ODTÜ Işletme’nin deli ama çok bilge, hem en sevilen hem en nefret edilen profesörü Muhan Hocanın Strateji Yönetimi dersinin ilk saati öğretim üyelerinin bile katılımıyla geçer ki her senesi ayrı ilginçtir.
ODTÜ Muhan Hocadan Anekdot
Muhan Soysal tepegöze bir Picasso resmi koyar. Herkes bakar bakar ama tarzı zaten kübik olan sürrealist resimde sanatla fazla ilgilenmeyenlerin anlayabileceği çok az şey vardır. Bozuk perspektifli bir oda, sarı uzun saçlı yaratığa benzeyen bişey. Etrafında başka yaratıklar, yerde yine bir yaratık ve arkadaki şekli bozuk içi parlak dikdörtgenin içinde başka bişeyler daha.
5-10 dakka hiçbir şey söylemeden sınıfı izleyen Muhan Hoca, birazdan Picasso‘nun resmini alıp Meninas’in bir resmini koyar.
Bu resimde sandalyenin üzerinde oturan sarı uzun saçlı bir aristokrat kızının etrafındaki dadıları onun saçını tararken yerde köpeği yatmaktadır. Ve babası arkasından ışık sızan kapıdan kızını izlemektedir.
Ancak ikinci resmi görünce Picasso’nun resmindeki öğelerin ne olduğunu ve bu resmin Meninas’in tablosuna gönderme olarak yapılmış olduğunu farkeder tüm sınıf.
Muhan Hoca Hayat Dersi
Ve Muhan Soysal hiç unutamayacağımız dersini verir :
“Hayatta hiçbir şey Meninas’in resmi kadar belirgin ve net değildir. Iş hayatı gerçekleri size Picasso’nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak gösterir. Picasso’nun resmine bakıp, Meninas’in resmini görebilenleriniz başarılı olacak, diğerleri kübik şekillere bakıp yanlış anlamlar çıkarmaktan gerçekleri hiç göremeyecek.”
VE SON SÖZ…
Bir saatliğine mutlu olacaksanız, şekerleme yapın!
Bir günlüğüne mutlu olacaksanız, balık avlamaya gidin!
Bir aylığına mutlu olacaksanız, evlenin!
Bir yıllığına mutlu olacaksanız, bir servete konun!
Tüm yaşam boyunca mutlu olacaksanız, işinizi sevin…
Bu yazı sitemiz üyelerinden özlem1980 tarafından paylaşılmıştır. Kendisine kendinigelistir.com olarak teşekkür ederiz.
çok beyendim işte bizler bazı şeyleri görmemekle neler kaçırdığımızı bilemeyiz. hayat güzel olan şeyleri karmaşık bir şekilde bize sunar bunu okuyabilen ve gören içindeki gizi bulur ve başarı olur umarım hayat bize görme fırsatı verir inşallah yüreğinize sağlıkk…
– Muhan Hoca Efsanesi” Sürüyor!
Hazırlayan: Y. Doç. Dr. Adil ORAN, ODTÜ İşletme Bölümü
Bu yazının kısaltılmış bir hali ODTÜLÜ dergisinin Şubat 2007 sayısında çıkmıştır.
Muhan Hocamızın ölümüyle zaten sarsılmıştık, “ODTÜ’nün efsanevi hocası öldü”, “ODTÜ efsane hocasını yitirdi” başlıklarını okudukça içimiz iyice burkuldu. Tesellimiz, ölümlerin, çok acı verse bile, efsanelere zarar vermemesidir. Muhan Hoca aramızdan ayrılmış olmasına rağmen efsanesi hep yanımızda olacaktır, Üniversitemiz ve İşletme Bölümü üzerindeki etkisi devam edecektir. “Muhan Hoca Efsanesinin” yaşamaya devam etmesi için uzun yıllar hizmet verdiği Üniversitemiz ve İşletme Bölümü, üstlendikleri büyük sorumluluğun bilincindedir. Muhan Hoca’nın sağlığında hizmete açılan “Prof.Dr. Muhan Soysal Kütüphanesi”, İİBF B binasında Muhan Hocanın bağışladığı kitapları ve diğer kaynakları kullanıcılara sunmaya devam etmektedir. ODTÜ İşletme Bölümü bünyesinde başlatılan “Prof.Dr. Muhan Soysal İşletmecilik Eğitiminde Yenilikçilik Ödülü” programı 4. yılına ulaşmıştır. Muhan Soysal’ın meslektaşları, öğrencileri, dostları Muhan Hocanın anısını sürdürmek için bir dizi proje üzerinde çalışmaktadırlar.
Muhan Soysal, ODTÜ İşletme Bölümü’nün ilk öğrencilerindendi. Mezun olduktan sonra Bölümde asistan olmuş, MBA ve PhD eğitimi almak üzere Amerika’ya gitmiştir. Cornell University’den Yüksek Lisans ve Doktorasını alıp, askerlik görevini yerine getirdikten sonra tekrar İşletme Bölümüne dönmüş ve kısa bazı dönemler dışında hep İşletme Bölümünde olmuştur. Bildiğimiz kadarıyla ODTÜ Mezunu olup yaş haddinden emekli olan ilk ODTÜ Öğretim Üyesi yine kendisidir (bunda Muhan Hocanın tecrübeli bir öğrenci olmasının payı da vardır, hatta Muhan Hoca öğrenciliği sırasında baba olma mutluluğunu bile yaşamıştır). Emekli olmadan önce sağlık sorunları yaşadığı zamanlarda bile Bölümünü yalnız bırakmamıştır Hocamız. Hatta emekli olmak bile onu Bölümden koparmamış ama bir araya gelme sıklığını kısmen azaltmıştı.
Muhan Hoca öğrencileri, iş arkadaşları, hatta çevresinde bulunan herkes için bir hazineydi. Onunla karşılaşma şansına erişememiş kişilerin de faydalanabilmesi için Muhan Hocanın “öğretim tarzını/şeklini” anlamaya, anlatmaya çalışalım. Bu sayede bazıları dersler çıkarabilir, bazıları ise kendi tarzlarına uyarlamalar yapabilir.
Muhan Hoca çoğu öğrencisi için en çok şey öğrendikleri hocaydı. Öğrenilenler o anda işlenmekte olan konuyla sınırlı kalmazdı, her an her konuda birşeyler öğrenilebilirdi. Bir örgüt veya strateji dersinde bir bakmışsınız, finans konularından bahsediliyor, hemen ardından son teknolojik gelişmelerin şirketler üzerindeki etkilerine geçilmiş ve son olarak iyi şarap seçmenin inceliklerini öğreniyorsunuz.
…yaşamda en çok işime yarayan, sizin derslerde, ders dışı söyledikleriniz! (Meltem Tolunay Sözübir)
Kimi zaman dersin o günkü konusuna değinilmeden kapanırdı ders biz ağzı açık Muhan Hoca’yı dinlerken. (Filiz Baş)
…derslerde ders kitabını hiç takip etmeden bizlere hayat dersi verişiniz (o zamanlar bunun nedenini düşünüyorduk, ama asıl hafızalarda kalan bizlere verdiğiniz “hayat dersleriydi”) (İpek Gözütok Sarıtaş)
Muhan Hoca mükemmel bir “içindekiler sayfası” veya daha güncel bir terimle bir “arama motoru” gibiydi. Kitaplara, okumaya çok meraklıydı ve daha da önemlisi bu kadar şeyi aklında tutup özümseyebilmiş birisiydi. Herhangi bir konudan söz açıldığında o konudaki kitaplardan önemli noktaları sıralar, ardından ortadan kaybolup kısa süre sonra kendi kütüphanesinden topladığı kucak dolusu kitapla tekrar ortaya çıkardı.
Çözemediğiniz bir probleminiz var ve farklı düşünüp farklı çözüm yolları önerebilecek birine mi ihtiyacınız var? (Mustafa Özmen)
Sorunuza cevap olacak bir isim, bir kitap ya da bir adres anında elinizdedir bile.
Muhan Hoca’nın beni en çok etkileyen yönü, hiç bitmeyen öğrenme isteğidir. (Lale Kuyucu)
Muhan Hoca korkunun ve katılığın, zaman zaman sahip olduğu gücünün farkındaydı. Bunu uygun zamanlarda kullanmaktan çekinmezdi, özellikle iş yaptırmada, pazarlıkta, ders vermede… Onun derslerinde kesinlikle dalga geçilemezdi hatta uslu uslu ders dinlemek de çözüm olmayabiliyordu. Muhan Hoca ileride işletmeci için çok önemli olacak “yüksek stres altında düşünebilme” becerilerini geliştirmeleri için öğrencilerine imkan yaratmayı ihmal etmezdi. “Bırakınız benden nefret etsinler, yeter ki benden korksunlar” sözü Muhan Hocaya çok uyardı ama 4 senenin sonunda çoğu öğrenci için en sevilen hocaların arasında yer alırdı. Hem de sevilmek için bol not dağıtmak, kolay sınavlar vermek gibi yollara başvurmazdı. Buna onun derslerinden kalmış veya mezun olabilmek için diploma töreni öncesinde bütünleme almak zorunda kalmış birçok mezunumuz şahitlik yapabilir.
Dönem başında birlere fırça çekiyorum, hiç unutmuyorlar. Sonunda da yanaklarından öpüyorum; o zaman karizmatik oluyorum. (Muhan Soysal)
Bazı öğrenciler korkudan ‘sakinleştirici’ ve ‘talcid’ gibi takviyelerle derse girmekteydiler! (Özlem Öz)
…her derste Muhan Hoca’yı biraz daha tanımanın, kendimizi tanıtmanın keyfini yaşıyorduk (ya da korkusunu ve şaşkınlığını!) (Mehlika Babaoğlu)
Muhan Hoca toplumumuzda büyük sorun olan zaman yönetimi/teslim tarihlerine uyma konularına çok önem verirdi. Muhan Hocanın dersine kesinlikle geç girilemezdi. Ödevlerin sadece teslim tarihleri değil teslim saati de olurdu. O saatte kapısının altını bantlar ve odasını kilitleyip çıkardı.
Sen uçağa geç binebiliyor musun? Uçak kaçtı, çık dışarı! (Muhan Soysal)
Muhan Hoca yenilikçiydi, teknolojiden korkmazdı. İkide bir elinde yeni aldığı bir aletle gelir ve bölümle paylaşırdı. Cebinden her an bir elektronik sözlük veya cep bilgisayarı çıkma ihtimali son derece yüksekti. Yaparak öğrenme fikrine inanırdı. İşletmecilik laboratuarları, break-out odaları, tek-yönlü aynalı odalar yaptırır ve kullanırdı. Derslerinde multimedya desteği kullanmayı ihmal etmezdi. Türkiye’deki ilk PC laboratuarlarından birinin Fakültemizde kurulmasını sağladı. Türkiye’deki ilk taşınabilir bilgisayarlardan (valiz boyutunda!) bir tanesinin Bölümümüzde olmasını sağladı.
Doktora sonrası ODTÜ’ye döndüğümde hayatımda ilk kez bir PC lab ile karşılaştım. Oysa UNC ve FSU’da okumuş, hocalık yapmıştım. (Uğur Çağlı)
Muhan Hoca iyi bir İşletmecinin topluluktan farklı da düşünebilmesi ve farklı konuları sentezleyebilmesi gerektiğini bilirdi. Genel kabul görmüş düşüncelerin dışına çıkmaya, onları sorgulamaya bayılırdı. Öğrencilerini de bunu yapmaya zorlar ve hangi görüşleri olursa olsun bunu destekleyebilmelerini isterdi.
Her doğruyu ya da veriyi sorgulamayı, stratejik düşünmeyi en çok onun provokasyonları (her zaman zarif önermeler değildi) ile edinmeye çalıştım, halen de aynı mantıkla çalışırım. (Ersin Özince)
…hayatımızın her anında bir işletmeci gibi ve büyük düşünmeye alıştıran… (Çağlayan Arkan)
Muhan Hoca karmaşık konuları bile basitleştirip kolay anlaşılabilir hale getirebilirdi. Muhan Hocanın bir liste veya 2×2 bir tablo ile çözümleyemeyeceği ve anlatamayacağı konu çok azdı. Tabii bunu yapabilmek için konuyu çok iyi anlayabilmek ve hazmetmiş olmak gerekir.
Pratikle teori arasındaki fark sizin beceriksizlik seviyeniz kadardır. (Muhan Soysal)
Anlatılması o günlerde çok zor olan bir konunun Muhan büyük bir ustalıkla üstesinden gelmişti. Artık rahat bir nefes alabilirdik. (Dolun Öksoy)
Muhan Hoca, belki de en çok çarpıcı örnek ve hikayelerin değerini bilirdi. İnsanlara varsayımlarını sorgulattırmak, bazı konuları pekiştirmek ve akılda kalacak bilgiler vermek için zaman zaman abartmakta da sakınca görmezdi. Sıkça, kendi deyimine göre “İnnanılmazzz!” şeyler anlatırdı… Muhan Hocanın kahramanı olduğu veya anlattığı sayısız hikayesi vardır. Hatta bunların büyük kısmı bugün şehir efsanelerine dönüşmüştür. Bunların çoğu onun uzun akademik kariyeri boyunca yapmış olduğu işlerden, bir kısmı ise ona yakıştırılmış olan olaylardan oluşur. Ancak bütün bu efsanelerin bazı ortak noktaları vardır: 1‑parlak zeka unsuru, 2‑önemli bir işletmecilik veya hayat dersi, 3‑olağandışı eğitim yöntemleri. Muhan Hocaya bunca zaman boyunca yakıştırılmamış belki tek şey “klasik üniversite hoca”lığıdır.
ABD’de Türkler toplanmış piknikte yakartop oynuyoruz. Bir süre sonra bir de baktık, hiç abartmıyorum 2000 kişi toplanmış. (Muhan Soysal)
…uzun yıllar sonra bile bellekte böyle taze izler bırakan. (Uğur Kutluözen)
Son olarak sizlere ODTÜ İşletme Yıllıklarının vazgeçilmez bir kısmı olan, Muhan Hoca’dan bazı alıntılar sunmak istiyorum:
“Muhan Soysal’dan Alıntılar”
· Anlatabildim mi?
· İnanılmaz!
· Mükemmel!
· Why? What is Risk?
· Birkaç sınavı öğrencilere içki içirip vermek lazım, çünkü gerçek hayatta birçok kararı içkili vereceksiniz.
· Sınavda ne çıkacak diye soruyorsunuz? Boks maçına çıkarken rakibe nasıl vuracağı mı sorulur?
· Benim beyin yapım biraz değişik sizinkinden.
· İşletmeci olarak vizyon sahibi olabilirsiniz ama hayalperest olamazsınız.
· Para kazanılırken değil harcanırken zengin olunur.
· Yanlış efendim
· (alçak sesle soru sormaya kalkan birine) Bağır bağır, diyelim ki fabrikadasın, böyle konuşursan seni kim duyacak?
· Tango Sınavının uygulamalı kısmı spor salonunda
· Ben kimseyi bırakmam. Siz kesinlikle kendiniz kalırsınız. (Bölümdeki ilk dersimizde)
· Ticaret yaparken kendini, İş yaparken torununu, Devlet yönetirken torununun torununu düşüneceksin.
· Büyük düşünün çocuklar. Azıcık aşım ağrısız başım demek yok. Aşınız çok olacak, başınız kel olacak.
· Picasso-Velazquez karşılaştırmalı resim yorumlamaları
· You need three men in your organization: a dreamer, a businessman, and a son of a bitch.
· Dönem başında birlere fırça çekiyorum, hiç unutmuyorlar. Sonunda da yanaklarından öpüyorum; o zaman karizmatik oluyorum.
· Kıpırdamayın, yoklama alıyorum (klik)
· Hayalleriniz paranızdan çok olduğu sürece, ve paranız hayallerinize yetmiyorsa gençsiniz.
· There is no such thing as a good decision. There is only sound decision.
· Ölçmeden hiçbirşey yapmayın. Ölçtüğünüzde çıkan şeyden de korkmayın.
· There is not only profit, but profit and loss. There is not only reward, but reward and risk.
· Politika nedir? Kıvırtma Sanatı.
· İnsanlara şirin gözükeceğim diye yolundan çıkmak yok.
· Kalem çevirenler vurulacak.
· İş hayatında senin karşına bu liderlerden daha beterleri çıkacak merak etme. Ciğerini sökecekler, donunu bile alacaklar. İş hayatında çok iç çamaşırsız gezen insan var.
· Hiç anlamadım, anladıysam Arap olayım. Kel olayım derdim, ama zaten kelim.
· Çok yaşayın, torunlarınızı okşayın.
· Kimse benden daha iyi bilemez. Yıllığa yazabilirsin bunu.
Mükemmel bir anektod.
Bayıldım.
Teşekkürler…
Yazıyı çok beğendim ama en çok Muhan Hoca ile ilgili yorumu beğendim.
Teşekkürler.
Süper bir yazıydı!
1 numaralı yorum yapan arkadaşa tamamen katılıyorum.
gercekten cok güzel.. Hayata hep kendi görmek istediğimiz gibi bakıyoruz ve bazi şeyleri farkedemiyoruz.. Muhan hoca ilgili yorumu beğendim..
bunu bize mersin üniversitesinde psikoloji hocası da yapmıştı.
Waaoowww…
Harikaydı…
Kendisi seker hastaligindan dolayi oldukca sinirli bir hocaydi.
yukarda anlatilanlari amerika da katildigim bir iletisim seminerinde katilimcilara anlattigimda kendisinin tedavi gorup gormedigini sordular.
fazla abartmayalim. renkli bir kisilikti ama bir cok insan da onun yuzunden sigaraya basladi. abartmayin.
Geçrekten yaşamda herşey açık değil karmaşık olan şeylerde var bu karmaşıklık içinden çıkanlar başarılı oluyor
Yazı için teşekürler
Özgürlükçü ODTÜ’lü hocadan başörtülü öğrenciye: “Sen derse böyle gelirsen ben gelmem.”