Ben güçlü bir kadındım.. Ben penisi olmadığı için, bir penisle hayatımın tamamlanacağını, hayatıma bir penisin girmesiyle hayatımın anlam bulacağını zanneden bir kadındım, birçok kadın gibi, erkek gibi bir kadındım işte.. Güçlü kadınlar.. Bundan değil midir, çoğumuzun evlenme isteği? Bundan değil midir, özellikle bir kadın için yalnızlık toplumda olmaması gereken, kabul görmeyen bir kavram; ve bundan değil midir herkesin bir eşinin olmasını ve aile kurması gerektiğini savunan düşünceler?

Tanrı’nın erkek olmasından önceki Tanrıçalardır kadınlar..

Hepimiz bu düşünceler doğrultusunda yetiştiriliyoruz, hepimiz o içimizdeki boşluğu bir erkeğin dolduracağını düşünüyoruz. Ne yazık ki çoğumuz bunu geç fark ediyoruz, bazımız ise hiç.. O boşluk ancak içimize bakınca dolacak. KADIN, şahane bir varlık. KADIN, asıl yaratan. Erkek değil, kadındır hayat veren, neslin devamını sağlayan, 9 ay karnında taşıyan… Bedeni her ay sürekli yenilenen, her hafta değişime uğrayan, içinde can taşıyan, Tanrı’nın erkek olmasından önceki Tanrıçalardır kadınlar.

İşte biz kadınlar, bu fikirle barıştığımız, kendi özümüzün önemini, müthişliğini, şahaneliğini, o dişi gücümüzü fark ettiğimiz zaman, bir şeyler değişecek. Dünya bizim elimizde. Biz yeni nesillere can veriyoruz, yani topluma da dünyaya da yön veren biziz aslında. Bu gücümüzü fark ettiğimiz ölçüde dünyayı değiştirebiliriz. İşte böyle olunca, bizim de, erkeklerin de aslında daha mutlu ve doyumlu olduğu bir hayat, hiç uzak değil. Yeter ki bunun için adımlar atalım.. Birlikte.. O zaman işte cenneti, bu dünyada, kadın erkek elele yaratabiliriz, bunu yaşamak için bu dünyayı terk etmek zorunda değiliz..Yarın değil, bugün..

Kendinizin farkında olun. Geçmişte bunu bize unutturdular ve binlerce yıl böyle yaşadık, ve yaşadığımız dünya ortada… Şimdi hatırlama zamanı.. Şimdi değişim zamanı.. KADIN olmanın güzelliğini benimseme ve sorumluluğunu alma zamanı.. Kadın doğduk, şimdi kadın olma zamanı..

Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Yazan : Esra Paça / Mobius Danşmanlık