İş stresinin artmasıyla kişilerde yorgunluk, sinirlilik, baş ağrıları, zor kalkma, kolay ağlama, uyku düzeninin bozulması, yalnız kalma isteği, iştahsızlık, çarpıntılar, mide bağırsak hastalıkları, alerjiler, romatizmal ağrılar gibi psikosomatik belirtilerde artış yaşanır. Stresin en fazla kadınları etkilediğini ve iş stresinden kadınlarla erkeklerin farklı etkilendiğini görüyoruz. Erkeklerin iş stresinden dolayı agresif bir yapıya girdikleri ve daha çok saldırganlık gösterdikleri, buna karşılık kadınların ise stres karşısında kaygı ve çökkünlük gösterdikleri tespit ediliyor. Kadınların strese karşı, psikolojik tepkileri daha yoğun buna karşılık fizyolojik tepkileri ise erkeklerden daha zayıftır.
İş yerindeki uzun süreli stresin kişiler üzerindeki yansımaları nasıl?
İş yerindeki uzun süreli stresin kişiler üzerindeki yansımaları farklı şekillerde olabiliyor. Bu belirtilerden bazılarını sayacak olursak bunlar;
• kendine güvensizlik,
• uyku bozukluğu,
• çeşitli sağlık problemleri,
• gelecek kaygısı,
• iş kazalarının artması,
• performansın düşmesi,
• hatalı iş çıkarma oranlarında artış,
• dayanışmaların azalması,
• rekabetin artması,
• iş veriminde düşme,
• iş arkadaşlarına tahammülsüzlük ve ilişkilerin bozulması,
• yetersizlik duyguları,
• tartışmaların artması,
• çalışma sürelerinin artması,
• devamsızlığın artması.
İşverenlerin stresi çalışanlarınkinden fazla…
İşverenlerin yüklendikleri stres ise, genelde çalışanlardan daha fazladır. Ama genellikle patron ve çalışanlar birbirini anlamazlar, kendi yüklendikleri stresi önemser, diğerininkini yok sayarlar.
Fazla iş yükü kişinin ruh sağlığını ve çalışmasını nasıl etkiler?
Günümüz iş hayatında, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada, ekonomik koşulların ağırlaşması, rekabet şartlarının artması sonucu çalışanlardan beklentiler yükseliyor.
İş yaparken yaşanan zaman baskısı, hata yapma korkusu, güvenliğin az olması stresi arttırır. Çalışma saatleri, vardiya usulü çalışma, fiziksel tehlike varlığı, sorumluluk fazlalığı, işsizlik korkusu gibi birçok neden insanları gerilim içinde tutar. Aşırı çalışma altındaki insanlarda acil ve beklenmedik durumlarda karar verme kapasiteleri azalabiliyor.
İşverenler zaman zaman en az insan kaynağı ile işlerini sürdürmeye çalışabilir, bu da aynı işin var olan çalışanların aşırı çalışması ile sağlanacağı anlamına gelir. Bu durumun sonucunda da aşırı çalışmaya bağlı olarak, başta tükenme olmak üzere birçok ruhsal bozukluk ortaya çıkar.
Stres kaynaklarının içinde en önemlisinin aşırı iş yükü olduğunu görüyoruz. İş yerinde rol çatışmaların varlığı, çoğul roller üstlenme ve rol belirsizliği de diğer önemli stres kaynaklarıdır.
İŞ STRESİNİN NEDEN OLDUĞU OLUMSUZLUKLAR…
• Kalp hastalıkları
• Sinir ve kas hastalıkları
• Mide ve bağırsak problemleri
• Bağışıklık sisteminin zayıflaması
• Psikolojik rahatsızlıklar
• İş kazaları
• İntihar
Yoğun iş stresi, beraberinde olumsuzlukları da getiriyor. Depresyon en sık görülen olumsuzluk iken intihar vakaları ise nadir olsa da görülebiliyor. Ruh sağlığı bilimi, depresyonu ruh hali bozukluğu olarak sınıflandırır, ancak belirtilerinin kişiden kişiye değişebileceğini de kabul eder. Bu durumda depresyonun, aynı anda yaşamın birçok farklı alanını etkileyebilen karmaşık bir sorun olduğunu düşünmek doğru olacaktır.
Depresyon;
• Vücudu etkileyebilir; uykusuzluk, yorgunluk, iştah düzensizlikleri, cinsel isteksizlik ve kaygı gibi fiziksel belirtilere yol açabilir
• Zihni etkileyebilir; berrak düşünme, ayrıntıları fark etme ve hatırlama ve doğru kararlar verebilme yetilerine zarar verebilir
• Duyguları etkileyebilir; üzüntü, umutsuzluk, suçluluk, değersizlik ve ilgisizlik gibi hisler duyulmasına neden olabilir.
• Davranışları etkileyebilir; alkol veya uyuşturucu kullanımına, intihar girişimlerine ve kişinin kendine veya topluma zarar verebileceği davranışlara yol açabilir.
• Başkalarıyla olan ilişkileri etkileyebilir; saldırganlık, uzaklaşma veya aile ve evlilik içi sorunlara yol açabilir.
STRESTEN KURTULMA YOLLARI…
• “Hayır!” demeyi öğrenin. Ekstra projelere, istemediğiniz sosyal aktivitelere ve zamanınız olmayan davetlere hayır demek huzurlu bir yaşama kavuşmanız için önemli bir adımdır. Bunun için pratik yapmanız, kendinize saygı duymanız ve herkesin zaman zaman sakinleşebileceği yalnız kalabileceği, sessiz bir ortama ihtiyacı olduğuna inanmanız gerekir.
• “İhtiyaçlar”ınızı tercihlere dönüştürün. Temel ihtiyaçlarımız yemek, su ve kendimizi ısıtmaktan ibarettir. Geriye kalan her şey tercihtir. Dolayısıyla yaşamdaki tercihlere aşırı derecede bağlanmayın.
• Endişeli ve kuruntulu olmayan insanlarla arkadaş olun. Hiçbir şey karamsar bir insanın duygularının bulaşıcı olması kadar etkili değildir. Kısa bir süre içinde siz de onun gibi olabilirsiniz.
• Eğer işiniz uzun süre oturmanızı gerektiriyorsa arada bir ayağa kalkıp vücudunuzu esnetin.
• Uykunuzu alın. Erken yatma alışkanlığı edinin.
• Kaos içinde düzen yaratın. Evinizi ve işinizi öyle bir şekilde organize edin ki, neyin nerde olduğunu bilin. Eşyalarınızı yerlerine koymayı alışkanlık haline getirin böylece bir şeyleri kaybetmenin stresinden korunmuş olursunuz.
• Düşüncelerinizi ve duygularınızı bir günlüğe ya da bir kağıt parçası üzerine yazmak (istersiniz sonra atabilirsiniz) olayları daha net olarak görmenizde yardımcı olabilir.
• Rahatlamaya ihtiyacınız olduğunda, burnunuzdan derin bir nefes alırken sekize kadar sayın. Sonra içerdeki havayı çok yavaş bir şekilde dışarıya verirken 16’ya kadar sayın. Dikkatinizi nefesinizin sesine verin ve gerginliğinizin azalmasını hissedin. Bu egzersizi 10 defa tekrarlayın.
• Stres yaratacak olaylara karşı kendinizi hazırlayın. Örneğin topluluk içinde konuşmadan önce, yapacağınız her davranışı ve karşılaşabileceğiniz her tepkiyi kafanızın içinde yaşamaya çalışın.
• Gereksiz stresten kurtulmanın bir yolu da, içinde yaşadığınız çevreyi ihtiyaçlarınıza ve arzunuza göre seçmektir (İşiniz, eviniz, eğlence yeriniz vb). Eğer masa işinden nefret ediyorsanız bütün gün masa başında oturmanızı gerektirecek bir iş teklifini kabul etmeyin. Kendinizi tanıyın.
• Her gün gerçekten zevk aldığınız bir şey yapın.
• Görünümünüzü iyileştirecek değişiklikler yapın. Güzel görünmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
• Gününüzü gerçekçi olarak planlayın. Bir randevudan diğerine koşmayın, kendinize randevular arasında nefes almak için boşluk bırakın.
• Daha esnek olun. Bazı işler mükemmel olmasa da olur.
• Kendi kendinize yönelik negatif konuşmalardan kaçının: “Bunu yapmak için çok yaşlıyım. . .” “Bunu giymek için çok şişmanım. . .” gibi.
• Bir seferde bir iş yapın. Eğer bir proje ile meşgul iseniz sadece projeye konsantre olun ve yapmanız gereken diğer işleri unutun.
• Kendinize her gün yalnız kalabileceğiniz, sessizlik içinde dinlenebileceğiniz ve sakince düşünebileceğiniz bir zaman yaratın.
• Eğer istemediğiniz bir iş yapmanız gerekiyorsa, günün erken saatlerinde bitirmeye ve kurtulmaya çalışın. Böylece günün geri kalanını endişe ve huzursuzluk içinde geçirmekten kurtulmuş olursunuz.
• İşleri diğer insanlara yeteneklerine göre dağıtın.
• Öğle yemeği için ara vermeyi asla unutmayın. Masanızdan ya da çalıştığınız alandan hem bedensel hem de zihinsel olarak uzaklaşmak için kendinize zaman yaratın.
• İnsanlara ve olaylara karşı affedici olun. İçinde yaşadığımız dünyanın mükemmel olmadığı gerçeğini kabul edin.
• Dünyaya karşı pozitif bakış açısı ile yaklaşın.
Stressiz, stresin neden olduğu tüm olumsuzluklardan uzak, keyifli bir iş ortamı dilerim.
Yazan : Ayşegül Horozoğlu Enkavi \DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, Yönetici
TEŞEKKÜRLER.
BULUNDUĞUM DÖNEM TAM İHTİYACIM OLDUĞU DÖNEM OLDUĞUNDAN YAZILANLARI ÖNEMLE UYGULAMAYA ÇALIŞACAGIM.
SAYGILARIMLA.
ÇOK TEŞEKKÜRLER,
ÇOK GÜZEL BİR YAZI AMA BUNU YAPABİLECEK PSİKOLOJİ OLMUYOR OLAYLAR KARŞISINDA. STRESS YÜZÜNDEN MİDE RAHATSIZLIĞI GEÇİRDİM VE HALA ÇEKİYORUM..
aslında dikkate alınması gereken tavsiyeler ama, işte ne yaparsın zaman yok, allah razı olsun bilgiler için