Hayatımızı etkileyen en önemli etken düşünce tarzımız. Düşünme tarzını da ikiye ayırmak mümkün: sabit fikirliler ve gelişim odaklılar. Sabit fikirliler, öğrenme ve gelişmeye kapalı olurken gelişim odaklılar önlerine çıkan her fırsatı kendilerini geliştirmek için kullanırlar… Daha önce “Zeki çocuklar neden öğrenemiyor?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Çocukların zekasını övmenin onlara nasıl zarar verdiğini anlatmıştım. Şimdi bu sürecin altında yatan mekanizmayı anlatacağım. İnsanların düşünme tarzları onların hayatını etkileyen en büyük etken. Düşünme tarzını da ikiye ayırmak mümkün: sabit fikirliler ve gelişim odaklılar.
Sabit Fikirliler
Sabit fikirliler; karakterin, ahlâkın, kişiliğin ve zekanın doğuştan geldiğini, sabit olduğunu ve degişemeyeceğini düşünür. Durum böyle olunca, onlar için amaç kendilerinde bu özelliklerden fazlasıyla olduğunu göstermektir. Kendilerini ispatlamak önemlidir.
Gelişim Odaklılar
Gelişim odaklılar ise karakterin, ahlâkın, kişiliğin ve zekanın doğuştan gelmediğini ve çaba ile geliştirilebileceğini düşünür. Durum böyle olunca, onlar için amaç her koşulda bunları geliştirmektir.
Burada önemli olan bu özelliklerin doğuştan gelip gelmediği değil. Önemli olan kişinin neye inandığı.
Ego ve Öğrenme
Tahmin ettiğiniz gibi sabit fikirliler için önemli olan egolarını korumak.
Gelişim odaklılar için önemli olan her durumda kendilerini geliştirmek.
Bir hata yapıldığı veya başarısızlık yaşandığı zaman, sabit fikirliler enerjilerini egolarını korumak için kullanır. Bahane bulur, suçu dışarıda arar, geçmiş başarılarını hatırlar veya kendilerini daha başarısız kişilerler karşılaştırır.
Ama gelişim odaklılar, hata yaptıktan sonra nerede hata yaptıklarını öğrenir, kendilerini geliştirmenin yöntemini öğrenir ve aynı hatayı bir daha yapmamanın yoluna arar. Her hata onlar için bir öğrenme fırsatıdır. Hatalarından öğrenir. Sürekli geri bildirim alır.
Araştırma
Stanford Üniversitesinden Carol Dweck ilginç bir araştırma yapıyor. Bir gruba yazılı bir sınav veriyor. Sonuçları açıkladıktan sonra bu kişilere şöyle bir seçenek sunuyor: Diğer kişilerin kâğıtlarına bakabilirsiniz.
Dweck, kim kimin kağıdına bakmış inceliyor. Sonuç ilginç.
Sabit fikirliler kendi egolarını şişirmek için kendinden kötü yapanların kâğıtlarını bakıyor; gelişim odaklılar kendilerini geliştirmek için kendilerinden daha iyi yapanların kağıda bakıyor.
Beyin Dalgaları
Carol Dweck bulgusunu MRI ile de ispatlamak istiyor. Yeni bir grubu laboratuvara alıyor ve onlara bir test yapıyor. Her sorudan sonra o sorunun yanıtını veriyor ve sorunun açıklamasını yapıyor.
Tabii ki bu arada beyindeki ilgili bölgelerin ne zaman aktive olduğuna bakıyor. Sabit fikirlilerin beyni sorunun yanıtı söylendiği zaman daha çok aktive oluyor ama açıklama söylenirken çok aktive olmuyor. Yani açıklama ile değil sadece doğru yapıp yapmadıklarıyla ilgileniyorlar.
Gelişim odaklıların beyni daha çok açıklama söylenirken aktive oluyor. Onlar kendilerini geliştirmek için daha çok açıklama ile ilgileniyor.
Denemek ve Başarmak
Başarı için sürekli çaba göstermek ve denemek önemli. Denemek ise sabit fikirlilerin en büyük düşmanı. Eğer deneyip, başarısız olurlarsa, egolarını korumak için bahane bulmaları zor.
Çocukların sabit fikirli olup olmaması ailenin tutumuna bağlı. Çocuğun başarısı çalışma, çaba gösterme yada gayret etme dışındaki etkenlere bağlandığı (zeka gibi) zaman çocuk sabit fikirli yetişiyor.
Çocuğa ailede verilen mesajlar çok önemli. Tabii ki siz sabit fikirliyseniz, çocuğunuzun sabit fikirli olma ihtimali yüksek.
Yazan : Özgür Bolat / Hürriyet Gazetesi
Ben galiba sabit fikirliyim. yazılanları okuduktan sonra…:d ama yalnız yazdığınız şeyleri okuduktan sonra insanı gelişim odaklı yönlerine çeviriyorsunuz… teşekkürler siteye yeni girdim ve harika :)
Vallahi güzelmiş ama galiba ben de sabit fikirlilerdenim