Aynı iş yerinde çalıştığım bir arkadaşım sınav stresi ile ilgili bir yazı yazmamı rica etti benden… Ben de oturup düşündüm ve ülkemizde gençlerin ortak derdi olan sınav çilesine karşı nasıl savaşacağımızı anlatmaya karar verdim, kendi dilimde… İlkokuldan itibaren sınav üstüne sınava girdik. Daha ufacık çocukken ” Hayat bir sınavdır çocuğum, çok çalışan kazanır” diye beynimize işlediler. Çalışmazsak kazanamayız. Kazanamazsak iyi bir geleceğimiz olmaz. İyi bir geleceğimiz olmazsa mutlu edemeyiz çevremizi. Çevremiz mutlu olmazsa biz nasıl mutlu oluruz? :)
Ben sınav düzenine şiddetle karşı çıkan biri olarak aslında bu düzene karşı bir yazı yazmalıyım:) Ama arkadaşımın ricası üzerine motive olmak üzerine yoğunlaşacağım bu yazımda. Madem sınavlar hayatımızda var, madem belirli hedeflere bu yollarla ulaşacağız, o zaman sınav bizi değil biz sınavı korkutalım!
Öncelikle çalışmak şart. Bunu göz ardı edemeyiz. Eğer hazırlandığınız bir özel yetenek veya zeka testi değilse, bilgi şart. Ama çalışma meselesini strese dönüştürmemek lazım. İşte işin püf noktası da burada…Her sınavda binlerce insan heyecan ve stresten kaybediyor. Hayatın her aşamasında olduğu gibi bu aşamada da soğukkanlı olmak bizi kurtaracak yegane güçtür. Şimdi size düşünce gücü ile rahatlamanızı sağlayacak bir kaç açıklama yapacağım. Bunları olumlama şeklinde de kullanabilir, kendinizi motive edebilirsiniz. Unutmayın her durumu değiştirmek elimizdedir. Bunu da ancak duruma olan bakış açımızı değiştirerek yapabiliriz.
– Sınavı sizin hayatınızı mahfeden bir unsur olarak düşünmekten vazgeçeceksiniz. Bu sadece bir sınavdır ve açık bir zihinle bu sınavda başarılı olabilirsiniz. Onu hain bir canavar olarak görüyorsanız başarı ihtimaliniz pek yüksek değil.
Onu kafanızda anlamlandırıp şekillendirmeyin. Neden ille de bir kalıba sokmak istiyorsunuz ki? Madem kalıba sokacaksınız bari güzel bir simge bulun sınav için. Mesela sizi hedeflediğiniz yola ulaştıracak bir basamak olarak görün. Bembeyaz bir ışıkla parıldayan ve sizi yükseklere çıkaracak olan bir merdiven! Hayalini kurduğunuz okul, iş, hayat, ev, araba, arkadaşlar, eşyalar, giysiler vs. Bunlara sahip olmak için sizi yukarı çıkaracak olan basamak bu sınav! Ve siz o merdivene adım attığınızda pırıl pırıl bir enerji ile parlayacaksınız. Zafer sizin olacak! Başaracaksınız! Aksini iddia edebilecek olan? :)
– Bir başka tavsiye. Ders çalışmayı eziyete dönüştürmeyin. Ezber yapmaya kalkmayın. Öğrenin. Hayatta öğrendiğimiz her şey yanımıza kar kalır. Ben lisede Biyoloji dersinde öğrendiğim Öglena, Terliksi Hayvan, Endoplazmik Retikulum gibi kavramlarla espri yapıyorum hala:) Tarihte öğrendiklerimiz ile geçmişimizi, Matematik ile kafayı çalıştırmayı, Geometri ile analitik düşünebilmeyi öğreniyoruz. Coğrafya desen ülkemizi, dünyamızı tanıyoruz. Papua Yeni Gine nerede bilen var mı? Ya Karadeniz’in bitki örtüsü?
Bunları hiç mi merak etmezsiniz? Elinize fırsat geçti, açın okuyun. Atalarımız neler yapmış, daha önce topraklarımızda kimler yaşamış, İstanbul-Ankara arasında kaç KM hızla gidersek kaç saatte varırız? Oturun öğrenin kardeşim. Gerçek hayatta uygulayın bazı şeyleri. Öğrenmeye karşı daha istekli olduğunuzu göreceksiniz. Çalışmayı yük olarak değil, sizi zenginleştiren bilgiler edinmek olarak görün.
Biliyorum bunları okurken hiç ciddiye almıyorsunuz. Ama bence almalısınız. Hikaye değil yani bu tavsiyeler. Zihninize hükmetmeyi öğrenmelisiniz. Yoksa karşınıza çıkan her sınav için beyniniz bir bahane üretmeye ve sizi başarısız kılmaya devam edecek. Kontrolün kimse olduğuna siz karar vereceksiniz. Beyninizde mi? Yoksa sizde mi?
Herkese, hayatı boyunca gireceği tüm sınavlarda başarılar dilerim.
Yazan : Aslı Ece Özdoğan / kendinigelistir.com