Hayatın sadece sıkıntılarla dolu bir yarış ya da sınav olduğuna inanmak ne kadar kolay değil mi? Başımıza kötü bir şey geldiğinde hemen ”zaten hayat bir sınav, acılar insanı olgunlaştırır, kader karşısında elimiz kolumuz bağlı” gibi umutsuz ve acınası cümleler kurarız hep. Peki ya öbür seçenek doğruysa? Hayatın gerçek mucizeler ve güzelliklerle dolu bir yol olduğuna inanmak bu kadar zor mu? Bence değil. Eskiden ya kadere boyun eğer ya da isyan ederdim. Artık ikisinin de doğru olmadığını anladım ve hayatın bu şekilde ne kadar güzelleştiğinin farkına vardım. Bu farkındalığımı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Hayatı anlamak o kadar zor değil çünkü. Hayaller kurmak hep kolayca yaptığımız bir şey ama hayallerimizden vazgeçmek nedense çok daha kolayca yaptığımız bir HATA!.. Önünüze ufacık bir tümsek bile çıksa vazgeçenlerdenseniz, kaybetmeye mahkumsunuz. Ama şimdi işin bu olumsuz tarafından değil de, doğru ve güzel tarafından bakacağız.
MUCİZE
Yüzyıllardan beri insanlar mucizeleri yaşıyor. Bu sadece sihirli bir şeyler demek değil. Televizyonda ve gazetelerde de görüyorsunuz yaşanan mucizeleri. Yaşama şansı yok denen bir insanın hayata geri dönmesi, 5. kattan düşen bir çocuğun yarasız kurtulması, zar gibi incecik kalan bir arabanın içinden bir ailenin canlı çıkması gibi. Bunlar sağlıkla ilgili mucizeler. Peki ya bilime ne demeli? Hayal edin, bundan 300-400 yıl önce dünyadaki herhangi bir ülkeye gidip, görüntülü bir kutudan dünyanın öbür ucunda olanları aynı anda izleyeceksiniz deseydik? Ufacık düğmeli bir aletle dünyanın her yerindeki insanlarla konuşabileceksiniz deseydik? Bir iletişim sistemi sayesinde bu iki aletten de kolay şekilde dünyanın her yeriyle bağlantı kurup, istediğimiz her bilgiye ulaşacağız deseydik? Sanırım bizi bir kazığa bağlayıp yakarlardı. Çünkü bunlar büyücülük ya da sihirbazlık olarak algılanacak şeylerdi. Oysa şimdi ne kadar doğal. O zaman için MUCİZE sayılacak şeyler, şimdi için BANAL sayılıyor. İlla da Kızıldeniz ikiye mi yarılmalı? Gökten para mı yağmalı? Zaten mucizeler içindeyiz. Oturup bir düşünün bunları lütfen.
MUCİZELERE İNANMAYI SEÇMEK
Öyle bir hale geldik ki artık istemek bile zor geliyor. Tembelleştikçe inançtan uzaklaşıyoruz. Bir şey istediğimizde ”Hadi, şunu istiyorum, hemen olsun, yarın olsun, olmazsa da artık inanmıyorum” şeklinde saçmalıyoruz. Ve gerçekten de dileğimiz olmuyor. Bu sefer de isyana geçiyoruz. Ve ne oluyor? İçinde olduğumuzdan çok daha büyük bir negatif enerjiye giriyoruz. Dolayısıyla işlerimiz gittikçe sarpa sarıyor. Ve sonunda içinden çıkamayacağımız hale gelince oturup duaya başlıyoruz. ”Allah’ım, ben ne yaptım sana? Benim suçum neydi? Neden bunları yaşıyorum?” dediğimiz anda bize gök gürültüsü gibi bir cevap gelse ve ” BANA İNANMADIN VE GÜVENMEDİN A BENİM CAHİL KULUM!” dese. Nasıl da içimize işlerdi değil mi? :)
İnanç tamamen bizim elimizde olan bir güçtür. Güvenmek de aynı şekilde. Hayatınızda mucizelere inanırsanız onları yaşarsınız. Mesela ben geçenlerde evde öylesine otururken aklımdan biri geçiyordu. Dedim ki, ”Allah’ım , keşke bir ses çıksa da konuşsak. Ufacık bir şey olsun, mutlu olacağım gerçekten”. Ve 10 dakika bile geçmeden internetten bana yazdı ! Hem de İtalya’dan, hem de işi gücü çok yoğun sanatçı bir arkadaşım. Oturduk görüntülü konuştuk. Ve ben teşekkür ettim Allah’ıma. Bu bir mucize değil de nedir? Bunun mucize olduğuna inanmak için illa kalkıp İtalya’dan gelmesi mi lazımdı? Hayır, ben o anda onunla konuşmayı çok isteyerek onu kendime çektim. İşte mucize budur. İstedim ve inandım. Ve yaşadım. Lütfen sizler de bunu yapın.
MUCİZELERİN DE BİR ZAMANI VARDIR
Aklınıza gelen her konuda deneyebilirsiniz. Zihniniz ve yüreğiniz temiz olsun. İsteyin yeter. Ama bazı isteklerin de zamanı vardır bunu kabul edin. Şu hayatta en önemli hazinemiz nedir biliyor musunuz? SABIR. Evet, eminim bunu yüzlerce kere duydunuz. Ve her seferinde de içinizdeki o ukala ses, ”Hadi oradan! Madem mucize, hemen olsun da görelim” dedi. Madem öyleydi, eğer cep telefonu ve internet bir mucizeyse (yukarıda bunu kabul ettiniz sanırım) , neden 500 yıl önce gerçekleşmedi? Çünkü her işin bir zamanı var. İlahi plan diye bir şey var. Herkesin her istediği anında olsa ne yapardık?! Neyse, diyelim ki siz de o ukala iç sesinize katıldınız. Böylelikle ne yaptınız biliyor musunuz? Mucizenizi yaşamaktan vazgeçtiniz, onu elinizden kaçırdınız.Ne yazık !!!
Zaman size çok acımasız gelebilir ama dünyada yaşanan her olayın bir zincirleme şeklinde ilerlediğine emin olabilirsiniz. Mesela aklınızda bir sevgili var ve o hemen karşınıza çıksın istiyorsunuz. Önce şunu düşünün, kötü zamanda gelen bir aşk her zaman hayat kurtarmaz. Önce kendi içinizde mutlu olmalısınız. Yoksa gelen aşkı da tatminsizliğinizle öldürürsünüz. Kendinize bir bakın, hazır mısınız? Önce bunu bir anlayın bakalım. Sonra aşkı isteyin. Başkalarından medet ummayın. Ve diyelim ki hazırsınız. O zaman da şunu düşünün, doğru zaman mı? Belki de en büyük aşkınız şuanda başka biriyle beraber ve ayrılık aşamasında. Belki de sizin değil de onun zamana ihtiyacı var? Hayat bazen satranç gibidir. Sadece sizin hamleniz oyunun gidişatını belirlemez. Rakibin de hamlesi sonucu değiştirebilir.
Yani kısaca ben derim ki, bir dileğiniz olmadıysa, BU ANINIZI kendinize zehir etmeyin. Bu dünyanın en büyük hatasıdır. Mutlu olmak, mucizeler yaşamak sizin elinizde. Biraz sabır, biraz inanç. Formül çok basit. Eee tabii ki bazı boş işlerde kullandığınız o kırılmaz inadınızı da eklerseniz bu işe başarılı olursunuz sanırım:) Ben son 2 yılımı bu işlere adadım ve hayatımda başarı üzerine başarı elde ettim. Hayır hayır, madalyalar, ödüller falan almadım. Yıllardır yapamadıklarımı yapmayı, sabretmeyi ve sonunda meyvelerimi toplamayı başardım. Kimsenin beni takdir etmesi gerekmiyor. Ben mucizelere inanıyorum ve kendi mucizelerimi yaşıyorum. Yaşayamayanlar üzülsün :) Gerçek başarı başkalarından takdir görmekle değil, kendinle gurur duymakla ilgilidir. İşte mucizeler de burada başlar zaten…
Sevgi ve Saygılarımla
Yazan : Aslı Ece ÖZDOĞAN / kendinigelistir.com
Süper bir yazı çok beğendim tam da şu zamanda ilaç gibi geldi:)
Kendimce tekrarladığım bir şey vardır.
bunun gerçekleşmesi için bir mucize gerekli.
ve ben mucizelere inanırım :))
teşekkür ederim bu güzel yazınız için :d
Bu yaziyi hazirlayanlardan allah razi olsun.bu yaziyi okuduktan sonra hayatim o kadar değiştiki.her zaman ben derdim şansizim,şansizliklar hep beni bulur diye ama öyle değilmiş yazida da olduğu gibi inanmak ve sabretmek gerekiyomuş ben bunu anladim tekrar tekrar çok teşekür ediyorum…
Kadere ve kendine inanmaktir basariyi biz insanlara getiren.
bazen bazi seyler olmuyorsa ve sen elinden geleni, yapabilecegin ve gidebilecegin her yolu denediysen yinede olmadiysa daha fazla o konuda zaman harcamaya gerek yoktur. basari bir tek noktada baslar kendine olan inancin ve kendine olan güveninle. mucizeleri insanlar kendileri yaratirlar. önemli olan kisinin hayat görüsleri, yapabildikleri ve yapamadiklaridir. her insanin sinirlari vardir ve her insan ayni derecede basariya ulasacak diye bir kural yoktur, ama yinede her insan sinirlarini zorlamali ve yapamayacagini sandigi seyler üzerinde düsünüp nasil yapabilecegi konusunda bir cikar yol aramalidir. yari yolda pes etmek bir acizlik örnegidir.
selamlar…
müge
Benim için ilaç nitelğinde bir yazı olmus tesekkür ederim çok faydalandım
Sevili arkadaşlar bu yazı bana ait…ismimi yazmayı unutmuşlar
Yorum yapan ve okuyan herkese çok teşekkürler…tanımadığım kişilerin hayatında ufak bir ışık oluşturmak beni çok mutlu ediyor..herkese sevgiler..beni takip ediniz :)
Umutsuzlukla uyandığım bu sabah benim mucizem oldu bu yazı..paylaşım için teşekkürler..
Keşke 2 gun once okusaydım. şu yazıyı.
mucize denilen olay, 2 gun evet 2 gun once karsıma dikildi ama ne yazık ki, ona yolumdan çekilmesini soyledim. o da gitti.
artık koşsam da yakalayamam cok uzakta simdi..
yazınız harikulade aslı hanım. kişilige ilham döken bir kompozisyon seklinde olmus.
Inanmak ve güvenmek önemli olan bu sanırım o zaman mucizeler ben denedim gercekten muhteşem sonuç
çok güzel şuan bnde bir imtihandan gçiyorum bekliyorum bir mücize olmasını ama babam gibi biri wrknn bn nsıll mucize beklim ne olurdu sanki verse sevdiğim insana:((
vay canına
Ben hayatım boyunca çabaladım bir yere gelebilmek için uğraştım ama olmadı ben inandıkça çevremdekilerde inandı sonuç olarak ben yok oldum istediğim hiçbirşey e ulaşamadım sürekli kaybeden oldum ve artik çok yoruldum benim yaşım 18 ama ruhum 80 yaşında gibi ben hayata olan inancımı kaybettim ve en dipte çırpındıkça batıyorum bu yazıda bana hitaben yazılmış gibi ama bana çare değil
Gerçekten harika bir yazı olmuş. Düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi paylaştığınız için teşekkürler. Ufkumu açtığınızı söyleyebilirim. Tam 5 dakika önce ağlıyordum şimdi ise yazınız ile kendimi daha iyi hissediyorum. Umarım sizin gibi bende kendimi böyle motive edebilirim.