Geçtiğimiz aylarda bir firma ziyareti yaptım. Firma gıda sektöründe özel bir ürün üretiyor ve sektöründe ikinci, büyümeye devam eden, potansiyeli yüksek bir firma. Kurucu/Yönetici (özellikle belirtiyorum, bir ayağı çukurda değil, 45-50 yaşlarında) ile yeni tanıştığımdan bir taraftan da biraz zihin haritasını öğrenme çabasındayım tabii. Neyse geziyoruz tesisi, bölümleri, yeni inşa edilen idari ofisleri vs.
Birden seminer salonunun duvarında inşaat projesi resmi görmeyeyim mi? Tabi hemen içimden “eyvahlar olsun, atın beni denizlere, yalan dünya size kalsın” moduna doğru ilerlerken sesimdeki titremeyi belli etmemeye çalışarak “Konut i-şi-ne mi gi-ri-yor-su-nuz?” diye ağzımdan kelimeler dökülüverdi. Beyefendi olanca sempatisiyle “Yok hayır, işçilerimin hemen hepsi kirada yaşıyor, eh fena da kazanmıyorum, hazır işlerimiz iyiyken onlara birer ev yapalım kira gibi ödesinler diye düşündük” dedi.
İşletmecilik açısından fevkalade yanlış yaptığını öğütleyip daha bunun şokunu atlatamamışken yeni düzenlediği cennet köşelerinden bir köşe olan bahçeyi gezdirmeye başladı. Bahçenin içinde de iki küçük cafe/tesis tarzı düzenleme var. Nedir bunlar demeye kalmadan “işte bu iki dinlenme alanını da plana ekledik, şu an bir tanesini bitirdik, gayet güzel bir atmosfer ve keyif alanı oldu, içeride rahat bir ortamda içecek/yiyecek sunumu yapılıyor” dedi. Ben içimden “eh tabi hatırlı müşteriler için yaparsın tabi, hadi sıkıyorsa işçilerden biri buraya girebilsin” demeye kalmadan “Bunu işçilerim öğle arası ve dinlenme saatlerinde, isterlerse hafta sonu aileleriyle kullanıyor. Misafirlerim için olanı ise daha sonra tamamlarız diye düşündük” deyince iş adamına istemsiz bir şekilde “Fahri doktora ister misin?” diye sormuşum.
Fahri doktora değil de heykelini diksek yeridir bu anlayışa sahip iş insanlarının, hem de etrafta çalışanları ile arasında hoyratça ilişkiler kuran diğerleri doluyken. ciddiyim ve de kararlıyım.
Çok enteresan, paylaşımınız için teşekkürler.
varsa bir iki örnek daha bulup yazına geçirmeli..