçsiz olmalarıdır diyebiliriz. Bu yüzden bizim en büyük avantajımız bunu istiyor olmamız olacak ve bir lise talebesi gibi İngilizce’nin yanında çalışmamız gereken sekiz ya da on tane diğer dersler olmayacak. Yapmamız gereken tek şey haftamızın belirli birkaç saatini aktif olarak İngilizce çalışmaya ayırmak olacak. Yanınızda sürekli bir türkçe ingilizce sözlük bulundurmayı da ihmal etmeyin.
Fakat şu da bir gerçektir ki belirli bir yaştan sonra her şey gibi İngilizce öğrenmekte zordur. Üstelik hatırı sayılır bir eğitim geçmişimiz yoksa bu işleri daha da zorlaştırabilir. Bütün bunlara rağmen özetle yaşın bizim için pekde sorun teşkil etmediğini, önemli olanın öğrenme bilincinde olmak olduğunu bilmemiz gerekir.
Kaynak : Ersin Yayınları, Web