Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu, düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı, belki üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprak da biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi. Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.
Hayat bazen çok acıdır, sanki bütün dünya üzerimize geliyor gibi hissederiz. Tutunduğumuz her dal kopar. Her şeyin aksi gittiğine inanırız. İşte kendimizi bıraktığımız o an, hayat üzerimizi adeta toprakla örter. Baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, silkinmek ve kurtulmaktır. Aydınlığa doğru koşmaktır. Kör kuyuda olsak bile….
Sevgiler
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006‘ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. 2 yıl haftada bir gün radyo programı yapmıştır.
tşk. hayata anlam veren sözler yazmışsınız.sabah sabah böyle güzel bir yazıyı okuyarak güne başlamak çok güzel.
çok güzel ve motivasyon verici bir hikaye
tebrikler
öss sonuçlarından sonra okuduğum en güzel ve beni hayata motive eden süper bir hikaye çook teşekkür ederim
SÜPER İBRET ALMAK LAZIM AMA İNSANOĞLU
en çaresiz olduğumuz durumda bile çareyi kendimiz bulabiliriz gerçekten güzel bir yazıydı
gerçekten çok güzel bir hikaye.evet hayat bazen zor olabilir.etrafımızda önleyemeyeceğimiz haksızlıkar adaletsizlikler olabilir…tıpkı öss sınavı gibi.fakat sürekli kötü düşünüp kendimizi yeyip bitirmek hiç bişey çözmez.önemli olan bunlarla mücadele etmek ve sonuçta başarmaktır.
tülay hanım size çok teşekkür ederim ben sizin yazdıklarınızı okuduktan sonra birazda olsa rahatladım ve içim huzur doldu.Size çok teşekkür ederim keşke herkez sizin gibi yaşadıklarını ve hayata bakış açılarını paylaşsaydı sanırım yaşam denilen hayat daha güzel olurdu.
gercekten cok guzel
Çok çok çok güzel bi yazı.Teşekürler…
gercekten cok güzel bir yazı..paylasarak bizede bir ısık yarattıgınız için tesekkürler..
ya çok güzel.ya össyle ilgili başarı öykülerinide eklerseniz çok daha güzel olur
selam gerçekten son söz güzeldi.Ben üniversite 1. sınıfım. Ailemden uzak olunca sıkıntılarda artıyor.Bu sabah başıma gelmeyen kalmadı desem yeridir.Ama hakikaten her ne olursa olsun.Yılmamak gerekiyor
ÇOK GÜZEL HİÇ BİR ZAMAN UMUT IŞIGIMIZI KAYBETMEMEMİZ GEREKİYO BENCE
evet öyle ama ışığı kaybetmese bile ışık sönerse yanmayan bir ışık ne işe yarar ki
Umudunuzu kaybetmeyin…
Çünkü ışığın nereden yanacağını kimse bilemez…
gerçekten hayata guvenmek yaşamın temelidir her zaman caba sarf etmemiz gerekir
Sabah Namazı,karanlıktan aydınlığa ilk adımın adıdır.Ya karanlıklarda kalırsın ya da Sabah Namazı ile aydınlığa doğru ilk adımını atarsın