Az önce düşünüyordum. İnsan ”yaşadım’‘ demek için nasıl bir hayat geçirmeli? Nelere sahip olmalı? Nasıl bir yol izlemeli? Kimleri dinlemeli? Nelerden ve kimlerden uzak durmalı? Ben kendi adıma tüm bunların cevaplarını buldum ve artık buna göre yaşıyorum. Ve naçizane fikirlerimi sizlerle de paylaşmak istiyorum. O kadar kopyacı bir şekilde yaşıyoruz ki, bize öyle öğretmişler ki, öyle işlemiş ki beynimize bu durum. ”Herkes öyle yaptığına göre, doğrudur. Ben de öyle yapayım” diyoruz. Aman Allah’ım bu ne büyük bir yanlışmış! Ne büyük bir klişe, ne korkunç bir yaşam modeli ! Ben de senelerce bu şekilde yaşadığım için kendime kızıyorum ama çok uzatmıyorum :) Tam tersine, geçen zamanı geri getiremeyeceğime göre artık ne yapabileceğime bakıyorum.
HERKES YAPIYORSA VARDIR BİR HİKMETİ…?
Hayatı bize öğretilenlerle yaşamak bence kendin olmamaktır. Gerçek bir kişi değil, çevrenin, toplumun, ailenin bir gölgesi olarak yaşamaktır. Ben de yaptım bunu. Hep başarılı bir öğrenciydim. Hiç sene kaybetmeden çok güzel bir üniversiteyi, toplumca saygı görecek bir bölümü kazandım. Gelecek planım belliydi. 4 yılda okulumu bitirecek, sonrasında düzgün bir işe girecek, bir eş bulacak, evlenecek ve çocuklar doğuracaktım. Zaten çoğu genç kızın da klasik hayali bu değil midir? Eğer işler yolunda giderse, tüm bunları yaparsınız. Peki ya planlar işlemezse? İşte orası bir dönüm noktasına itiyor insanı. Ve tam da yaşanması gereken bir dönüm noktası bu… ”Allah’ım iyi ki de planlarım gerçekleşmemiş, yoksa ben bugünkü BEN olamazdım, asla! ” diyorum şimdi… Kendimi bulamaz, hayatı dolu dolu yaşayamaz ve önceden yazılmış bir senaryonun parçası olmaktan öteye geçemezdim. Sadece öğrettikleri gibi yaşamaya mahkum bir insan olurdum. Mutlu olur muydum? Belki… Ama bir gün yine gözüm açılsaydı, işte o zaman çok büyük bir boşluğa düşerdim. Veya herkes gibi gözümün açılmaması için ben de, çevrem de elinden geleni yapardık, kaderime razı olur, elimdekilerle mutlu olmaya çalışırdım vs vs vs…
Bir şey, sadece herkes yapıyor diye doğru değildir. Toplumda takdir göreceğiz diye sevmediğimiz bölümleri okuyor, deli gibi para kazanmaya çalışıyoruz. Bu arada sevmediğimiz işi yaptığımız yetmezmiş gibi bir de bulunduğu konumu zerre kadar haketmeyen insanların ağız kokularını çekmek var. Ve sonra yine ”Eh artık zamanı geldi” diyenlerin çenesinden kurtulmak için harıl harıl eş arayışına giriyoruz. Gençken bulduysak ne ala , şanslıyız :) Peki ya sonrası? Sonrası, kendi oluşturmadığın bir hayatı yaşamaya mecbur olmak. Ben evliliğe karşı falan değilim. Yaşım da genç, yanlış anlaşılmasın :) Ama çevremde gördüklerimi çok başarılı bulduğumu söyleyemem. Hayatların kısıtlandığını görüyorum. Kendi fikrinden ziyade hep başka insanların fikirlerine boyun eğip sessiz kalmak gerektiğini görüyorum. Bu benim kişiliğimde bir insan için tam bir cehennem hayatı. İnsanlar buna nasıl katlanıyor anlayamıyorum. Bizim kültürümüzün ataerkil olması da tabii ki kadınlar açısından çok negatif bir durum.
Ben her zaman şuna inanıyorum, insan psikolojisi şöyle işler ; kişiler çevresindeki herkesi kendi bulunduğu duruma çekmek ister. Evlenip özgürlüğü kısıtlanan bir kişinin, bekar arkadaşlarını ısrarla evlendirmeye çalışması gibi. Ya da çocuk sahibi olduktan sonra daha da kısıtlanınca, evli arkadaşlarına çocuk yapmayı önermesi gibi. Kendi bulunduğu duruma sokmak ister çevresindekileri. Bundan dolayı , herkesin yaptığında hikmet olmadığını çok açık ve net şekilde söyleyebilirim. Zaten çoğu yazımda elalemin lafıyla hareket etmenin prangalara giden en kısa yol olduğunu vurgulamıştım.
Esas gelmek istediğim konu, hayattaki amacımızı kendimizin belirlemesi gerektiği. Biz ne istiyoruz? ”Ben ne istiyorum?” diye bir düşünün lütfen. Bırakın çevreyi, aileyi, mahalleyi falan. Kendinize biraz değer verin artık…
KALIPLARDAN ÇIKMAK NE ZORMUŞ !
Ne güçlü öğretilermiş ki, bir türlü kıramıyoruz! Nasıl yer etmiş bilinçaltımızda , inanılmaz ! Bir insanın kendi fikrine göre hareket etmesi bu kadar mı zor? Kendi seçimini kendisinin yapmasına neden izin vermiyoruz? Dünya bir kısır döngü içinde dönüp gidiyor. Çevremdeki insanların hayatlarına bakıyorum, hep aynı, hep aynı. Değişime açık olan o kadar az insan var ki ! Çok üzücü bir durum.
Ben burada bir ayaklanma başlatmaya çalışmıyorum. Herkes yoldan çıksın, haydi bütün dünya yollara dökülelim demiyorum. Zaten değişim bireylerde başlıyor. Gözlerimize perdeler inmiş ve biz gerçekleri göremiyoruz. At gözlüklerini takmışlar gözümüze, elimizi uzatıp onu atmayı akıl bile edemeyecek kadar kötü durumdayız. Ama hiçbir şey için geç değil. Ben neler yaptım ve yapmaya devam ediyorum bir bilseniz. Değişime inancım her geçen gün artıyor. Önemli olan cesur adımlar atabilmek. Her şeye bir bahane bulmayalım lütfen! Yakınmalarınızı duyar gibiyim. İnanmamaya meyillisiniz biliyorum. Gücünüzün kalmadığını hissediyorsunuz. Böyle gelmiş, böyle gider diyorsunuz… Gitmez güzel kardeşim. Bunu aklına sok. Hayatının bir bölümünde acılar içinde kıvranarak pişmanlıklar yaşayacaksın. Ne uğruna? Elinde imkan da var, zaman da… Yapabilirsin! Her şey içinde gizli, ne olur bana inan…
Seneler sonra elinde, uğruna gençliğini harcadığın bir beton ve metal yığını olmasın sadece… ”Doya doya yaşadım ben bu hayatı” de… ”Sevdim, sevildim, gezdim, dolaştım, içimde kin tutmadım, kendi kararlarımı kendim verdim, kimseye bağımlı olmadım” de… Doğaçlama yap artık!.. ”Ben senaryomu kendim yazdım. Ben sadece oynamadım, YAŞADIM bu hayatı ” de…
Lütfen bunları söyle sevgili arkadaşım, büyüğüm, kardeşim…Yapabilirsin, inan bana… Umarım bu yazı birilerinin hayatının iplerini eline almasında faydalı olur…
Özgür düşünceli ve inanç dolu günler dileğiyle…
Yazan : Aslı Ece Özdoğan – kendinigelistir.com
Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor.
neyi özlediğini,
kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum
kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor
aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için
bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum
ay’ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor
kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığın, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum
saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek stiyorum
benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum
bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor
kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum
güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum
her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum
benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını;
bir gölün kenarında durup gümüş ay’a “evet!” diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum
nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğun beni ilgilendirmiyor
keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan,
çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum
kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor
çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum
nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor
diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum
kendinle yalnız kalıp kalamadığını, ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum..
oriah mountain dreamer
(kanadalı bir kızılderili)
Aslı hanım yine güzellikleri döktürmüşsünüz. basit gördüğümüz alışkanlıklarımızdan hala vaz geçemiyoruz. sen bir ışık tuttun gerisi biz okurlarına kaldı. o değerli düşüncelerini paylaşımın için çok teşekkürler.
Haklısınız. sizinle aynı fikirdeyim. aynı fikirde insanlarla karşılaşmak güzel. çünkü fikirlerim etrafımdaki insanlardan farklı. ama hiç bir zaman bu konuda destek görmeyince insan yanlış fikirde olduğu düşüncesine kapılabiliyor.evlilik konusunda dediklerinize de aynen katılıyorum. bir de hayatı kuralına göre yaşamak zorundaymışım gibi davranılıyor. bastırılıyor düşüncelerim. güzeldi. teşekkürler
Sanki içimden geçenleri okuyup buraya yazmışsınız gibi.. gerçekten güzel yorumlama teşekkürler aslı hanım
Yazınızı okurken nasıl heyecan duydum bilemezsiniz.benim gibi düşünenler de var dedim ancak uygulayabilmek bir adımla işe başlamak o kadar kolay değil gibi sanki. hani bir çocuğun ilk yürüme çabası gibi.çocuk vardır annesi onu öle ayakta bırakır karşısından gel der ama çocuk cesaret edip adım atamaz düşerim yapamam diye korkar ve yere oturur,vaz geçer .diğer çocuk karşısında annesi vardır ya da yoktur. ama yapabilirsin özgüveni verilmiştir. düşeceğini bilse de yürür. ikinci çocuk gibi olmayı çok isterim.ama yazıda çok net olan gibi bilnçaltımız öle duvar hatta surlar örmüş ki toplum baskısından kurtulup hayatı içimize çekemiyoruz.:))
Her zaman olduğu gibi çok doğru diyeceğim ama o kadar ile kalacak hayatımaza aldığımız o kadar çöp bir anda atamıyoruz çünkü öyle bir işlemiş kı onun yaşamayıöğrenmişiz bu söyledikleriniz en küçükten ilk okuldan benımsesek ne güzel olur hayallarıme götürdüğün için teşekkür ederim sevgili aslı :)))))
Herkese sonsuz teşekkürler…çok seviniyorum yorumlarınızı okuduğumda…düşüncelere tercüman olmak çok hoş..
evet arkadaslara katiliyorum cok guzel yazmissiniz kendimize soyleyemediklerimizi bu yaziyla gostermissiniz ben her seye karar verdimde nerden baslayacagimi bilemedigim icin hala duruyorum baska bir yol ariyorum insanlar etrafimdaki insanlarin cogu beni anlamiyo ve okadar sikici hayat yasiyorlarki kendi mutsuz dunmyalarina bizide cekmeye calisiyorlar oyle bir zihindelerki onlar icin iyi bir okulu kazanmak ve iyi bir ise girmek sonra kendine gore bir es bulmak tabii bu esi ayni zamanda ailende begenecek ve onlar istediklerinde cocuk yapmak ben bunlari yapmak isteyip istemedigime bile onem vermiyorlar eger onlarin gozunde iyi bir gorunmek istiyorsan dediklerini yapmalisin yanlis anlasilmasin bende evlenmek isterim ama bunu kendi istedigimde evlilige adim atmak isterim baskalrinin dolduruslari ve baskilari ile degil benimde hayatimda boyle insanlar var ve oyle bir girmislerki hayatima ne yapsamda kurtulamiyorum atsan atilmaz satsan satilmaz cinsinden ama bi yolu her zaman vardir ve bende ne yapacagimi dusunuyorum ailemi uzmeden mutlu olmanin yolunu bulmaya calisiyorum yaziniz icin tsk edrim gercekten beni dusundurdu ve ne istedigi biliyordum ama hatitrlamama sebep oldu bidaha tsk Asli………
çok sevindim herkesin yorumlarına…teşekkürler arkadaşlar