İnsanları, özgüven açısından üçe ayırabiliriz: Özgüveni düşük ya da hiç olmayanlar; özgüveni ortalama olanlar; özgüveni çok yüksek olanlar. Özgüven düşüklüğüne ne yol açıyor? Aslında hepimiz dünyaya eşit bireyler olarak geliyoruz. Bazılarımız müzik ya da resim gibi özel alanlarda doğuştan yetenekli olabilir. Ancak özgüven sonradan öğrenilen veya kaybedilen bir özellik. Herhangi bir bebek ya da çocuk çevresini tanıma, kurcalama, harekete geçme konusunda istekli ve arzuludur. Ancak bazı bebekler ve çocuklar; bir yaşlarından itibaren çevresindekileri tanıma ve kurcalama bakımından daha özgür davranırken; bazıları davranmaz. Bunun nedeni çocuk değil, çocuğu yetiştirenlerin tavrıdır.
Şimdi üç çocuk hayal edelim. Üçü de zekâları ortalama ve sıradan çocuklar. Birinci çocuğun her yaptığına kızılıyor; sürekli hatalı olduğu vurgulanıyor; sürekli olarak eleştiriliyor ve kendisine kötü sıfatlarla hitap ediliyor. Çocuğa ‘otur, yerinden kalkma’ deniyor. İkinci çocuğun yaptıklarının çoğuna kızılıyor, sık sık hatalı olduğu vurgulanıyor; sıklıkla eleştiriliyor ve kendisine bazen iyi bazen de kötü sıfatlarla hitap ediliyor. Çocuğa odaklanılmıyor; ama çocuğun da hareketlerinin kısıtlanması eğilimi hakim. Üçüncü çocuğun yaptıkları konusunda ince ayrımla yaklaşılıyor ve çocuğun hatalı davranışları nazikçe belirtiliyor. Çocuk sürekli olarak olumlu yönden eleştiriliyor. Kendisine sık sık olumlu sıfatlarla hitap ediliyor. Çocuk yeni deneyimler için cesaretlendiriliyor. Bu üç çocuk büyüyor. Birinci çocuk okulda güçlükle başarılı oluyor. Zor arkadaşlık kuruyor. Kendini ifade etmekte zorlanıyor. Karşı cinsle konuşmakta zorlanıyor. Daha zor öğreniyor. Kolej ve üniversite sınavlarında başarısız oluyor. İkinci çocuk okulda ortalama başarı elde ediyor. Çok sayıda olmasa da arkadaş edinebiliyor. Çekingen değilse de sosyal girişken olarak tanımlamaz. Kolej sınavlarını kazanamıyor ama üniversite sınavını kazanıyor. Üçüncü çocuk okulda bazı derslerde çok başarılı; birçoğunda da başarılı. Popüler ve çok arkadaşı olan bir çocuk. Sosyal girişken ve kendini her ortamda ifade ediyor. Görevlere talip oluyor. İrili ufaklı başarıları var. Kolej ve üniversite sınavlarını kazanacağını düşünüyor ve kazanıyor.
Başlangıçta eşit olan bu üç çocuğun, ilerleyen dönemde eşit olmadığını düşünebilirsiniz. Aslında kapasite olarak eşitliklerini korumaktadırlar. Kendilerine olan özgüvenlerine ilişkin farkları, kendilerinden değil, onlara diğer insanların davranışlarından kaynaklanıyor. İnsanların bize olumsuz sözler söylemesi ve olumsuz davranışlarda bulunması aslında bizim değerimizi azaltmaz.
Bu anlamda özgüveni hiç olmayan insanların ana sorunu, kendilerine güvenemeyecek insan olmaları değil, kendilerine güvenebileceklerine inanmamalarıdır. Bu inancı, kendi kendilerine değiştirmeleri sorunu çözecektir. Ancak bunu yapamayacak olurlarsa özgüveni yüksek üçüncü çocuğun formülü işe yarayabilir.
Üçüncü çocuğun kendine olan güveninin artması, başlangıçtan itibaren irili ufaklı projelerde başarı elde etmesi ve deneyim kazanmasıdır. Küçük projelerde elde edilen başarılar, büyük projelere başlamak için cesaret vermektedir. Ayrıca bu başarılar, çevremizdeki insanların yorumlarını önemsiz hale getirmekte ya da yorumları olumluya dönüştürmektedir. Kişi kaç yaşında olursa olsun, özgüveni hangi seviyede olursa olsun, mevcut özgüvenin izin verdiği bir denemeye cesaret etmek; onda başarı kazanmak, özgüven seviyesini yükseltecektir.
Yazan : M.A
Süper-di!
Paylaşım için teşekkürler.
Evet, çok etkileyici!
Güzel bir yazı.Paylaşım için teşekkürler.
tşk ederim güzel bir yazıydı
malesef acıda olsa hayatın gerçeği herşey küçük yaşta kazanılıyor
Hayat süprizlerle dolu, güzel bir anlatım.
Hayat süprizlerle dolu, güzel bir nalatım.
Güzeldi…
Yazılanlara sonuna kadar katılıyorum.
teşekkür ediyorum
fevkalade..
yazı süper,ama benim hala özgüvenim yok:(
Yazı içerik olarak gerçekten güzel…
Ama anne-baba davranışları ile ilgili biz gençler ne yapabiliriz ki? Sonuçta her şey küçük yaşta kazanılıyor.. Bir kere kaybettiğimiz o güven nasıl geri gelebilir ki ? :(
slm bn adem bazen insana öz güveni saglamsı yetmiyor bir kişi başka sına güvenmek için önce kendine güvenmesi sonra da karşısındaki ve çevresine güven mesi lazm nasl nerdesnz güveni olmayan kişi herşeyini kaybetmiş olan kişidir ve çevresne de ne güven nede hçbrşy saglayamz aslı arkadaşımızın sorusuna cvp werym insan ne zaman ne isterse o olur eger bir insana güvenmek isterse güvenir
Ben ilk anlatılan çocuk gibi yetiştim,ailem ilkokul mezunu ama ben özgüvenimi bu sene çevremin ve dostlarımın destekleri sayesinde kazandım.HERŞEY SENDE BAŞLAR VE BİTER…
Kompozisyonda, yazılan 1. Çocuk gibiyim. Karşı cinsimle yetiştirilme tarzından olsa gerek hiçbir iletişim kuramadım bugüne kadar. yaşım 20. Sosyal olamıyorsun. yaptığın işi de sevmiyorsan özgüvenini yitiriyorsun. Sonra ortaya şizoid bir karakter çıkıyor ve karakter olumsuz düşünceler düşünüyor…
yazdığınız yazı bence çok aydınlatıcı…. ne yazık ki çocuklarına değer vermeyi öğrenemeyen, çocuklarına sevdiğini gösteremeyen bir çok aile var… eğitim şart diyorum. bilinçli bir aile bilinçli bir çocuk demektir….
Gercekten insanlardaki ozguven eksiliginin neden kaynaklanabilecegini anlatan cok guzel bir yazi olmus. Maalesef cocuklar surekli olarak olumsuz komutlarla buyutuluyorlar ve bu da onlarin hayatlarinin ilerleyen evrelerinde buyuk sorunlar yasamalarina neden oluyor. Fakat halen daha ulkemizde “cocuk yetistirme” konusunda geleneksel gorusler hakim oldugu ve profesyonel bir destek alinmadigi icin, cocuklarin ozguven eksiklikleri baki kaliyor.
Hayatta en büyük eğlence, başkalarının “Yapamazsın” dediğini yapmaktır.
Walter Bagehot
kısaca anne ve baba, aile, çocuğu rezil de eder vezir de…
sizin gibi insanlar olduktan sora biz hep rahat oluruz tesekurler çok sagolun
hala ozguvenim sifirin altinda ama yinede tesekurler
keşke bu tür bilgilere her anne baba ve adayı ilgi gösterse önemsese ve uygulasa o zaman toplum olarak nasıl da ekonomik ve sosyal ilişkilerde başarılı olurduk
aslında akrabası olduğumuz kişilerin abimizin kardesimizin vs. vs. herkesin ileride süper girisimci olması her işin altından kalkması, zor bişe değil hersey doru ve iyi egitimde bitio, ileride cocuklarımın pasif olması ve bunu bana mal etmesi beni cok üzer, ben gereken dersi aldım… paylasım için tşkler
Paylasım ıcın tsekkurler
yazılanlar
cok dogru
Arkadaşlar sizlere katılıormm….
paylaşım için ellerinize sağlık :d
Paylaşım çok çok güzel benimde kendime güvenim malesef yokk inşş bundan sonra kendime güvenmeyi öğreneceğimm..
benim kendime hiç mi hiç özgüvenim yok. bu durum beni öyle etkiliyor ne yeni ortamlara girebiliyorum ne de kendimi ifade edebiliyorum.aile ortamında yada arkadaş çevresinde çok pasifim hep dinler konumdayım arkadaş çevresi diyorumda oda bi elin 5 parmağını geçmez:) neden böyle oluyor her defasında değişmek istiyorum bu sefer başaracağım diyorum ama olmuyor gene aynı yerdeyim. çarşı pazarda bile ürkek ürkek yürüyorum bunu yansıtmamak için elimden geleni yapıyorum ama insanlar anlıyolar ve sana o şekilde davranıyolar insanı aşağılar gibi bakıyolar yada ben yetersiz olduğum için öyle düşünüyorum bilmiyorum ne zaman kalabalık bi ortamdan çıksam yalnız kalsam içimi bi hüzün bi kasvet kaplıyo ben niye böyleyim diye ağlıyorum.rahat hareket edemiyorum yemek yerken su içerken kendimi kastığım için mi bilmiyorum ama elim titremeye başlıyor. buraya yazarken bile zor yazıyorum insanlar nasıl tepki verecekler ne diycekler falan.sonra çalışmayı düşündüm çok uzun bi çalışma hayatım oldu 3 günlük:)) fazla konuşmadığım için pasif olduğum için çıkardılar ve ben kendimi savunamadım bile tek yapabildiğim şeyi yaptım çıktım saatlerce ağladım. ya ben yeni bi ortama girdiğim zaman hemen konuşamam belli bi zamandan sonra alışırım o ortama neyse çok uzun oldu zaten kiminiz aman bune böyle yazmışta yazmış diyecek ve okumayacaksınız bile olsun bi nebze de olsa içimi döküp rahatladım.
paylaşım çok güzel sanırım özgüvenimin neden olmadığını anladım tamamen küçük yaştan başlayan bişey benim babam sinirli agresif olduğu için sürekli bana bağırır çağırır kendimi beceriksiz hissederim, yapabileceğim bişeyi ben kesin yapamam edemem gibi düşüncelere kapanıyorum mesela ehliyet alıcam kendime güvenmediğimden bir türlü yazılamadım babamın agresif ve sinirli olması onun elinde değil ama sanırım budan olabilirir.Özgüvenimi nasıl kazanacağımı bilmiyorum
sevgili buğlem seni çok iyi anlıyorum ben senden biraz daha kötü durumdaydım.öğretmen lisesinde okurken potansiyelimin yüzde beşini gösterbildim sadece üniversite hayatımda hemen hemen aynıydı.aşırı derecede sosyal fobim oldu ve her durumdan kaçmayı seçtim. sonra bu sorunun üzerine gitmeye karar verdim ve hayatımda yüzde doksan denebilecek kadar büyük değişiklikler yaptım . şuanda çocukların özgüven kazanması için elinden geleni yapan bir öğretmenim. bunu seninle paylaşmamın sebebi bazı şeylerrin değişebileceğini göstermek istedim .biranda herşey çok güzel olmuyor aşama aşama ilerlemek lazım ve kararlı olmak gerek zaten küçük başarılar seni yavaş yavaş cesaretlendiriyor.sorunun üzerine git ve seni zorlayan durumlarla yüzleş insan öyle güçlü bi varlıkki isterse kendiyle ilgili herşeyi değiştirebilir. evet cocukluk çok önemli özgüven çocukken kazanılır ama insan isterse bunu sonradanda başarabilir bunu bilmeni istedim.