Lider kumaşı mısınız? Başarılı insanların kişilik yapılanmasını hep merak etmişimdir. Neden bazıları kariyer basamaklarını diğerlerinden daha hızlı tırmanır? Bu insanlar elini neye atsa becerir hatta daha ötesi, her seferinde etkileyici bir sonuç elde eder de başkaları bazen ya da hiç başaramaz? Bu tip insanlar çok mu yeteneklidir? Veya şanslı? Bu işin bir formülü var mıdır yoksa her şey tamamen tesadüf müdür? Psikoloji bilimi ve yönetim ilmi bu konuda epey kafa patlatır aslında.
Başarı/başarısızlık konusunda, liderlik, yetkinlik hakkında pek çok teori de mevcut. Ama bir grup insan var ki benim her daim sinirlerimi bozmuştur: Hem insan aklının sınırlarını zorlayan bir çalışma temposu içindedirler hem aileleriyle kaliteli zaman geçirirler, yetmez spor yaparlar, hobilerine zaman ayırırlar (ki bir kısmı bunlarda ciddi başarılar elde ederek bir de bu alanlarda adlarını duyururlar), son derece dışa dönük ve sosyal bir hayat yaşayarak hiçbir etkinlikten falan da geri kalmazlar. Üstelik de bu insanların başardıkları, etrafa öyle kötü örnek teşkil eder ki kadın olanları için “çocuk da yaparım kariyer de” kuşağı türünde trendler bile oluşuverir.
Bu yüzden ben bunlara ’seçilmiş insanlar’ diyip geçmeyi ve örnek almamayı hayat felsefesi edinmiştim kendime. Geçen hafta İngiliz The Times gazetesinde yayınlanan bir yazı, bu konuda son dönemde karşılaştığım en iyi formülasyonlardan birini yapıyor. Aslında ’zirveye ulaşma formülünü’ veya ’zirvedekilerin hangi özellikleri taşıdığı’nın açıklamasını yapan kişi, uluslararası bir koçluk şirketi danışmanlarından.
Praesta Partners LLP’den Heather Dawson adlı yönetici koçunun, yüzlerce danışanla yaptığı çalışmaların sonucunda oluşturduğu “Faster Faster” kitapçığı, geçtiğimiz hafta İngiltere’de basına tanıtıldı.
Kitapçık, sürekli gelişen iletişim teknolojisi yüzünden hayatı iyice zorlaşan üst düzey yöneticilerin, kendilerinden beklenen yüksek performansı gösterebilmek için neler yapmaları gerektiğinin bir manifestosu adeta.
Cep telefonu, taşınabilir bilgisayar, Blackberry gibi icatlar sayesinde 7/24 ’ulaşılır’ hale gelen günümüz yöneticisinin bu tempoyu ve başarı düzeyini nasıl koruyabildiği konusunda çok pratik formüller sunduğu ve her seviyede yönetici için çok yararlı olacağına inandığım için Dawson’un kitapçığının bazı noktalarını özetlemek istiyorum:
1. Kim kimi yönetiyor? İş mi yöneticiyi yoksa yönetici mi işi? Başarılı yönetici, seçeneklerinin farkındadır. Neyin önemli olduğunu, neyi başarmak istediğini, nasıl bir hayat arzu ettiğini çok iyi bilir. Dahası her konuda son derece iyimserdir. Ancak her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi olabilir: Kimi sürekli ulaşılabilirdir, bazıları tanımlı zamanlarda açar telefonunu, Blackberry’sini. Çünkü rahatsız edilmeden çalışabileceği zaman dilimleri yaratmanın önemini bilir. Böylece seçimlerini kendisi yapar, sınırları çizer ve kontrolü kimseye bırakmaz.
2. Düşünmek ve odaklanmak için zaman yaratır: Başarılı yönetici (hayat inanılmaz bir hızda akıyor olsa da) ’düşünme işi’nin aceleye gelmeyeceğini çok iyi bilir. Rahatsız edilmeden düşünmek için fırsat ve zaman yaratarak plan yapmayı ihmal etmez. Kimi zaman güvenilen bir meslektaşla bir kadeh şarap içmek, kimi zaman da tek başına yapılan bir yürüyüş ya da haftada bir evden çalışmak olabilir bu.
3. Muğlak bir ortamda liderlik edebilir misiniz? Yönetimde alt kademelerin son derece korkutucu bulduğu bu tip ortamlar, başarılı yöneticileri hiç rahatsız etmez. Dünya yıkılıyor olsa nereye gidiyor olduğunuzu ve bunu nasıl yapacağınızı bilirseniz olaylar karşısında sürekli taktik değiştirerek ilerleyebilirsiniz. Zira bu, başarılı bir yöneticinin tipik davranışıdır!
4. Sınıra gelince mola ver: İş konusunda ’nerede duracağını’ bilmek bir meziyet. Tekerleklerin boşa dönmeye başladığını, odağı kaçıracak kadar fazla çalıştığını ya da artık üretemediğini fark etmek ve bu noktada ’teneffüse çıkmak’ önemli. Bir bardak su içmek, 10 dakikalık yürüyüş ya da bir dostla kısa ama zevkli dedikodu seansı bile olabilir bu. Her başarılı yöneticinin mutlaka bir hobisi var: Spor yaparak, kültürel faaliyetlere veya yardım aktivitelerine katılarak fazla ’havayı’ boşaltmak gerekiyor zira.
Dawson bunlara ek olarak da şu üç temel yetkinliği ’cilalama’yı unutmamak gerektiğinin altını çiziyor:
1. Her şeyi tek başına yapamayacağınızı kabul ederek etrafınızı, sizinkileri tamamlayıcı yetkinliklerle donatmak
2. Birbiriyle çelişen bilgi ve veri kaynaklarını bir araya toplamayı başararak işinizde gerçekten neler olup bittiğini iyi anlamak
3. İleriye dönük düşünmek ve plan yapmak için yetkinlik geliştirmek.
Yazan : BURÇAK GÜVEN
Kaynak : SABAH