Yarışmalarda adaylara boş vakitlerinde ne yaptıkları sorulur. Bu, belki de yarışmacıyı tanımak için sorulabilecek en iyi sorudur; çünkü insanın nerede, ne zaman doğduğu hatta hangi okuldan mezun olup hangi işi yaptığı bile kendi iradesi dışında gerçekleştiği için o insan hakkında bütün bilgileri vermez. Ama boş vakitlerimizde ne yaptığımız bizim en kişisel, en özgür tercihlerimizdir. İşe başvuran adaylara da hobilerinin neler olduğu bu nedenle sorulur. İnsanın boş zamanlarında ne yaptığı, onu anlatır.
Sadece iş görüşmelerinde değil, yeni tanıdığımız insanların da özel meraklarını öğrenmek isteriz. Bu özel merakları konuşmak insanları birbirlerine yaklaştırır.
1981’de Fransa’da Mitterand iktidarı sırasında “Boş Zamanları Değerlendirme Bakanlığı” kuruldu. Aslında bakanlığın görevleri arasında turizm ve spor da vardı ama isminin “Boş Zamanlar Bakanlığı” olması, kamuoyunun dikkatini bu alana çekmek için kasten düşünülmüştü. 2005 yılında ise Kanada’da “Boş Zamanları Değerlendirme, Eğitim ve Spor Bakanlığı’ kuruldu.
Boş zamanlarında boş oturan insanlara, boş zamanlarında ne yaptıkları sorulduğunda “Aslında son günlerde pek zamanım olmadı‘.” ya da “Son okuduğum kitabın, izlediğim filmin adını hatırlayamadım, neydi dilimin ucunda.” gibi kaçamak cevaplar verirler genellikle. Boş zamanlarda bir şey yapmamak hoş karşılanmaz.
Kendi işini kurup başarılı olan ya da profesyonel hayatta çok yükseklere çıkanlar arasında kendilerine neredeyse hiç boş zaman ayıramayan insanlara çok sık rastlanıyor. “Benim hobim işimdir.” diyenler bunlar arasından çıkıyor.
Oysa her zaman söylediğim gibi insanın iş hayatı ve özel hayatı diye adlandırılan iki hayatı yok. İnsan tek ve bütün bir hayat yaşıyor. Yaşadığımız hayat tek parça, eski deyimle “yekpare”.
Herkes işinde en iyi olmak, yükselmek, daha çok kazanmak, daha iyi bir yaşamak ister kuşkusuz. Rekabet koşullarının düne göre daha ağır olduğu günümüzde bunu sağlamak çok kolay değil. Çok çalışmak gerekiyor ama başarılı olmak için sadece çalışmak yetmiyor.
Dengeli bir hayat için çalışmak kadar kaliteli boş zaman geçirmeye de ihtiyacımız var. Tıpkı tek kişinin bir tahterevalliyi dengede tutmaya çalışması gibi, insanın ağırlığını her iki tarafa da verebilmesi gerekir. Sadece işten ya da sadece hobiden ibaret bir hayat, dengesini yitirmiştir. Akıl ve ruh sağlığımızı korumak, yaratıcılığımızı canlı tutmak ve mücadele edebilmek için çalışmayla kaliteli boş zamanı dengeleyeceğimiz bir hayat yaşamalıyız.
Bugün iş ve özel hayatın beklentilere cevap vermekte zorlanan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Bu beklentilere cevap verememek dengemizi bozuyor. Hepimiz hangi koşulda olursak olalım sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevî ve psikolojik olarak da dengede olmaya ihtiyaç duyarız. Hepimiz içgüdüsel olarak hayatımızdaki dengesizliklerden biran önce kurtulmak ve ahenge kavuşmak için çabalarız. Hobilerimiz bu ahengi bulmamıza yardım eder.
İş dünyasının ihtiyaç duyduğu çok yönlü insanlar için hobiler dipsiz bir beslenme kaynağıdır. Bugün neredeyse tüm endüstriler mekanik işlerden yaratıcı işlere doğru kaydıkça kişilerin ofis dışında ne yaptığı, kendilerini nasıl “beslediği” daha çok önem kazanmaya başladı. Şirketler çalışanlarının hayat dengelerini kurabilmeleri için çalışmak kadar boş zamanlarını da yaratıcı bir şekilde değerlendirmeleriyle mümkün olduğu bilincine vardılar.
Hobilerin insanların boş zamanları doldurmaktan çok daha ötede işlevleri var. Hobiler kişinin görsel, işitsel ve sözel yeteneklerini, karar alma ve iletişim becerilerini, takım çalışmasına yatkınlığını artırıyor. Ayrıca hobiler insanların yeni tanıştığı kişilerle kolay iletişim kurmasını kolaylaştırıp çevre edinmelerine yardım ediyor.
Pedagojik araştırmalar, çocukların oyuncaklarıyla zaman geçirebilmelerinin yalnızlıkla başa çıkma, tek başına yetebilme ve daha da önemlisi doyumlu bir hayat yaşama yeteneklerini artırdığını kanıtlıyor. Hobilerin yetişkinlerin hayatına etkisi, oyuncağın çocuğa etkisiyle aynıdır. Hobiler bizi kedimize yeten, yalnızlıkla başa çıkan, doyumlu ve yaratıcı insanlar yapıyor.
Her birimizin özel bir yeteneği yok elbet; ancak hepimizin mutlaka ilgi duyduğu, uğraşmaktan zevk alabileceği bir faaliyet alanı mutlaka var. Hobi edinmek isteyenlerin aklına ilk anda bir şey gelmeyebilir ama biraz çabayla herkes kendine tutkuyla bağlanacağı bir hobi bulabilir.
Eğer hayatı bir bütün olarak algılayabilirsek hem işlerimizi ve sorumluluklarımızı yerine getirip hem de hobilerimize yer açabiliriz.
Hobiler sayesinde kendimizi ifade etmenin yeni yollarını keşfederiz. Aslında hepimiz yaptığımız işten ve çevremizin bize yapıştırdığı etiketlerden daha fazla potansiyele sahibiz. Şu ya da bu nedenle işimizi ya da hayatımızı dilediğimiz gibi belirleyememiş olabiliriz. Bir sanatçı olmak isterken mühendis, doktor olmayı hayal ederken muhasebeci ya da bir gezgin olma hayali kurarken bir eş ve anne olmuş olabiliriz. Fakat kendimize bir hobi seçerken gerçekten çok daha özgürüz. İstediklerimizi gerçekleştirme şansımız çok daha fazla.
Gönülden seçtiğimiz ve tutkuyla bağlandığımız hobiler kendimizi ifade etmemizi sağlar. Bir hobiye emek verdiğimizde, biz farkında olmadan yeni yollar keşfedip hiç bilmediğimiz yeteneklerimizin ortaya çıkmasını sağlarız.
Hobiler insanın tahmin etme, strateji geliştirme, planlı hareket etme, ayrıntıları görebilme, sorunlarla başa çıkmadaki hakimiyetini artırır. Düzenli olarak bir hobiye zaman ayırmak, o hobiyi geliştirmek adına yoğunlaşmak zamanı daha iyi yönetmemizi sağlar.
Kimse zorlamadan kendi isteğimizle seçtiğimiz bir hobi üzerinde ustalaşmak için çaba harcadıkça daha disiplinli bir hayat yaşamaya başlarız. Güçlü bir öz disiplin geliştirdiğimizde sadece iş hayatında değil, hayatımızın diğer alanlarında da hedeflerimize daha kararlı bir şekilde yürürüz. Daha anlamlı bir hayat yaşamaya başlarız. Bir tablo yaparak, dans ederek, bir koro ile konsere çıkarak, briç oynayarak, fotoğraf çekerek, balkonumuza ahşap bir masa yapabilecek kadar marangozluk öğrenerek aslında farklı bir alanda başarmanın ve üretmenin zevkini yaşarız. Bir hobi sahibi olmakla sadece kendimizi daha iyi hissetmekle kalmaz özgüvenimizi de yükseltiriz. Bu özgüven artışı sadece bireysel değil, sosyal yaşantımızı da zenginleştirir.
Keyifle yapacağı bir hobisi olan, potansiyelini ve enerjisini doğru kullanan kişiler hangi yaşta ya da konumda olurlarsa olsunlar her güne daha hevesli uyanırlar. İlgilendiği hobileri sayesinde ortak zevkleri olan yeni insanlarla yeni paylaşımlarda bulunarak hayatlarını daha da zenginleştirirler. Bir hobiyle uğraşmak kişiyi içinde bulunduğu ana odaklar, geçmişin hesaplaşmalarından ve geleceğin kaygılardan uzaklaştırır.
Yazan : Temel Aksoy – hobi
gerçekten de çok doğru. teşekkürler.
Hobiler, hobiler, hobiler = ) Teşekkürler = )
Okulda dusup hastanelik olmak benim icin bir hobi haline geldi artik
Hobi deyip geçiyor çoğu kişi.
Aslında tamamen şekillendiriyor her şeyi..