Hep bir yerlere yetişme telaşı içindeydim.
Önce okulları bitirmekti derdim. Başarılı olmak, sınavlara deli gibi çalışıp ezberlemek, iyi notlar almak, ama 2 hafta sonra konu ile ilgili sorulan hiçbir soruyu cevaplayamamak. Yani öğrenmemek..
İlişkilerde. Önce aşık oluyorsun, şahane geçen birkaç gün sonra, ya giderse, ya biterse, beni aldattı mı endişelerinden ilişkiyi doyasıya yaşayamıyorsun. Çok mutlu olduğun anlarda bile, korku, endişe duymak. Bundan dolayı birlikte olduğun anın tadını bile çıkaramamak. Veya artık evlenmem lazım diyerek ilişkinin tadını çıkarmaktansa, bu ilişki nereye gidiyor sorusuyla boğuşmayı tercih etmek.
Ya ayrılıklar. Ayrılıklar bile böyleydi. Kaçınılması gereken duygu durumu. Hemen acı geçmeli, onu düşünmemeli, kendimi toparlamalıydım. Ya kendimi spor yapmaya verirdim, ya başka bir ilişki aramaya girişirdim, ama mutlaka o acıdan kaçardım. Niye oldu, bunların benimle ilgisi ne, neyi öğrenmeliyim sorularının hiçbiri aklıma bile gelmezdi. [highlight]Tek önemli olan: Daha iyi hissetmeliydim. [/highlight]Sanki tek geçerli ve yaşanması gereken duygu iyi hissetmekti.
İşhayatı. Sabah kalk, işe git, akşam çık, eve gel, sonra ertesi gün yine aynı döngü. Önemli alan, aldığım para. Ünvanımdı. Neyi niçin yaptığımı sorgulamadan. Niye bu işte çalışıyorum? Mutsuzum. Ama başka çıkışyolum yok ki. Sanki hayatımın sonuna kadar o işte çalışmak zorundaydım. Neden çalışıyorum, faydam ne, bir işe yaramıyor hissediyordum da, işe yarayabileceğimi hissettiğim başka bir yer aramıyordum.
Yediklerimi bile, ne için yediğimi bilmiyordum. Amaç neydi? Doymak mı? O zaman niye sinirlenince canım çikolata çekiyordu? Niye stres altında deli gibi yemek yerken, çok üzüldüğümde veya çok mutlu olduğumda hiçbir şey yemesem de yaşayabilmeye devam ediyordum? Size de olmaz mı, çok mutluyken yemek yemek aklınıza bile gelmez.
Galiba bu yüzden ne okul bitince, ne iyi bir işe girince, ne evlenince ne de çocuğumuz olunca o beklediğimiz mutluluğu bulabiliyoruz. Sonuç odaklıyız. Anda hiçdeğiliz… Hep bir yere yetişme çabamız. Fastfoodlarla birlikte, fast-life’a da dönen hayatlarımız. Ama bulunduğumuz yere hiçbakmamamız.. Yetiştiğimiz yere varınca da nihayet, gidecek yeni bir yer aramamız…
Yazan : Esra Paça / Mobius Danışmanlık