Garip bir soru fakat herkes bu soruyu sorar. Ben de her zaman espri olsun diye bu millet ne kadar dertli bir millet derim. Her neyse. Tabi önce derdinizin ne olduğunu bilmeniz lazım. Dedim ya garip bir soru. Hem dert anlatmak o kadar kolay mı? Bence siz böyle bir soru sormayın ve İngilizce öğrenmeye bakın. Çünkü bu sorunun cevabı yok. Derdinizin ne olduğuna bağlı. Eğer çat pat konuşmayı kastediyorsanız ya da bazı şeyleri ifade etmeyi bunun için zaten dil öğrenmeye ihtiyacınız yok. Ortada vücut dili diye bir şey var. Mesela gülmek, ağlamak, sinirlenmek dünyanın her yerinde bütün dillerde aynı. Yine dünyanın her yerinde, yardıma ihtiyacınız olduğu zaman polis diye bağırırsanız her yerde sizi anlarlar. Ya da taksi derseniz sizi her yerde anlarlar veya birkaç el hareketi ile bir şeyler anlatabilirsiniz. Eğer istiyorsanız tabii. Bu kitabı aldığınıza göre sanırım siz bunu istemiyorsanız. Siz en iyisi öğrenmeye bakın, az ama öğrenmeye.
Kendi kendime İngilizce Öğrenebilir miyim?
Etrafımda bana nedense bu soruyu herkes sorar. Bir de kendilerine göre hazır cevapları da vardır genelde bu soruyu soranların. Basit İngilizce diye bir şey. Ne demekse? Henüz doğrusu ben çözmüş değilim. Neyse. Benim bildiğim bir İngilizce var ama basiti nasıl oluyor onu bilmiyorum. Elbette ki kendi kendinize İngilizce öğrenebilirsiniz. Aslında bu kitaptan en çok faydalanabilecek olan sizlersiniz. Fakat yalnız çalışmanız her şeyi zorlaştıracaktır. Daha geç zamanda daha az yol kat edeceksiniz. Ama sabırlı ve düzenli bir çalışmayla ben bu işi yaparım diyorsanız ve kendinize güveniyorsanız deneyebilirsiniz.’Aslında bunu herkes dener, bunun için hatta birçok öğrenim setleri hazırlanmıştır ama dediğim gibi zordur.
Önce iyi bir gramer kitabı seçin. Baştan sona roman gibi gramer kitabını tarayın. Okuyun yani. Öğrenmek için değil bilgi edinmek için. Dilde ne var ne yok anlamak için. Türkçe ile kıyaslar yapmak için. Kelime dağarcığı geniş bir sözlükde alın. Daha sonra gramer kitabını konulara göre zamana paylaştırın. Kendinize zaman tanıyın. Çok zaman. Kesinlikle acele etmeyin. Ağır, ağır. Çok fazla kaynak kullanmayın. Tek bir gramer kitabı seçin o da Türkçe anlatımlı. Süreyi uzun tutun 6 ay mesela ya da 1 sene. Zamandan korkmayın. Haftalık çalışma planı ayarlayın kendinize ve asla bozmayın. Belirli aralıklarda kendinize zaman verin. Yani dinlenin. Keyfinize bakın. Bu arada bu kitapta yazılı diğer unsurları uygulamaktan geri kalmayın.
Zaman verin kendinize, plan yapın ve uygulayın. Sakın planınızı aksatmayın. Aksatırsanız, bir sekteye uğrarsanız boş verirsiniz. İşiniz zorlaşır. Dediğim gibi sabrınız yoksa bu işe hiç girmeyin. Hevesinizi kırabilirsiniz. Bu da sonraki girişimlerinizde olumsuz etki yapar. Ama sonra bir girişimim olmayacak zaten ya da olamaz diyorsanız, lütfen ama lütfen istikrarlı bir çalışmayla kendinize zaman vererek çalışın, en yavaş şekilde. Acele etmeden. Sonra daha önceden bahsettiğim sadeleştirilmiş kitapları okumaya başlayın. En düşük seviyeden başlayın. Bir kere daha hatırlatıyorum; çok fazla materyal kullanmayın. Başaracağınıza eminim.
Kaynak : Roket İngilizce
İngilizce öğrenmekle ilgili yazılan onca yazı için çok teşekkürler.