Her zaman yaptığımı yaptım yine. Geçen haftadan bu haftaki yazımı hazırlamıştım. Henüz yazmamıştım ama aklımda yazılmıştı bile. Ama yeni bir yazı ile karşınızdayım. Bu akşam bir film seyrettim ve size başka bir konu yazmaya karar verdim: Cinsellik
Cinsellik ülkemizde tabudur. Çocukluğumuzdan beri ayıp diye büyütüldük. Ailece film seyretsek öpüşme sahnelerinde hepimiz önümüze bakardık. Ya da büyüklerimiz hadi siz yatağa bakalım diye bizi kovalarlardı. Kızların evlenme yaşı geldi artık diye evlendirilirdi. Yaşının gelmesi ne demekse? Evde kalacak diye ödleri kopardı. Kızların da ödü kopardı. Yani cinselliği yaşama yaşı geldi. Aman bir kazaya uğramadan evlendirelim gitsin. Gerisini kocası düşünsün gibi…Zavallı kocası farklı bir durumda mı sanki. Onun için ülkemizde bir sürü cinayetler oluyor. Temelinde hep yaşanmamış cinsellik yatıyor. Daha yakın zamanda bir şoför Yunanistan’dan gelen bir sanatçıya nasıl tecavüz edip öldürdü. Tabularımızı kıramadığımız için en kolay yol öldürmek oluyor.
Oysaki batı toplumlarında arkadaşlık teklif ediliyor. Kabul ederse birlikte olunuyor, etmezse teşekkür ediliyor. Israr yok. Arkadaşlığın sonu evliliğe gidebilir. Onlar için de aile kavramı önemli. Çocuklarına çok önem veriyorlar. Büyütüyorlar sonra kendi ayakları üstünde durması için serbest bırakıyorlar.
Neden bizde her şey tersine oluyor. Çünkü toplum olarak kendimize güvenimiz yok. Eğitimsizlik güven kaybı yapıyor. Eğitim ailede başlıyor sonra da öğretim ile devam ediyor. Ne eğitim tek başına yeterli ne de öğretim. İkisinin de olması gerekli. Biliyorsunuz eğitim demek hayatın içindeki öğrenmeler (aile içi ve toplum eğitimi) öğretim demek okul hayatının getirdikleridir.
Özgür insanlar görmek istiyorum. Kararlarını özgür iradesi ile verebilen. Hayatı yaşamasını bilen. Çağa ayak uydurabilen. Eski çağların geleneklerine bağlı yaşamayan, bugünü yaşayan gençler görmek istiyorum. Hiç kimse kendinden önceki neslin kurallarına göre yaşamamalı. Teknoloji çağında her şey çok çabuk eskiyor. Ama işe yaramayan kurallar bir türlü eskimiyor :(
Geçen yıllarda televizyonda çok güzel bir margarin reklamı vardı. “Siz hala annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz?” diye bir soru soruluyordu. Eğer annenizin margarinini kullanıyorsanız geri kalmışsınız çünkü yenisi çıktı demek istiyor. Bu büyüklerimize saygısızlık edelim, onlara asi gelelim ya da onları sevmeyelim demek değil. Aksine bunları mutlaka yerine getirelim. Sadece kendi çağımızı yaşayalım diyorum.
Sevgiler
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
Tülay Bilin kimdir?
Tülay Bilin çok uzun yıllar Hürriyet Gazetesinde çalıştıktan sonra, Nisan 2006‘ya kadar Dünya Gazetesinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Uzun yıllardır kişisel gelişim konusunda aldığı eğitimleri 10 yıldır profesyonel olarak çevresiyle paylaşmaktadır. Şirketlere verdiği eğitimler devam etmektedir. Ayrıca kişisel olarak sorunlarını çözmekte zorlananlar için de yüz yüze görüşmeler yapmaktadır. 2 yıl haftada bir gün radyo programı yapmıştır.
tülay abla bu sefer çok haklısın
Cocuklarina zarar vermemek adina yapilan seyler, aslinda daha cok zarar veriyor , farkinda bile degil aileler…
Cinselligi cocugu ile konusmayan bir aile, o cocugun bir gün ‘meraklanip’ kendi kendine cinselligi kesfetmeye calisacagini, belkide bu kesfetme sürecinde kendine daha cok zarar verebilecegini akil etmiyor…
Tesekkürler
Çok teşekkürler..
tülay hanım yazınızı beğendim fakat birkaç eleştirim olucak,
batı toplumun çoğunluğu hristiyan veya yahudi dini.
(islamiyet hariç) bu yğzden hıristiyanlık ile islam arasın farklılıklar var(bugunkü incile göre).
Örneğin dinimizde evlilik dışı ilişki zina oluyor ve günah kabul ediliyor.doğru olması gereken bu zaten.
fakat hristiyanlara göre tecavüz günah. 2 parnerin karar verip birlikte olmak günah sayılmıyor. yaş önemli değil.
hristiyanlıkta bu yüzden serbestlik var. ve bu kalıp haline gelmiş onun içinde tecavüze bağlı dayak-cinayet gibi olaylar en az seviyede.
bir genç kız arkadaşıyla birbiri isteyerek birlikte olunca gidip niye tecavüz olaylarına kalkışsın.
ailelere gelince bir türk ailesi ile alman ailesini karşılaştırıp siz karak verin ?
bu lafım ozellikle ailelere
Emrahcım Tülay Hanım da bu dediklerini biliyor zaten ama bilmemezlikten geliyor. Lafı hiç dolandırmadan net bir şekilde açıklık getirdiğin sana teşekkür ediyorum..
çok güzel bir konuya değinmişsiniz ve tamamen hatlısınız herkes kendi çağını yaşasın..
Bende emrah’a katılıyorum…
Tamam cinsellik tabu olmasın ama her kültürde kendine göre yasasın… Son zamanlarda batı örmek alındıda ne oldu… Magazinlerde görüyoruz işte rezillik diz boyu…
kesinlikle emrah arkadışımızın yorumuna katılıyorum … ırk,din farklılıkları bunu az çok belirliyor emrahında dedigi gibi bir erkek kız arkadaşıyla beraber istedikleri şeyleri yaptıktan sonra yani cinselligi yaşadıktan sonra neden tecavüze kalkışsinki ben sorunun daha derinlerde oldugu inancıdayım bu yazıda degil…
Biz Türk toplumu olarak, diğer avrupa toplulukların fıtrat olarak farklıyız. Onların fıtratı cinsel dürtülerini koyu bir özgürlük ortamında yaşamaya imkan veriyor lakin; bizim fıtratımız dinimizden gelen sorgulanamaz kuralla birlikte bu dürtüleri içimize atıp zamanı geldiğinde kullanmaya izin veriyor ancak. Sevgili arkadaşlar bizler dünyaya hakim olduğumuz zaman osmanlı topraklarında bu cinsellik imam nikahından sonra oluyordu. Herkes helal ne haram ne biliyordu. Bu eğitimi gereğince alıyordu saygıdeğer atalarımız. birazcık müslümansak bu cinsel dürtülerimizin şehvetine kaplıp bu fani hayatın sonundaki ahiri hayatımızı zindan etmeyelim. Bekleyelim helalimizi bekleyelim… Yaşımız geldiğinde değil zamanı geldiğinde evlenip yaşayalım bu cinsellik denen kavramı. Çünkü bizi bir arada tutan ve yine dünyanın zirvesine taşıyacak şu üç şey zihin harmanlarımızda tohumlu bu üç şey ise; ÇALIŞMAK, DİNİMİZE İNANMAK ve TÜRK OLMANIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK… hepinizi saygıyla selamlıyorum
Yeni olanları eskisiyle değiştirmek kapitalizim ekmeğine yağ sürmektir.Bu aslında bir çok şeyde geçerlidir.Örnek verirsek yeni bir ayakkabı mı çıktı kapital sistem hemen bu yeni olanı bize almamızı dayatır.Yeni bir müzik grubu ünlü oldu mu hemen herkes onu dinlemeye başlar.Çoğu kişi bunların kendisine uygun olup olmadığıyla ilgilenmez.Etrafta gördükleri kişilerden etkilenir.Etrafındaki çoğunluk neyi yapiyorsa onu örnek alır.Bunlar tabiki ufak örnekler.Eğer kişi bunu bir çok durumda benimserse benliğini yitirmiş olur.Ve kendi düşünceleri kendi beğenisi olmaz.Ve tam da kapitalist sistemin yani günümüz sisteminin oyuncağı olur.Ve bu tip kişiler çoğu zaman mutsuz olmaya mahkumdurlar.
Yazdığınız yazıdan yola çıkarsak eğer, demişsinizki keşke eski kurallarla yaşamaya calişan insanlar olmasa,insanlar çağını yaşamaya calişsınlar demişsiniz.Tabiiki bin sene önceki gibi yaşamanın hiçbir mantığı yoktur,bu anlamda bağnazlık yapmanın anlamıda yoktur.
Bir toplumda ahlaksal düzeni belirleyen en temel öğe dini kurallardır.Ve şunuda belirtmek isterimki herkes istediğine inanabilir,bu işin felsefik yönüdür.Ama dinin ahlaksal yönü rededilemez.İnanmadığını söyleyen kişi bile coğu olayda algılayış biçimini toplumdaki dinin ahlaksal kuralları belirler.Örnek verirsek toplumda anne,baba,kardeş ile cinsel ilişkiye girmek çok terstir.Hırsızlık yapmak,yalan söylemek,zina yapmak,ensest ilişki,insan öldürmek bunlar coğu kişinin itiraz edemeyeceği yanliş şeylerdir.Ve toplumumuzda İslam dini hakim olduğundan Kuran’ın ahlaksal değerleri kabul edilmiştir.Kişi ne kadar ben inanmiyorum dese dahi yukarda yazdığım değerleri hoş görmez ve ters gelir.
Bir an düşünelim toplumdan tüm dini kuralların cıktığını, hiç kimsenin bir dine inanmadığını, hiç bir ahlaksal normun benimsenmediğini düşünelim.Size sorarım neden bu insanlara ensest ilişki ters gelsinki? Eğer insanların eski kuralları benimsemesini istemiyorsanız onların yerine birşey getirmek zorundasınızdır.Yoksa yozlaşmiş bir toplum oluruz.Ve vahşilerden bir farkımız kalmaz.Size tek sorum siz toplumun hangi normları benimsememizi istiyorsunuz??? Ve o söylediğiniz normlar kaç yılında oluştu???
Saygılar…
Tülay hanım çok doğru şeyler yazmışsınız,kesinlikle katılıyorum.
mustafa arkadaşım cinselliğin evlenildiğinde yaşanmasının doğru oldunu evlenene kadar beklenmesi gerektiğini yazmış.kendisi acaba ilk ilişkisini evlendiği kişiylemi yaşadı ya da yaşıyacak!ayrıca hristiyanlarda bunu yapmak serbest bizde değil diyen arkadaşlara şunu sormak istiyorum;allah tek ve bir ise neden 2 farklı inanç biçimi göndersin.ne ben ne siz incil’i tevrat’ı kur’an ı okumadan bu 3 dininde ne emrettiğini bilemeyiz zaten.bizim dinimizin birden fazla eşe müsade ettiği söyleniyor.bu da savaşta kocası ölen,bakıma muhtaç kadınların bakmak koşuluyla eş olarak alınabilmesinden gelmiştir.yani dinler birazda gönderildiği zamanın koşullarını kapsamaktadır.ayrıca allah tek olduğuna göre hepsi aynı şeyi anlatmaktadır yalnızca algılanış biçimleri farklıdır.işte bu yüzden kapanma,cinsellik,kadın hakları gibi konuların üzerinde bu kadar durulmaktadır.dini bu tür şeyler üzerinden algılayan ülkelerin halide görülüyor.dünyaya katabildikleri hiçbir buluş,isanlığa hiçbir faydaları yok.nitekim avrupa’yı örnek keşke alabilsek ama bence alamıyoruz sadece özentilik ediyoruz.çünkü onlar dini din olarak kabul etmekteler.bunun tanrı’yla insan arasında bir bağ olduğunun bilincindeler.insanlığa faydalı olmak içinde birşeyler üretmekteler.teknolojik,bilimsel pek çok yeniliğe açıklar.dine kendini kaptırıp yeniliklere açık olmayan ülkeler ancak 3. dünya ülkeleri olarak kalmaktalar.kısacası hayat hayattır temel şeylerden oluşur ve bunları yaşanması gerektiği gibi yaşarsın.allah a inanırsın,çalışırsın,kendini geliştirirsin,aşık olursun,aşkını fiziki ve manevi olarak paylaşırsın,aile kurarsın,arkadaş edinirsin,gezersin,öğrenirsin ve ölürsün.kimseyi kandırmadıkça,dolandırmadıkça,hakkında yalan yanlış konuşmadıkça,cinsel sapkınlıklarda,istismarlarda bulunmadıkça ve kimsenin kişisel yaşam haklarına el sürmedikçe namuslu bir insan olarak yaşarsın..
Arkadaşlar ve tülin hanım kadın sevdi yaptı. iki konuştu anlaştılar yaptı. sonra erkek terk etti kadın ne oldu. sevdim yaptım mı dedi. konuştuk anlaştık yaptık mı dedi. kadın ancak nasıl yapmalı cinselliği herşeyi göze alarak sadece o anki bir zevk olduğunu düşünebiliyorsa yapmalı. dövme yaptırırsın aaa çok hoş dersin yarın bir gün bir rüya görürsün imana gelesin gelir dövme günah dersin. 60 yaşına gelirsin dövmeler gözükmesin diye sırtında kolunda havluyla dolaşırsın plajda. 18 yaşında bir serseriye aşık olursun 19 yaşında ilişki biter ne oldu serserinin ergenlik çağını dolu dolu gecirmesini sağlamaktan başka hiçbir anlam taşımazsın. 24 yaşında eli yüzü düzgün adam gibi bir adama aşık olursun. 18 yaşının ceremesini cekme ihtimalin yüksek olur.