Bankacılık, hukuk, danışmanlık ve muhasebe gibi kurumsal alanlarda kariyerinizin başlangıcındayken sizden daha kıdemli çalışma arkadaşlarınızın çok zeki, çok çalışkan olduklarını düşünebilirsiniz. Ama kariyerinizde ilerlerken başarılı olmak için başka bir şeye daha ihtiyacınız olduğunu öğreneceksiniz. 40 yıllık bankacılık kariyerimde başarının en önemli faktörünün “Duygusal Zeka” (EQ –Emotional Inteligence) olduğunu öğrendim. Duygusal zeka olmadığında şirketiniz için en fazla sadık bir çalışan olabiliyorsunuz. Ama diğer taraftan da silik, takdir görmeyen ve hatta bir türlü terfi alamayan mutsuz bir çalışan oluyorsunuz.
Duygusal zeka; kendi ve diğer insanların duygularını izleme, farklı duygular arasında ayrım yapabilme ve bu duyguları uygun etiket ve düşüncelerle davranışlarına yansıtabilme yeteneğidir. American Express tarafından 2013 yılında yapılan araştırmanın sonuçlarında Duygusal zeka’nın, şirketlerde performans ve liderlik ölçümlerinde en önemli belirleyici faktör olduğu gözlemlenmiştir. Daniel Goleman, 1998 yılında bir yazısında “Duygusal zekadan yoksun olan bir kişinin, dünyanın en iyi eğitimlerini almış, en analitik zihin ve zekaya sahip olması onun büyük bir lider olması için yeterli değildir.” diye yazmıştır.
Günümüzün küresel iş ortamı, sınırları aşan güçlü iletişim gerektiriyor ve bu da çalışanların anlayış ve bütünlüğünü sağlayabilmek için daha fazla değer yaratması anlamına geliyor. İşte tüm bunlardan dolayı günümüzde EQ’nün önemi gittikçe artıyor.
Duygusal zekamızı güçlendirmek için öncelikle bunun ne olduğunu bilmek gerekiyor. EQ süper kişilik veya karizma değildir. EQ, çevremize karşı uyum ve empati geliştirebilmektir –sorunlar karşısında sakin ve esnek kalabilmek, ekip arkadaşlarına karşı yardımcı, müşterilere karşı empatik olabilme dinleme ve gözlem yapma yoluyla mümkün olmaktadır. 40 yıllık tecrübem boyunca EQ’nün aşağıda sıraladığım ilişkiler hakkında olduğunu tespit ettim:
- Kendinizle olan ilişkiniz (öz-farkındalık / uyum)
- Meslektaşlarınız veya çalışma arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz (meslektaşlık / işbirliği)
- Müşterilerinizle olan ilişkiniz (empati)
Öz-Farkındalık / Uyum
Bu yetenek sizin güçlü ve zayıf yönlerinizi anlamak, duygularınızı tanımak, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı nelerin etkilediğini görebilmeyi sağlar.
Öz-bilinç ve EQ kritik bir bileşendir. Kariyeriniz boyunca karşılaşacağınız farklı patronların, meslektaşların, müşterilerin, çalışma tarzları ve kişiliklerine adapte olmanızı sağlar.
Yetenek Yönetimi Nasıl Değişiyor:
Kariyer merdiveninde yukarı doğru çıkarken, aynı zamanda farklı rollere ve sorumluluklara uyum sağlayabilmek gerekir. İş görmenizi sağlayan şey sizi bir üretici yapmaz. Başarılı olmak için kendinizin farkında ve esnek olmak, yeni fikirler, projeler üretebilmek ve çevrenizdekilere açık olmak gerekir. Bu yetiler sizin uzmanlığınızı geliştirmenize yardımcı olacak ve gelecekteki sorumluluklarınız için daha hazırlıklı olmanızı sağlayacaktır.
Kariyerinizin başlangıcında yapacağınız en iyi şey ; iş hayatına uyuma öncelik vermenizdir. Patronunuzu ve kendinizi tanıma, değişimle ilgili esnek olabilme konularında çevrenizden geribildirimler isteyin. Size farkındalık sağlayacak kitaplar okuyun. Mesela; Navi Radjou ile Prasad Kaipa’nın yazmış olduğu “Akılden Bilgeliğe” kitabını ya da Simon Dowling’in “İnsanları Hayalinize Ortak Etmenin Sırları” kitabını önerebilirim.
Çalışma Ekipleri ve İşbirliği
Şirketlerde bir çok görev takımlarla yapıldığı için işbirliği önemlidir. Günümüzde takımlar çeşitlilik gösterdiği gibi aynı zamanda daha global hale gelmesiyle iş yerleri de daha sanal bir ortama dönüştü. Bu da pazarın (sanayinin) bile daha işbirlikçi olmasını zorunlu kılıyor. Bir çok ekip (takım) artan karmaşık müşteri problemlerini çözmek için çalışıyor.
Bugün profesyonel bir hizmet firmasında başarılı olabilmek için ekip arkadaşlarınızla uyum içinde çalışmanız gerekiyor. Aksi takdirde tüm takım başarısız oluyor. Performansları yorumlayan firmalar veya şirket IK departmanları sizin bireysel çalışma şeklinizden ziyade takıma sağladığınız katkı ile performans değerlendirmenizi yapıyorlar. Katkı sağlayan bir takım üyesi olmak yerine tek başına bir kurt olmayı tercih edenlerin kötü performans değerlendirmesi aldığına bir çok kez şahit oldum.
Takım arkadaşlarınıza yardım ederek takım çalışması becerinizi geliştirebilirsiniz (hatta o proje üzerinde çalışan takımın bir üyesi olmasanız bile) çatışma veya anlaşmazlıkları, çevrenizle olan iletişiminizi dikkatlice yönetebiliyor musunuz? Bunu test etmenin en iyi yolu; “[highlight]Başkaları sizinle çalışmaya istekli mi?[/highlight]” sorusuna vereceğiniz yanıt.
Empati
Empati, siz tecrübe etmemiş olsanız dahi kendinizi karşınızdakinin yerine koyarak onun duygularını anlayabilmektir. İş hayatında en zorlu şey güven yaratabilmektir. Empati size, müşterilerinize veya ekip arkadaşlarınıza (çevrenizle) karşı güvenilir olmanızı sağlar.
İnsanlar, iş hayatının çözüm üretmek olduğuna inanmaya meyillilerdir. Ancak doğru çözümü bulmaya çalıştıkları bu sürecin içinde de sık sık kaybolurlar. Deneyimlerim bana şunu öğretti; eğer bir müşteri bana bir problemini söylerse buna muhakkak uygun bir bahaneyle cevaplıyor oluyorum. Oysa gerçek meydan okuma size sorununu anlatan müşteriyi dinleyebilmektir.
Müşterileri kaybetmenin sebebi yeterince tanınmıyor olmak veya yeteneksiz olmak değildir. Müşterilerin, sunulan hizmet ile ilgili geri bildirim vermemesinden kaynaklanır. İş hayatında kazanmanın anahtarı; müşterilerinizi nelerin endişelendirdiğini anlayabilmektir. Bu da onlarla kuracağınız güven sayesinde olmaktadır.
Güven oluşturmak yıllar alır ama kar payı (katma değer) yaratır. Geçmiş yıllarda birleşme ve satın alma kavramları üzerine çalıştığım bir müşterim oldu. Bu süre içinde onları sadece gerçekten dinlediğim için güvenlerini kazandım. Sonrasında sigorta poliçeleri anlaşmalarını imzalayarak bizi ödüllendiren bu şirket o anda tarihin en büyük halka arzını gerçekleştiren UPS’di. (United Parcel Service)
Peki bu tür bir güveni nasıl sağlayabilirsiniz? Dinlemeye odaklanmalısınız. İki tip dinleyici vardır; bunlardan biri karşı tarafı yanıtlamak için dinlemek, diğeri dinlemek (anlamak) için dinlemek. Birinci tip dinleyici müşteriyi bölmek, onun bilgilerini güncellemek bilinciyle dinler, böylelikle toplantıdan da tavsiye vermenin gururuyla ayrılır. Oysa ikinci tip dinleme yani Empatik dinlemede kişi müşteriyi anlamak için dinler. Gerçek problemi anlayabilmek için sorular sorar ve böylelikle müşterinin kendisini rahat hissetmesini sağlayarak güven ortamını oluşturur.
Kariyerinizin yükselme sürecinde diğerlerinden öğrenmeye, uyumlanmaya, işbirlikçi olmaya ve empatik dinlemeye odaklanmalısınız. Artık günümüzde tatmin edici bir kariyer ve hayat inşa edebilmek için duygusal zekanızı geliştirmeniz kaçınılmaz.
[box type=”info” ]
James Runde kimdir?
James Runde, Morgan Stanley’nin efsane CEO’su olarak bilinmektedir. Morgan Stanley’de 40 yıl çalışan Runde bugün aynı şirkette Başkan Yardımcısı olarak faaliyet göstermektedir. “Benzersiz – Duygusal Zeka İle Başarılı Bir Kariyer” kitabının yazarıdır.[/box]
Kaynak: Harvard Business Review